Röntgen kadın
"Sevinç Kerimova insanların iç organlarını görüyor, teşhislerinin röntgenle doğrulandığını söylüyor. Birçok kişiye şifa bulduğunu iddia ediyor."
Kaynak: Tempo
Sevinç Kerimova'nın iddiaları
• İnsanların iç organlarını görüyorum. Teşhislerim röntgenle doğrulanıyor.
• 12 yıllık meslek hayatımda binlerce kişinin şifa bulmasına yardımcı oldum.
• Enerjinin hafızasını kaldırıyoruz, böylece sebepsiz ağrılar yok oluyor.
Sevinç Kerimova, 1956 Bakü doğumlu. Ülkesinde ünlü bir televizyoncuymuş. Çalıştığı TV kanalı, elle tedavi ve telepati gibi paranormal konularda bir belgesel fılm çekmesini istemiş. Bu arada Kerimova'nın bir Ateist olduğunu da ekleyelim. Yani ne Allah'a ne Şeytan'a ne de açıklanamaz enerjilere hiç inanmıyormuş. Hatta amacı da bu konunun uzmanlarının yanı sıra sahtekarları bulup onlarla da konuşmakmış. Çekimin ilk günü, çekim aracına bindiğinde ani bir ağrıyla kıvranmaya başlamış ve bayılmış. Gözünü açtığmda hastanede ameliyattan çıkıyormuş. Safra kesesi patlamış ve doktorlar, yaşama şansının yüzde 10 olduğunu söylemişler. 5 gün komada kalmış. Tek hatırladığı, hastane koridorlarında ayaklarının yere değmeden dolaştığı, uçtuğu. Bir de cam bir dolabın içinde duran ve içinde birkaç garip taşın durduğu kavanozlar. Bir tanesinin üstünde kendi ismini görmüş. Komadan çıklığında bunun bir rüya olduğunu sanmış. Ancak birkaç gün sonra yürüyüşlere başladığında koridorda gerçekten de öyle bir dolap ve içinde isminin yazılı olduğu kavanozu görmüş! Sevinç Kerimova, yazdığı "İçimize Seyahat" adlı kilabında bundan sonra başına gelenleri şu cümlelerle anlatıyor: "Fakat en korkuncu bu değil; o an oralarda olan insanın iç organlarını görmem ve diğer insanların hastalıklarını hissetmeye başlamamdı. Sadece bu konuyu düşününce gözümün önünde, sanki bir ekranda, karşımdaki insanın iç organları beliriyordu! Kaldığım hastane odasına 12 yaşındaki bir kızı getirdiler. Çok ağrısı vardı. Doktor, apandisit teşhisi koydu ve ameliyat istedi. Ben, kızın annesine, apandisit değil, böbreklerinde kum olduğunu söyledim. Röntgen çektirdiler. Gerçekten de böbreklerinde kum olduğu anlaşıldı. Bunu öğrenenler kapımda kuyruk olmuşlardı. Yaptığım teşhisler doğru çıkıyordu. Sonuçlar, röntgen, ultrasonla da doğrulanıyordu. Tabii beni eve gönderdiler." Ancak Kerimova'nın durumu düzelmemiş. Avuçlarının içi yanmaya, tuhaf rüyalar görmeye devam etmiş. Bazı olayları önceden hissetmeye, insanların düşüncelerini okumaya başlamış. Çok endişelenmiş ve aklını kaybetmekten korkmuş. Belgesel filmi çekecekken konuşacağı biyoenerji uzmanlarının listesini bulmuş ve tanışmış. Görüştüğü insanlar, onda özel bir güç olduğunun farkına varmışlar. Bundan sonra sıra, konuyu ineelemeye ve eğitim almaya gelmiş... "Doğu bilimlerindeki bütün şifa yöntemlerini araştırdım. Belli bir zaman sonra Parapsikoloji Enstitüsü'nde eğitim alıp enerji terapisti, ekstrasens ve parapsikoloji uzmanı diplomasi aldım. Birkaç yıl sonra ABD'de Kaliforniya'da hipnoterapist ve reiki mastırı diploması aldım. Bilgilerimi biyoenerji terapisti olarak uygulamaya başladım. 1996'da İstanbul'daki ilk resmi biyoenerji merkezini kurdum. Türkiye, Amerika ve Avrupa'da konferanslar verdim. Şimdi merkezimizde reiki seminerleri ve meditasyon dersleri veriyorum. 12 yıllık meslek hayatımda binlerce hastanın şifa bulmasına yardımcı oldum."
