Güncelleme Tarihi:
Siz de canı sıkılınca yemek yiyen ya da bir şeyler atıştırmaktan keyif alan insanlardan mısınız? Bazı insanlar duygusal, fiziksel ve ruhsal acılarını ya da problemlerini azaltmak için farklı yollara başvururlar. Sarhoş edici, keyif verici ve bağımlılık yapıcı maddeler kullanma, kumar, alışveriş çılgınlığı gibi alışkanlıklar insanların sıkıntılarından kurtulmak için başvurduğu; fakat sonuçta yeni acılara sebep olan yollardır. Kimisi için de yemek yemek durduramayacağı bir alışkanlık haline gelmiştir. Bu kişiler yemek yemeyi açlığı tatmin için değil de duygularını değiştirmek için kullanırlar. Sürekli çikolata, şekerlemeler, kuruyemiş veya pasta, tatlı, kurabiyeler, börekler atıştırırlar. Bu şekilde aşırı yemek yiyenler daha çok şekerli karbonhidratça veya tuzca zengin yiyecekleri tercih ederler. Böyle bir yemek yeme kişiye elbette fayda yerine zarar vermektedir.
Aşırı yemek yeme vücuda verdiği zarar bakımından alkol, uyuşturucu ve kumar gibi bağımlılıklara benzer. Fakat bu alışkanlıktan kurtulmanın zorluğu kişinin hayatının devamı için yiyeceklerden tamamen uzak duramamasıdır. İhtiyaç için yemek yiyen kişi kendisini kontrol edemeyince aşırı yeme alışkanlığı devam etmektedir. Aslında yiyecek ölçülü olduğu takdirde rahatlatıcı da olabilir. Bir dilim pasta veya bir küçük kalıp çikolata yiyerek kendisini daha iyi hisseden kişiler çoktur. Problem bunun aşırı olması ve alışkanlık haline gelmesidir.
Dikkat eksikliği olanlar yemeğe meyilli
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocukların şekerce karbonhidratça zengin şekerleme kurabiye, kek ve makarnaya düşkün oldukları bilinmektedir. Yapılan araştırmalar çocukluğunda DEHB belirtileri olan kişilerin yetişkinken de şekerli ve karbonhidratlı yiyeceklere düşkün olduklarını göstermektedir Bunun nedeni DEHB'de glikozun beyin tarafından yavaş emilmesi yani absorbe edilmesidir. Araştırmalar göstermektedir ki hiperaktif yetişkinlerde beyindeki glikoz metabolizması normal kontrol grubundakilere göre yüzde 8,1 daha yavaştır. Diğer araştırmalar da hiperaktif veya hiperaktif olmayan DEHB'li yetişkinlerde normalden daha yavaş glikoz metabolizması olduğunu destekler şekildedir. Böylece aşırı yemek yiyenler farkında olmadan nörokimyalarını (beden kimyalarını) değiştirmeye çalışmaktadırlar.
Yiyecekler de ilaç etkisi yapar
Uygun olmayan şekilde; fakat kişiyi geçici olarak rahatlatan yeme şekli bir çeşit ilaç gibidir. Yemek yeme, fiziksel huzursuzluk veya zihinsel dağınıklık durumunda geçici olarak sakinleştirici etki gösterebilir. Yiyecekler dikkat problemi olan kişilerin okurken, çalışırken, televizyon ve film seyrederken daha iyi konsantre olmalarına yardım edebilir. Bununla beraber DEHB'de görülen "dürtü kontrol bozukluğu" kişinin yeme dürtüsünü kontrol etmesini zorlaştırır. Bir paket bisküviyi veya koca bir tabak tatlıyı nasıl bitirdiklerine kendileri de hayret ederler. Yemek yeme, bu kişileri sanki beyinlerindeki kaostan kurtarmaktadır. Bu durumda problem, önce aşırı yemenin işe yaraması, sonra da pek çok probleme yol açmasıdır.
Doğal hayata dönün
Psikolojik tedavilerin amacı kişinin sağlığını düzenli bir şekilde sürdürebilmesi için gerekli davranışları kazanmasıdır. Depresif durumda olan kişi alışkanlıklarını değiştirme çabası gösteremez. Antidepresanlar kişinin kendini değiştirme çabalarını destekler. Fakat gaye hayat boyu ilaçlarla yaşamak değildir. Seretonini doğal olarak yükseltme yolları vardır. Meselâ açık havada dolaşmak, haftada birkaç defa 1,5 saat süren spor egzersizleri ya da hızlı yürüyüş yapmak, sanatla veya hoşlandığı meşguliyetlerle uğraşmaktır.
Stres seretonin seviyesini düşüren sebeplerdendir. Stresle başa çıkma yollarını bilmek, hayata güzel bakabilmek de önemlidir. İyi bir beslenme alışkanlığı kazanmak da seretonin seviyesini uygun şekilde devam ettirir. Önemli olan önce uygun tıbbi ve psikolojik tedavi ile eksik seretonin seviyesinin normale döndürülmesi daha sonra bunun doğal yollarla devamı için gerekli alışkanlıkların kazanılmasıdır.