Güncelleme Tarihi:
Ramazan ayında tutulan oruç, fizik, psikolojik, sosyal ve inanç ile ilgili, çok yönleri olan müslümanlara özgü bir ibadet şeklidir. Dolayısı ile olayı sadece açlık yönü ile ele almak, sağlık yönünden sonuçları açısından, çoğu kez yanıltıcı olmaktadır. Ne yazık ki, bu konuda ki gerçek bilimsel çalışmaların yetersizliği, konunun sadece aç kalmanın sağlıklılık üzerine etkisi boyutu ile ele alınmasına yol açmaktadır.Organizma açlık sırasında düzenleyici mekanizmalarını devreye sokar. Vücut yağlarını daha etkin olarak kullanır. Bazal metabolizmasını yavaşlatır. Daha az gıda alımı ile sağlıklı ve aktif kalma için gerekli düzenlemeler sağlanır. Böyle bir durumda aşırı miktarlarda veya dengesiz yemek yeme, kurulmaya çalışılan dengeyi alt-üst edebilir. O halde Ramazan süresince beslenme, mümkün olduğu kadar Ramazan dışında ki diyetimizi taklit etmeli, aşırılıklardan kaçınılmalıdır. Şeker hastaları başta olmak üzere, tüm hastalar mutlaka Ramazan sırasında oruç tutup tutamayacakları, oruç tutacaklar ise diyet ve ilaçlarının düzenlenmesi için doktora başvurmalı, doktor gözetiminde olmalıdır.Ramazan ayında kan kolesterol ve ürik asid düzeyleri yükselebilir. Günlük kalori ihtiyacının % 30 veya daha azı yağlardan temin edilmelidir. Sindirimi yavaş, liften zengin diyet adaptasyonu kolaylaştıracak, tok tutacak, sağlıklı bir yaklaşımdır. Kompleks karbonhidratlar, baklagiller, sebze ve meyveler tercih edilmelidir. Şeker, beyaz un gibi rafine karbonhidratlardan, yağlı gıdalardan, sigaradan kaçınmalıdır. Hurma- lif, potasyum ve magnezyumdan zengin iyi bir karbonhidrat kaynağıdır. Yine fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler sağlıklı protein ve enerji kaynaklarıdır.Ramazan ayında mide asiditesi de artabilir. Yine, gastrointestinal sistem alışık olduğu ritmin dışına çıkar. Tüm bunlar yanma, ekşime, ağrı, şişkinlik gibi mide-barsak yakınmaların ortaya çıkışını kolaylaştırabilir. Buna karşılık orucun psikolojik, sosyal ve inanç ile ilgili boyutları, daha önceden fonksiyonel bu tip şikayetleri olan hastaların yakınmalarının kontrolunu kolaylaştırabilir. Lifli, posalı diyet gastrointestinal motiliteyi uyararak, safra asidlerini bağlayarak yakınmaları azaltabilir, kabızlığı engelleyebilir. Mümkün olduğu kadar öğünler sebzeden zengin olmalı, her öğünde meyve yer almalıdır.Toplumda mide yakınmalarının önemli bir sebebi gastroözofageal reflu hastalığıdır. Özellikle, bu hastaların iftar ve sahurda aşırı miktarlarda yemesi, yemek yedikten hemen sonra yatmaları, şikayetlerinin artmasına yol açacaktır. Yine yağlı gıdalar, kızartmalar, salçalı yemekler, turunçgiller, sigara, kafeinli içecekler yakınmaları arttıracaktır. Kafeinli içecekler ayrıca hafif de olsa idrar söktürücü etkiye sahiptir. Dolayısı ile vücudun, oruçlu kaldığı dönemde susuz kalmasını kolaylaştırabilir. Hamilelik ve emzirme, enerji ve değişik besinlerin gereksiniminin arttığı bir dönemdir. Oruç bu gereksinimlerin yerine konulmasını engelliyor ise, ertelenmelidir. Din kaynaklarında da bu dönemler ile ilgili fleksibilite dikkat çekicidir. Aşırı kilolu insanlar için Ramazan bulunmaz bir fırsattır. Hafif fizik aktivite ile zenginleştirilmiş, doktor gözetiminde dengeli bir diyet, Ramazan'ın psikolojik, sosyal ve inanç boyutu ile kilo verme, yaşam şeklini değiştirme için iyi bir başlangıç olabilir.Sık Karşılaşılan Problemler:Kabızlık: Mümkün olduğu kadar posalı gıdalar ve bol miktarda içecek tüketiniz. Rafine gıdalardan kaçınınız. Alışık olduğunuz tuvalet saatine uyunuz. Tuvalet isteğinizi ertelemeyiniz.