Güncelleme Tarihi:
Preeklampsi, halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak da bilinir. Gebelik tansiyonu ya da gebede idrarda protein kaçağı olarak da adlandırılan preeklampsi hipertansiyona bağlı olarak gelişir ve çeşitli organları etkileyebilir.
Preeklampsi belirtileri nelerdir?
- Anne adayında inatçı baş ağrısı,
- Görmede bulanıklık,
- Özellikle gebeliğin ikinci yarısında baş dönmesi ve kusma,
- Ani kilo artışı,
- Özellikle yüzde ve eller de ani şişlik ve ödem,
- Nefes almada zorluk,
- İdrar çıkış sayısında azalma gibi şikayetlerin olması önemlidir.
Preeklampsi nasıl oluşur?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ali İrfan Güzel, preeklampsinin nasıl meydana geldiğini şöyle anlatıyor: "Gebeliğin ilk oluşum aşamasında bebeğin eşi olan plasentanın anormal yerleşimi sonucu salgılanan faktörler bu hastalığa neden olmaktadır. Anne adayının yaşının çok genç veya çok ileri olması, gebelik öncesi yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, bağışıklık sistemi hastalıkları veya önceki gebeliğinden gebelik şekeri veya preeklampsi geçirmiş olması riski artırmaktadır. Ayrıca çoğul gebeliklerde riski artırmaktadır.
Mutlaka her gebenin risk durumu belirlenmeli ve düzenli tansiyon ölçümü yapılmalıdır. Bu hastalıkta salgılanan faktörler böbrek damarlarını da etkilemekte ve böbrekten protein kaçağına neden olmaktadır. Bu gebelerde düzenli idrar tetkiki yapılması da bu hastalığı erken teşhis etmeye yardımcı olacaktır."
Preeklampsi nasıl tedavi edilir?
Tedavi preeklampsi şiddetine göre farklılık gösterdiğini belirten Güzel, hastalığın tedavisiyle ilgili şu bilgileri verdi: "Kesin tedavi yöntemi 'doğum' dur. Hafif preeklampsi durumunda tansiyon takibi ile 37. gebelik haftasına kadar beklenebilir. Şiddetli preeklampsi durumunda ise 34. haftadan sonra bebeğin akciğer gelişimi için kortikosteroid tedavi verilip doğumunuz yaptırılabilir.Sonuç olarak; preeklampsi gebeliğin riskli durumlarından biridir. Tecrübeli hekim, yenidoğan yoğun bakım şartlarının olduğu bir yaklaşım ile takip ve tedavi edilmelidir."