Güncelleme Tarihi:
1- Ramazan aylarında böbrek rahatsızlıkları ve özellikle taş hastalıklarının arttığı doğru mudur?
Evet ne yazık ki doğru. Bu konuda insanların bilinçlendirilmesi çok önemli. Ramazan insanların nefislerini test ettikleri bir ibadet olsa da yine bunu gerçekleştirirken Allah’ın bize bahşettiği en önemli hediye olan vücudumuzu da koruyabilmeliyiz. Vücudumuzu bir fabrika gibi düşünebiliriz. Üretim için hammadde gerekir ve üretim aşamasında çıkan atık ve zararlı maddelerin de vücuttan uzaklaştırılması. Vücudun yabancı ve zararlı maddelerden uzaklaştırılmasında en önemli organ böbreklerimizdir. Böbreklerimiz kanı süzerek atıkları ayrıştırır ve bunları su ile karıştırarak idrarı yapar . İdrar ile vücudumuz istenmeyen maddelerden arınır. Yeteri kadar sıvı alınmadığında bu işlem zorlaşmasına bağlı böbrek hastalıkları artar. Bunun yanı sıra içinden yeteri kadar su geçmeyen borularda nasıl kireçlenme olursa böbreğin boru sistemi içinde de kireç benzeri özellikle kalsiyum yoğunluklu mineraller birikerek taş oluşumuna neden olur.
3- Vücudumuz susuz kaldığında neler olabilmektedir?
Önceden de anlattığımız gibi tüm dokuların suya ihtiyaçları vardır. Susuz kalındığında Yetersiz sıvı alımı sıvı elektrolit dengesizlikleri, bayılma hissi, halsizlik, deri esnekliğinde azalma, mide bulantısı, baş dönmesi, huzursuzluk özellikle yaşlılarda şuur bulanıklığı, sinirlilik gibi çeşitli şikayetleri ortaya çıkarabilmektedir. Bunlar sadece şikayet derecesinde kalmayıp çok daha ciddi hastalık tabloları da oluşabilmektedir. Bunların arasında özellikle zaten böbrek taşı hikayesi olanlarda daha sık olmak üzere böbrek taşı oluşumu ve bunun verdiği sancılar, kanının yoğunlaşmasına bağlı olarak beyinde tıkanıklıklar ve inmeler, tansiyon yükselmeleri, eğer bireyler kan sulandırıcı, epilepsi ilaçları gibi ilaçlar kullanıyorlarsa bunların doz oynamalarına bağlı yan etkiler sayılabilmektedir.
5- İdrar yollar enfeksiyonları açısından oruç tutmanın etkileri nelerdir?
Özellikle bayanlarda yetersiz sıvı alınımı ciddi idrar yolları enfeksiyonlarına neden olabilmektedir. Vücudumuzda hepimizin belirli oranlarda mikroplar bulunmaktadır. Biz idrar kanalından bol sıvı geçirdiğimizde ( yani bol idrar yaptığımızda) bu mikroplar oraya yerleşememektedir. Oysa az sıvı alındığında az idrar yapımı olmakta ve mikropların da içeri girip hastalık yaratmaları için ortam oluşmaktadır. Bu nedenle orucu direk etkisi değil ama oruç tutanların yeterince sıvı almamaları yine idrar yolları enfeksiyonları açısından risk oluşturabilmektedir.
Tabii ki yeterli sıvının alınması çok önemli. Genellikle insanlar ne kadar sıvı aldıklarının kontrolünü tam yapamamaktadır. Bu nedenle basit bir öneri olarak herkesin kendi şişesinin olmasını üzerine ismini yazarak iftar ve sahur arasında ne kadar su tükettiklerini izlemelerini öneriyoruz. Suyu da tek bir büyük parçada değil de yarım saatlik aralıklarla birere bardak şeklinde tüketilmesi daha faydalı olacaktır. Bu miktarın 1-1.5 litrenin altında olmaması gerekir. Ayrıca içtikleri suya koyacakları bir limon suyunun yine hem idrar yolları enfeksiyonlarından hem de böbrek taşı oluşumundan koruyucu olacağı da kanıtlanmıştır. Limon suyu yüksek oranda c-vitamini içerir. C-vitamini kimyasal adı ile sitrik asit böbrek yolu ile atılır ve atılırken idrarın asit dengesini ayarlar. Bu şekilde mikropların üremesini engellediği gibi böbrek taşlarının ana kaynağı olan kalsiyumun da çökmesini azalttığından çözünür halde tutarak böbrek taşları için de koruyucu etki gösterebilmektedir.
7- Oruç tutacak böbrek taşı hastaları için basitçe önerileriniz neler olacaktır?
Bu durumu belki iki bölüme ayırmak gerekir. Birincisi halihazırda taşı olan hastalar ikincisi ise daha önce taş düşürmüş ancak şu an için bilinen taşı olmayan hastalar. İkinci hasta grubuna ben konuşurken böbreklerinin bizim açımızdan sabıkalı olduğunu söylüyorum. Çünkü daha önce böbrek taşı hikayesi olan bir bireyin tekrar böbrek taşı yapma ihtimali hiç böbrek taşı düşürmemiş bir bireye göre 2-3 kat artmaktadır. Hali hazırda taşı olan hastaların mutlaka oruç öncesinde doktorları ile görüşmelerini özellikle öneririm. Taşlar üzerinde enfeksiyon yani mikroplar olduğunda hem şekil değiştirebilmekte hem de boyut olarak büyüyebilmektedir. Bu nedenle oruç öncesinde idrar tahlili yapılması enfeksiyon varsa ilaç tedavisinin düzenlenmesi, idrar asit dengesinin bakılarak gerekirse ek tedavi düzenlenmesi, taşın büyümesini engelleyecek ilaçların kullanımının değerlendirilmesi önemlidir. Her iki grup için de sıvı alımı çok önemlidir. Özellikle sitrat içeren bazı ilaçlar sık taş düşüren hastalarda Ramazan döneminde başlanabilmektedir. İdrar asiditesinin ayarlanması ve mümkün olduğu kadar yağsız gıdaların tercih edilmesi yine önemi noktalardan bir tanesidir. Yağlı ve özellikle kolesterolden yüksek gıdaların tüketilmesinin böbrek taşı için bir risk faktörü olabileceği bildirilmiştir.
Doç.Dr. Haluk Kulaksızoğlu,
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
Üroloji