Güncelleme Tarihi:
Dr. Gündüz TEZMENToplum genelinde her 10 çocuktan birinde görülen disleksinin fark edilmesi genelde ilkokulun ilk yıllarına rastlıyor. Tedavisi için ise özel eğitim şart.SÖMESTR tatili, kar tatili derken öğrenciler bir türlü ikinci döneme ısınıp öğrenime başlayamadılar. Okuma yazmayı bu yıl öğrenmesi beklenen birinci sınıf öğrencileri için bu durumun büyük bir dezavantaj yarattı. Bu yılın 1. sınıflarının kimisi ilk dönemin ortasında, kimisi ise dönem sonuna doğru okumayı sökmüştü, bir kısmının ise halen bir atılım yapması bekleniyor. Okuma yazma konusunda her çocuktan aynı performansı beklemek mümkün değil elbette. Bu sorunu yaşayan öğrencilerde farklı nedenler söz konusu olabiliyor. Zeká geriliği, görme-işitme özürleri, ruhsal sorunlar, aile içi sorunlar bunlardan sadece birkaçı. ''Disleksi'' olarak adlandırılan ve neredeyse her 10 çocuktan birinde görülen öğrenme bozukluğu ise okuma yazmayı öğrenme konusunda karşımıza sık sık çıkan bir rahatsızlık. Gelişimsel okuma bozukluğu olarak da tanımlanan disleksiye erkek çocuklarda kızlara oranla 4 kat daha fazla rastlanıyor. Nedeni kesin olarak bilinmese de hamilelik sırasında annenin yetersiz beslenmesi, doğum sonrası görülen yüksek ateşli enfeksiyonlar, doğum sırasında plasenta ve göbek kordonu anomalileri, başa alınan darbeler ve kalıtımın disleksi gelişiminde rol oynadığı düşünülüyor.HARFİ TERS ALGILIYORTabii ki her okuma yazma öğrenemeyen çocukta disleksi var demek son derece yanlış. Bunu kesin olarak söyleyebilmek, çocuğu inceleyen, tetkiklerini yapan hekime düşüyor. Disleksili çocuklar, harfleri ya da rakamları ters algılayabiliyor. Okurken cümle içinde kelime atlamaları görülebiliyor ya da farklı satırlardan okumaya geçiliyor. Tahtadakini defterine farklı bir şekilde geçirebiliyor. Bunların dışında çocuk yön tayininde, sağını solunu öğrenmede güçlükler yaşayabiliyor. Aynı şey uzaklığın algılanmasında da görülüyor. Disleksili çocuklar taşıdıkları şeyleri sık sık yere düşürüyorlar, sağa sola çarpıyorlar. Ödevlerini yapmayı unutan bu çocuklar anne babalarının haksız yere hışmına uğrayabiliyorlar.ÜSTÜN ZEKALI MI?Disleksili çocuklar, belki de yaşıtları arasında en sık eleştirilen çocuklar oluyorlar. Tembel, dağınık, dikkatsiz, sakar gibi sıfatlarla üzerlerine gelinen bu çocuklar, kendilerinde ne sorun olduğunu anlayamamanın sıkıntısıyla yaşıyorlar. Özgüvenleri azalıyor, içe kapanık çocuklar haline geliyorlar. Oysa disleksi, bir zeká düşüklüğü göstergesi değil. Disleksili çockların bazılarının üstün zekálı oldukları da biliniyor. Disleksili çocukların ebeveynlerine verilecek en doğru öğüt, sabırlı ve anlayışlı olmaları. Bu çocuğun hasta değil, özel çocuklar olduklarını düşünmek gerekiyor. Sorunun üstesinden aile içinde gelmek, genelde zor olduğundan bir uzman yardımı almak gerekiyor çoğu zaman. Sınıf ortamında ise öğretmene ve tahtaya yakın olmaları için ön sıralara yerleştirilmeleri doğru bir tercih. Bu çocukların yazılılarda performansları düşük olduğundan sözlü sınavlarda test edilmeleri de daha doğru. Disklesinin çözümü ise anlayıştan ve özel eğitimden geçiyor.Derleyen: Ömür GEDİK/ Hürriyet