Peynirsiz Kahvaltı Olmaz.
"Biliriz ki, peynirsiz bir kahvaltı sofrası sofradan sayılmaz. Açlığımızı bastırmak için hemen buzdolabına koşup, peynir ekmek ikilisine saldırmaya alışmışız. Peynir, protein açısından zengin, enerjisi bol bir besin. Örneğin, 100 gr. gravyer peynirde, 250 gr. et kadar protein var."
Sadece bu değil, kalsiyum ve B2 vitamini yönünden de zengin. Peynirin sindirimi sütten daha kolay. Çünkü süt işlemlerden geçip de peynir olunca sütteki bazı enzimleri atmış oluyor. Her yaştan insanın beslenmesinde peynir çok önem kazanıyor.
Peynir üretiminde ilk sırayı Hollanda, Fransa, İtalya ve İsviçre alıyor. Türkiye'de de zengin peynir çeşidi hemen göze çarpıyor. Van'ın otlu peyniri, Urfa peyniri veya tulum peyniri ilk anda akla gelenler oluyor.
Avrupa mutfaklarında peynirin önemli bir yer edindiği kesin. Maltalılar peyniri ızgarada kızartıp günün herhangi bir saatinde tüketiyorlar. Onların keçi peynirleri başlı başına bir yemek yani. Peynir, Fransızlar için neredeyse bir ana yemek kadar önemli olmuş. Özellikle akşam saatlerinde şarap ve peynir tüketmek neredeyse bir rituele dönüşüyor. Bunun bir kültür olduğunu düşünüyorlar. Fransızlar, rokfor ve camembert başta olmak üzere ürettikleri 400'e yakın peynir çeşidiyle haklı bir gurur duyuyor. İsviçreliler için de peynir çok önemli. Keçi peynirleri ve bundan yapılan fondüler de dünyaca ünlü.
Hollanda'nın kimyon, karabiber gibi çeşitli baharatlarla çeşnilendirilmiş edam ve gouda ve füme peynirleriyle Danimarka'nın danblue adındaki küflü peyniri peynir dünyasının önemli çeşitlerinden birkaçı.
Bizde neler var? En başta çeşitli yörelere göre yapılışı biraz farklılık gösteren tulum peyniri var. Erzincan, Erzurum, İzmir ve Trakya bölgesine kadar geniş bir alana yayılan yerlerde üretiliyor. Adapazarı, Bolu, Balıkesir, Düzce ve Hendek gibi yörelerde yapılan Çerkes peyniri de çok ünlü.