Rusya'da bionerji mafyası var
Biyoenerji bir pazar haline mi geldi?
O kadar çok şarlatan var ki bu işte maalesef Rusya'da bu mafya haline gelmiş. Bir adam bir yer alıyor, birilerini toparlıyor uzman diye ve pahalı reklamlar veriyor. "Kara büyü yaparım, ölüm garantisi veriyorum" bile diyorlar ilanlarda. Parapsikoloji dergilerine küçük bir ilan vermek 500 dolar! Bunların arkasında zengin bir adam var mutlaka. İçeri girmek için randevu alman ve 15 dakika konuşmak için 100 $ ödemen gerekir. Her şey para orada. Ciddi insanlar çok var, ama doğruyu bulmak gerekir.
İnsanların iç organlarını görmek nasıl bir duygu?
Önce bir anlam veremedim. Korkunç bir şeydi. Baktığım insanın, ekran gibi, karaciğerini, kalbini, bağırsaklarını, yani iç organlarını görüyordum. İlk zamanlar rahatsız oldum, ama artık kontrol edebiliyorum. İstediğim zaman görüyor, istemediğim zaman görmüyorum.
Ellerinizin yandığından bahsettiniz. Nasıl bir şeydi bu?
Hastaneden çıktıktan sonra ellerim 40-45 derecede yanıyordu sanki. Bir şeylere dokunmaya ihtiyaç duyuyordum. Anneme dokunuyordum ve rahatlıyordu, ağrısı geçiyordu. Ama ben de rahatlıyordum, çünkü sıcaklık gidiyordu.
Özel güçleri olan insanların büyük çoğunluğu neden Rusya ve Türki Cumhuriyetlerden çıkıyor?
Bizim taraflarda her üç aileden birinde özel güçlere sahip biri olur. Ya toprakla uzayla ilgili özel bir manyetik alan oluşmuş ya da toplum olarak savaş gibi çok büyük stresler yaşadık ondan. İnsanlar psikolojik olarak büyük darbe yiyince beyin, hayata bağlanma için yeni kaynaklar açıyor sanıyorum. Beyni daha fazla kullanmaya başlıyoruz. Bunun etkisinden olabilir. Ayrıca Bakü ve çevresindeki manyetik alana da inanıyorum. Petrolle ilgili, enerji kaynağıyla ilgili olabilir.
Biyoenerjinin varlığını kabul etmeyen, saçma bulanlara ne diyeceksiniz?
Ben de böyle düşünüyordum, çünkü bilmiyordum. Ama bir şeyin eğitimi varsa bunun bir açıklaması var demektir. Moskova, Bakü ve Amerika'da eğitim alınca inandım. Bunu herkes öğrenebilir. Bunu mistik havadan çıkarmak lazım. Her yeni fikrin üç evresi olduğuna inanıyorum: Birinci, herkesin "saçmalık" deyip gülme evresi; ikinci, herkes bu fikrin karşısındadır ve inkar eder; üçüncü evrede ise herkes sanki hiçbir şey olmamış gibi o fikri benimser ve uygular! Bilgisayar da böyleydi. Şimdi reiki, biyoenerji için aynı şey geçerli.
Enerji aktarımı bir tedavi yöntemi. Modern tıbbın tedavi yöntemleriyle çelişiyor mu?
