Orgazm olmak ya da olmamak

Güncelleme Tarihi:

Orgazm olmak ya da olmamak
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2006 06:00

Orgazm insanoğlunun yaşadığı en büyük hazlardan biriyken, kadınların büyük bölümü için adeta bir kara delik. Bu öyle geriye atılmış bir konu ki, zayıflamaya harcanan çabanın onda biri orgazm olmak için harcanmıyor. Oysa bırakın klitoral orgazmı vajinal orgazmı bile yaşamak mümkün. Sahi aralarında fark var mı?

Haberin Devamı

Kimilerine göre klitoral orgazm Uludağ'a benzetilirken, vajinal orgazm Everest'e benzetiliyor. Biri 'anlık bir titremeyken', diğeri 'insanı kendinden geçirecek kadar şiddetli bir sarsıntı' olarak tanımlanıyor. Şimdi bunu duyunca insan; 'AIlah'ım bunca zamandır benim yaşadığım (veya yaşamadığım) neydi?' diye soruyor kendine.

Uzmanlara göre orgazmın şiddeti kadından kadına veya koşuldan koşula göre değişiyor. Bilinen tek bir gerçek var ki, o da vajinal orgazm yaşanına oranının oldukça düşük olduğu. Meselenin hem psikolojik hem de fizyolojik yanı var. Psikolojik yanı, kadının sadece bedeniyle değil beyniyle de sevişmesi. Dolayısıyla kendini güvende hissetmeyen, karşısındaki erkeği kendine yakın bulmayan kadın, kanı güldür güldür aksa dahi bir türlü kendini tam anlamıyla kaptıramıyor yaşadığı heyecana.

Bu bir grup kadın! Bir diğer grup kadın var ki, yıllardır aynı yatağı paylaştığı eşiyle bile aynı sıkıntıyı yaşıyor. Çünkü talepkar olamıyor kadın. Yönlendirmek, istekte bulunmak belki ayıp, belki de alçaltıcı geliyor. Oysa erkekler yatakta hep yönlendirilmeyi bekliyor. 'Konuş benimle' diyorlar kadınlara; 'Bu hoşuna gidiyor mu!' (Yoksa demiyorlar mı? Demeyenlerle de ayrıca ilgilenmek gerek.)

Her neyse! Tüm bu kaygılara bir de 'oram fazla, buram büyük, şuram sarkık' paniği ekleniyor; böylece de seks ancak bir spor aktivitesine dönüşüyor. Kadın bilmiyor ki erkek her seçimini gayet bilinçli bir şekilde yapar. Her şeyin farkındadır ve eğer o kadını seçtiyse, cinsel ilişki esnasında o göbeği, o popoyu gözü görmez.

Gelelim olayın fizyolojik yanına. .. Bu durum kadının bedenini tanımaması ve erkeğin karşısındaki bedeni tanımak için fazla çaba göstermemesi (veya fırsatı olmaması) gibi iki ana başlık altında toplanıyor. Fakat görüldüğü üzere hiçbiri altından kalkılamayacak sorunlar değil.

Makus kaderine ağlayan ve yatakla gönülden bağlantısı sadece uyku olan kadınlar için işin uzmanlarıyla konuştuk. Yetmedi bir de madde madde özet çıkardık. Tüm bunları her sabah aç kamına içtiğiniz bir bardak ılık sudan sonra okuyun. Formunda ama mutsuz bir bedenle yaşamayın. Beyler, mümkünse siz de okuyun, okumayanlara okutun. Hepimiz gül gibi geçinip gidelim.

Yapsak yapsak ne yapsak?

1- Hanımlar, kendinizi tanımaya bakın. Mastürbasyon bunun ilk adımı. Vibratör ise vajinanızın duyarlı noktalarını size gösterecek, hangi anda hangi ritmi sevdiğinizi ortaya koyacak mucizevi bir alet. Ne istediğinizi bilin ve bunu dile getirin.

2- Dilediğiniz gibi davranın. Yatak odasında toplum içinde yüklendiğiniz kimliği sürdürmek zorunda değilsiniz.

3- Hiçbir şeyi aceleye getirmeyin. Hazır olmayı bekleyin. Büyüklüğünü, işlevini bir kenara bırakın! Vajinayla penis, tıpkı bir yap boz gibidir. Önemli olan uygun parçayı bulmak.

4- Büyüklüğü mü işlevi mi takıntısını bir kenara bırakın. Vajinayla penis tıpkı yap-boz gibidir. Bazı vajina derindir, bazısı dardır, bazısı kısadır. Önemli olan uygun parçayı bulabilmek.

5- İlişkinin daha başında 'nasıl olsa olamayacağım' derseniz zaten olamazsınız. Ayrıca sonuç odaklı hareket etmek de doğru değil. Birinde olursunuz, birinde olmazsınız ama ruhen mutlu olursunuz, sonra yine olursunuz. Unutmayın, bir kadın yatakta on kaplan gücündedir.

6- Ve beyler! Kadın vücudunu bir define adası gibi düşünün. Elinizdeki harita kaba saba bir şekilde çizilmiş gibidir. Detayları keşfedip, karşınızda duran kadının erojen bölgelerini tek tek bulun.

7- Uzakdoğu seks öğretilerinden yararlanın. Bu konudaki eserleri okuyun.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!