Riskli Gebelikler Takibi

Güncelleme Tarihi:

Riskli Gebelikler Takibi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2001 10:57

Riskli gebelikler anneye, bebeğe ve plasentaya bağlı nedenlerden kaynaklanabilir. Gebelik esnasında risk faktörü varlığında anne ve fötüs yakinen takip altına alınmalıdır. Sıklıkla karşılaşılan risk faktörleri:

Haberin Devamı

Gebelik yüksek tansiyonu, diabet, kalp hastalığı, gelişme geriliği, erken membran açılması, etkilenmiş kan uyuşmazlığı, gün aşımı ve prematüritedir.

Yüksek risk faktörünün cinsine ve şiddetine göre, gebeliğin farklı dönemlerinde hasta ayakta veya hastaneye yatırılarak takip edilir. Fetal durumun, başka deyişle bebeğin içinde iyilik durumunun tespiti için bazı testler kullanılır. Bunlar ultrasonografi ile yapılan bazı testler ve non stres testtir. Ultrasonografı ile fetal biyofizik profil denilen değerlendirme ve rahime giden kan akımının değerlendirildiği Doppler ölçümü yapılır. Non stres yapılımı kolay ve bilgi verici bir testtir. Tok karnıına 20 dakikalık bir dönemde fetal kalp atım hızı kaydedilerek fetal hareket ile birlikte olan kalp hızındaki artım gözlenir. Kaba bir test olmasına karşın bebek hareketleri tayini de bilgi vericidir; tok karnına, sol yanda saatte ortalama 4 -5 bebek hareketi olur iken, rahim içinde sıkıntıda olan bebeklerde hareket azalır. Bununla beraber, bebek içeride uyumasına da bağlı kısa süreli, 4 - 6 saati geçmeyen hareketsizlik dönemleri olabileceği de unutulmamalıdır. Gebelik tansiyon olguları, rastgele ve 24 saatlik idrarda protein düzeyleri ile yakın takip edilir. Ani ortaya çıkan görme bozukluğu, bulantı, kusma, mide yanması, karaciğer üzerine ağrı ve hassasiyet ciddi gebelik tansiyonunun göstergesidir ve en kısa zamanda hasta hekimiyle temasa geçmelidir. Diabetik olgularda olası gebelik öncesi hekim ile konsültasyon yapılmalı, bazı kan testleri ile kan şeker düzeylerinin kontrol altında olduğu belirlenmelidir. Diabetik olgularda özellikle ilk üç ayda olan kan şeker yükseklikleri beraberinde artmış doğuştan anomali riskini getirmektedir. Kalp hastaları da benzer şekilde gebelik öncesinden takibe alınmalıdırlar; özellikle gebeliğin 24. haftası sonrası kalbe binecek yük artacağından takip çok sık ve gerektiginde hastaneye yatırılırak olmalıdır. Erken membran açılması durumlarında, miyad olmayan olgularda, prematürite olmaması için zaman kazanılması hedeflenir; bu esnada sessiz bir enfeksiyon gelişmediği laboratuvar olarak gösterilmesi önemlidir. Kan uyuşmazlığı ilk gebelik esnasında hemen daima bir problem olmaz iken, düşük veya doğum sonrasında belli oranlarda Rh+ fetustan anneye kanın bulaşması ile etkilenme ortaya çıkabilmektedir. Doğum sonrası bebek kordonundan alınacak kan örneğinde bebek kan grubu Rh+ ise, daha sonraki gebeliklerde etkilenmeme olması için koruyucu iğne yapılır. Düşük sonrasında bu risk koruyucu iğne her olguya yapılır. Gün aşımı diğer bir risk faktörüdür; miat her ne kadar 37 -42 hafta arası kabul edilse de 40. ve özellikle 41. hafta üstünde bazı fetal problemler ortaya çıkabilmektedir. Plasentada yaşlanma nedeni ile. bebek kanlanması azalabilmekte ve bebek sıkıntıya düşebilmektedir. Bu nedenle 40, 41. hafta üzerinde kendiliğinden doğum eylemi başlamaz ise, özellikle amniotik su miktarı azalan olgularda doğum kararı alınır. Prematürite, günümüzde, gelişmiş ülkelerde hala önde gelen bebek kayıp nedenlerindendir. Prematür doğum yüzde 8 -10 olguda görülüp, erken membran açılması, çoğul gebelikler, daha önce erken doğum hikayesinin olması, (bebeğin su miktannın normalden fazla olması, çocuk esinin aşağıda yerleşimi başlıca nedenleridir. Şikayet olarak doğum eylemi gibi düzenli gelen kasılmalar yanısıra, sürekli aşağı bası hissi ve sürekli bel ağnsı ilk başvuru şikayeti olabilir.

Tedavi planın belirlenmesinde gebelik haftası çok önemlidir; 34-35 hafta üzerinde doğumlarda bebek yaşama oranları yüksek iken, özellikle 30, 32 hafta öncesinde düşmektedir. Annede hazırlayıcı risk faktörü varlığı, şiddeti, gebelik haftası ve ilk başvuruda rahim ağzındaki açılma ve silinmeye göre tedavi planlanır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!