Polikistik Over Sendromu Diyeti
"Polikistik over sendromu, kalp hastalıklarından, yüksek tansiyona; diyabetten rahim kanserine kadar pek çok hastalığa zemin hazırlayabilir…"
Polikistik over sendromu, kadınlarda adet düzensizliği, tüylenme ve kilo problemi ile görülebilen bir rahatsızlıktır. Polikistik over sendromu (PKOS) kadınlarda üreme çağında görülen en sık endokrin hastalıktır. Yumurtlama problemine ve infertiliteye neden olan hastalıkların başında gelir. Aslında çok değişik formlarda görülebilir.
İlk kriter, adet düzensizliği yani yumurtlamanın seyrek veya az olması; ikincisi tüylenme, üçüncüsü de ultrasonda polikistik over yapısının görülmesidir.Prof. Dr. Sedat Kadanalı, yaşam tarzı değişikliği yaparak polikistik over ile baş etme yolları hakkında bilgi verdi:
Polikistik over doğuştan ortaya çıkan bir hastalıktır. Polikistik over sendromlu kişilerde anne karnında bebek iken gelişme geriliği görülür. Anne karnında besinden enerjiden yoksun kalan bebekte insanların kıtlık zamanında her şeyi biriktirmesi gibi stokçuluk, biriktirme alışkanlığı başlar. Daha sonra çocuk doğduğunda dünyada ihtiyacı olan besinlerle bolca karşılaşır ancak bu biriktirme alışkanlığı devam eder. Sonuçta ilerleyen yaşlarda erken ergenlik görülebilir, obezite baş gösterebilir ve bu hastalık hayat boyu devam eder.
Polikistik over sendromlu kızlar evlendiklerinde çocuk sahibi olamama durumu ile karşılaşabilir.
Ancak bu problem çok rahatlıkla tedavi edilmekte ve polikistik overli kadınlar hamile kalıp doğum yapabilmektedirler. Çocuk yaşta ve ergenlik döneminde görülebilen adet düzensizliği ile karıştırılabiliyor.
Polikistik overlilerde adet düzensizliği sık görülür, normalde bayanlarda her ay yumurtlama görülürken, bu sorunu yaşayan bayanlarda yumurtlama olmadığı veya seyrek olduğu için adet tarihleri belirsizdir. Bunun dışında tüylenme ve şişmanlık sorunu olabilir ya da bu hastalar "kısır mıyım?" endişesi ile doktora başvurabilmektedir. Sivilcelenme, tüylenme, şişmanlama psikolojik sorunları da beraberinde getirebilir.
Adet düzensizliği durumunda polikistik over tablosu söz konusu değildir. Polikistik over tanısı hem klinik hem de laboratuvar değerlendirmelerle konur ve tedavi de buna göre planlanır.
Kalp hastalıklarından, yüksek tansiyona; diyabetten rahim kanserine kadar pek çok hastalığa zemin hazırlayabilir.
Polikistik over tanısı konulan bir hastada hastayı rahatsız eden problem ne ise o çözülür; adet düzensizliği var ise adet düzene sokulur, tüylenme ön planda ise tüylenmeyi giderici tedavi planlanır, ancak bekar veya çocuk isteği olmayan bir hastada hamile kalmaya yönelik yumurtlama uyarıcı tedaviler yapılmaz. Bu tedavi çocuk isteyen hastalara, çocuk istedikleri dönemlerde yapılır.
Polikistik over yaşam boyu süren bir hastalıktır.
Uzun dönem riskleri de kişiyi bekleyen tehlikeler arasındadır. Tedavi görmeyen hastalarda kalp hastalıkları, kan lipidlerinde bozukluk, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve rahim kanseri riski artar.
İlk kural gündelik aktiviteyi artırmaktır, hastalarımıza günlük aktivitelerine 20 dk daha eklemelerini öneririz. Vücudun fizik aktivitesini artıran herhangi bir aktivite artışı etkilidir ama biz hekim kontrolünde düzenli spor yapılmasını önermekteyiz. Bununla birlikte diyetisyen kontrolünde sağlıklı bir diyet planlaması gereklidir. Az yemek çok harcamak etkilidir öyle ki; obez polikistik over sendromu olan bir kadın %10-15 kilo verdiğinde yumurtlaması kendiliğinden başlar, tüylenme ve adet düzensizliği kendi kendine düzelir, gebe kalma şansı artar. Kilo vermenin ilaçtan daha etkili olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. polikistik over sendromu Diyeti hakkında Dyt. Şefika Aydın Selçuk şöyle diyor…
DİYET TEDAVİSİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
1- Glisemik yük azaltılmalı
Ağırlık kaybından bağımsız olarak diyetin kompozisyonunun değiştirilmesi insülin duyarlılığını etkilemektedir. Glisemik yükün azaltılması glisemik indeksi düşük besinleri tüketmekle sağlanır. Düşük glisemik indeksli besinlerdeki glikoz kana daha yavaş karışır; kan şekeri ani yükselip ani düşmez. Dolayısı ile de hemen acıkmazsınız daha uzun süre tok tutar. Kilo vermeye yardımcı besinlerdir. Bu sebeple de diyete düşük glisemik indeksli besinler koymak şarttır.
YÜKSEK GLİSEMİK İNDEKSLİ BESİNLER: Beyaz un, beyaz pirinç, reçel, bal, makarna, spagetti , kek şeker, kızarmış patates, patates püre, havuç
DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ BESİNLER: Kepekli un, esmer şeker, kepekli pirinç, kepekli makarna, kuru baklagiller, meyveler (muz, incir, kavun hariç), yulaf, çavdar ekmek , bezelye, yeşil fasulye, barbunya2- Posalı (lifli) besinler koyulmalı
Posa bitkisel besinlerde bulunan karbonhidratların sindirilmeyen kısımlarıdır. Posa kan şekerinin yükselme hızını düşürür, insülin ihtiyacını azaltır tokluk hissi vererek kilo kaybını sağlar. Aynı zamanda yüksek olan kan yağlarının düşürülmesinde ve barsak çalışmasını düzenleyerek kabızlığın oluşmamasını sağlar. Özellikle kuru baklagiller, taze ve kuru meyveler, sebzeler, kepekli ürünler, çavdar, yulaf tam buğday ekmeği ve bulgur lif içeren besinlerin başında gelir.
3- Sık sık ve ara ara beslenme olmazsa olmazlardan
Açlık krizlerini azaltmak ve vücut yağlanmasını ortadan kaldırmak için 2,5 -3 saat aralıkla beslenmek gerekir. Ara öğünler doğru seçimler olacak şekilde karbonhidrat, yağ ve protein grubunca örüntülü olmalıdır. Peynir+ekmek, meyve, süt-yoğurt, kuruyemiş, kek, bisküvi gibi doyurucu ara öğünler kişiye göre miktarları ve dağılımı yapılarak belirlenmelidir.