Bunun tıpla hiçbir ilgisi yok. Bu, enerjiyle ilgili bir yöntem. Doktora gitmek gerekiyorsa doktora gidilir, ilaçlar alınır. Ama enerji bozukluğunuz varsa dünyadaki hiçbir ilaç ve doktor size yardımcı olamaz.
Sizin tam olarak yaptığınız nedir?
Beyin, mükemmel bir makine, bir bilgisayar. Her bilgisayar gibi programlıyoruz. Pozitif mi, negatif mi program verdiğimiz çok önemli. Vücuttaki bütün hücreler 98 gün içinde değişiyor. Ama iyileşecek mi kötüleşecek mi bize bağlı! Stres, korku, endişe, panik atak gibi sıkıntılar negatif programın birikiminden ortaya çıkar. Yaşadığınız olumsuzluklar, siz unutsanız da vücudunuz unutmaz. Bir süre sonra muhakkak bir fiziksel acı olarak, genetik olarak en zayıf noktanızda ortaya çıkar. Kanser hücrelerinin oluşumu böyledir. Ben, sorununuzun sebebi
bulup negatif programı kaldırıyorum. Enerji kanalı açıyorum ve beyninizi konuşarak programlıyorum. Hücreler yenileniyor, bağışıklık sistemi harekete geçiyor, aynı zamanda hipnoterapi uyguluyorum. Buradan gidiyorsunuz. Yattığınızda beyniniz çalışıyor ve vücut kendi kendini iyileştirmeye başlıyor.
O zaman düşüncelerimize çok dikkat etmeliyiz...
Düşünce, psikoenerjidir. Yani kocaman bir enerjidir. Düşüncemiz gerçekleşir. Çünkü düşünürken beyninizde bir enerji kaybı olur. Sonra o hayatta bize gerçek olarak döner, iyileşmek için gelirseniz iyileşirsiniz. Bu işe inanmasanız da kendinize güvenmelisiniz.
Sizin seans ücretiniz ne kadar?
Çakra açmak 40 milyon TL; sonra seans başına 50 milyon TL.
Neden İstanbul'a geldiniz?
1993'te rejisörlük mesleğimden ve geçmiş hayatımdan ayrılarak eşimin işi dolayısıyla ailemle birlikte İstanbul'a geldik. Savaştan sonra en yakın ülkeye geldi insanlar. Kültür ve dil yakın. Ama şu an çoğunlukla Türkler yapıyor bu işi. Öğrettik tabii.
Biyoenerji nelere iyi geliyor?
Nedeni belli olmayan hastalıklarda enerjiyle ilgili bir problem var demektir. Enerjinin hafızasını kaldırıyoruz, böylece sebepsiz ağrılar yok oluyor. Mide rahatsızlıkları; kalp, çarpıntı, nefes darlığı, sıkıntı, baş dönmeleri, astım (özellikle çocuklarda çok iyi cevap veriyor), migren, depresyon, yüksek tansiyon, panik atak, kolesterol, bel fıtığı... Biz tedavi etmiyoruz, vücudu dengeye sokuyoruz. Yoksa elim dokundu, iyileşti diye bir şey yok! İzin verirseniz sorununuz ortadan kalkar.
Bana da bakar mısınız? Neyim var? (O dönemde çok fena mide ağrılarım vardı!)
Tabii. Sizin midenizde rahatsızlığınız var. Size genelde "stres sebepli gastrit" teşhisi koyarlar. Ama tedaviye ihtiyacınız var. 8 gün boyunca her sabah yarım bardak çiğ patates suyu içeceksiniz. Sonra 3 seansta iyileşirsiniz.
Not: Sevinç Kerimova'nın "İçimize Seyahat" adlı kitabını aşağıdaki telefondan edinebilirsiniz.
Tel: 0 216- 463 29 99 0 216- 385 06 38