Şişkinlik, gaz, mide yakınmaları: Sindirim sisteminiz yeni ritmine alışana kadar bu yakınmalar sıktır. Ramazan öncesi gıda alışkanlığınızdan sapmalardan kaçınınız. Birden yüklenmeyiniz. Uykunuzu almaya, tuvalet gereksiniminizi ertelememeye dikkat ediniz. Özelilkle sahurda yağlı, salçalı yemekler, kızartma, turunçgilller, sigara, kafeinli-gazlı içeceklerden kaçınınız. Gerekirse bu yakınmalarınızı kontrol altında tutabilecek, doktorunuzun tavsiye ettiği ilaçlara başvurunuz.Mide yakınmalarına neden olabilen tedavilerin başında ağrı kesici-romatizma ilaçları gelmektedir. Bu ilaçlar, gıda, stres gibi faktörlerle birlikte ülser vb problemlere sıkça yol açabilmektedir. Özellikle bu tür ilaçlara gereksiniminiz olduğunda doktorunuzun önereceği, sindirim sistemi üzerine daha az zararı olan ağrı ve romatizma tedavisini, yine doktorunuzun size önerdiği şekilde kullanılması önem taşımaktadır.Gerek ülser hastalarında gerekse de dispepsiye yol açan diğer hastalıkları olan hastalarda 24 saat boyunca mide asidini kontrol altında tutabilecek, etkeni ortadan kaldırarak kalıcı çözüme ulaştırabilecek, ilaçlar mevcuttur. Gerekli diyet, davranış ve ilaç modifikasyonları ile, doktor gözetimi altında çoğu kez oruç tutmak mümkün olabilir.Halsizlik: Yeterli miktarlarda sıvı alımını ihmal etmeyiniz. Rafine karbonhidratlardan kaçınınız. Uykusuz kalmayınız. Yürüme gibi hafif ekzersizler, günlük uğraşılar, günler içerisinde adaptasyonunuzu kolaylaştırabilir.Eklem-Kas Ağrıları ve Romatizmal Hastalıklar: Şiddetli ağrıları nedeniyle düzenli olarak ağrı kesici ilaçlar kullanması gereken hastalar, doktorların önereceği günde tek doz olarak uygulanan tedaviler sayesinde tedavilerine ara vermek zorunda kalmadan oruç tutmaya devam edebilirler. Kronik olarak ağrı kesici ilaçlar kullanmak zorunda olan bu hastaların tedavi altında olmadıkları zaman ağrılarının günlük yaşamlarını engelleyecek dereceye geldiğinden, tedaviye bir ay boyunca ara vermek kendileri için kısıtlayıcı olacaktır. Bu nedenle iftar veya sahur zamanı, günde tek doz olarak düzenlenecek bir tedavi oruç tutmak isteyen ağrılı hastalar için uygun olacaktır. Ayrıca bu hastalarda kas kramplarının meydana gelmemesi için yeterli minerallerin alınmasına da dikkat edilmelidir.Başağrısı: Özellikle sigara, kahve alışkanlığı olanlarda sıktır. Dolayısı ile Ramazan'a girmeden 1-2 hafta önce bu gibi alışkanlıkları yavaş yavaş azaltmak, kafeinsiz içeceklere ağırlık vermek yardımcı olacaktır. Ayrıca uyku ritmindeki değişiklik, gerginlik ve açlık diğer önemli faktörlerdir. Günlük program uyku gereksinimini karşılayacak şekilde düzenlenmelidir. Sahurda, uzun süre tok tutacak, kan şekerinde ciddi oynamalara yol açmayacak, kompleks karbonhidratlara (hububat, baklagiller, posalı gıdalar....) ağırlık vermelidir.Böbrek taşları: Bu tip sorunu olan hastalar, özellikle susuz kalmamaya dikkat etmeli, oruç tutup tutamayacakları konusunda doktorlarına danışmalıdır.Hipertansiyon: Hayvanlarda yapılan çalışmalarda açlık ve tekrardan besleme siklüsleri hipertansiyona yol açabilmekte veya var olan hipertansiyonu ağırlaştırabilmektedir. Uyku ritminde değişiklikte tansiyonu etkileyebilir. Ancak, yapılan çalışmalar tansiyon ilaçlarını düzenli kullanmak kaydı ile, oruç tutmanın emniyetli olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile günde 1 veya 2 kez alma ile gün boyu tansiyonu kontrol altında tutan ilaçlar ile, komplikasyonsuz hipertansiyon hastaları oruçlarını tutabilir. Türkiye'den yapılan iki çalışmada akut koroner hastalığı veya felç sıklığında, Ramazan ayında bir artış saptanmamıştır.Diabetes mellitus: İnsulin dozunu atlama, öğünlerin düzeninde ve içeriğinde-miktarında ki değişiklikler, komaya eğilimli şeker hastalarında ciddi problemlere yol açabilir. Kan lipid ve ürik asid profili olumsuz etkilenebilir. Özellikle, komplikasyonlu şeker hastaları, eşlik eden infeksiyon veya diğer sağlık sorunları olanlar, hamile veya emzirenler oruç tutmamalıdır.