Güncelleme Tarihi:
Türkiye çapındaki 5 bin 40 hastanın verilerinden oluşturulan haritaya göre, prostat kanseri her yaşta görülebiliyor, tanı konan en genç hasta 37, en yaşlı hasta ise 97 yaşında.
Hastaların yüzde 25'i 50-60 yaş arasında. Yüzde 50'si 60-69 yaş arasında. Yüzde 20'si de 70-79 yaş arasında. O nedenle, 50 yaşından sonra bu hastalığa dikkat etmek gerekiyor. Öte yandan, hastalarda prostat kanserine özgü bir şikayet olmuyor. Hastaların çok önemli bir kısmı hiçbir şikayet olmadan karşımıza çıkabiliyor.
Bir grup da idrar yaparken zorlanma, kanama gibi bir takım şikayetlerle karşımıza çıkıyor. Şunu iyi ayırt etmek lazım, bu belirtilerin olması ilerlemiş prostat kanserini gösterebilir ya da göstermeyebilir. Bu belirtilerin tek başına olması iyi huylu prostat büyümesini de gösterebilir. Ürologların buradaki görevi, en doğru yöntemle tanı koymak.
10 yıl önce hastalara bir takım yakınmaları nedeniyle prostat kanseri tanısı konulabiliyordu fakat bugün hastaların yarısının hiçbir şikayeti olmadan doktora başvurması sayesinde prostat kanseri erken teşhis edilebilir hale geldi.
Rektal prostat muayenesiyle 4 hastanın 1'inde belirti bulunabiliyor
Prostat kanserinin tanısında, kanda prostat spesifik antijen (PSA) testi, rektal prostat muayenesi, muayene sonrası kanserden şüphelenilen hastalara MR kılavuzluğunda prostat biyopsisi yöntemleri kullanılıyor. Sadece rektal prostat muayenesiyle 4 hastanın 1'inde belirti bulunabiliyor. Lütfen prostat muayenesinden kaçmayalım. İyi bir hekim, iyi bir ürolog, 4 hastanın 1'inde sadece basit bir muayeneyle PSA ya da MR bulgusu ne olursa olsun, prostat kanseri şüphesi bulabiliyor. Bütün testler yapılsa da birinci basamak yapılacak şey rektal muayene.
10 yıl önce tanı alınan hastaların sadece yarısı ameliyat edilirken, bugün her 4 hastanın 3'ü ameliyatla tedavi ediliyor. Hastaların büyük çoğunluğuna ameliyat edilebilir noktada, erken evrede tanı koyuluyor. Artık cerrahiyi daha rahat öneriliyor çünkü korkulan kanama, idrar kaçırma gibi komplikasyonlar daha az gözüküyor.
50 yaş üzerindeki her erkeğe, şikayeti olmadan, üroloji ve prostat kontrolü öneriliyor
Prostat bilinenin aksine bir hastalık değil, üremeyle ilgili görevleri olan bir organdır. Belli bir yaştan sonra ise erkeklerde kanserleşme riski bulunuyor. Prostat kanseri Amerika Birleşik Devletleri ve Kuzey Avrupa'da erkekler arasında ilk sırada Türkiye'de akciğer kanserinden sonra 2. sırada yer alıyor.
Prostat kanseri gözle görülemediği ya da bir şikayet ile anlaşılamadığı için geç anlaşılıyor. Fakat, erken yakalamak çok önemli. Görünmez ve gizli bir bölümde olduğu ve genelde şikayet yaratmadığı için taramayla yakalanıyor. 50 yaş üzerindeki her erkeğe, şikayeti olmadan, üroloji ve prostat kontrolü öneriliyor.
Ailenizde hiçbir kanser hastası yoksa 50 yaşında kontrol yaptırmanız yeterli gözüküyor ama eğer ailenizde, birinci derece yakınlarınızda prostat kanseri olan varsa 40 yaşından sonra şikayetiniz olmadan doktora gitmelisiniz. Öte yandan, ailenizdeki kadınlarda, özellikle kız kardeşiniz ve annenizde meme ve rahim ağzı kanseri gibi kanserler varsa, genetik yatkınlık olabileceği için prostat kanseri taramalarını öne almanız lazım.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinde tarama çalışmalarının ertelenmesinin belli bir kuralı vardır fakat çok fazla da ötelenmemesi gerekiyor. Son dönemlerde çok fazla pandemide gecikmiş vaka görülüyor. O nedenle gecikmelerin önüne geçmek için doktorunuzla mutlaka irtibatta olun. Prostat kontrollerinizi ihmal etmeyin.