Güncelleme Tarihi:
Hareketsiz yaşam ve fast food kültürünün neden olduğu rahatsızlıklar arasında insülin direnci sendromu ilk sıralarda yer alıyor. Şeker hastalığı, obezite ve metabolik sendrom gibi pek şikayete yol açan insülin direncine karşı bilinçli ve dikkatli olmak gerekiyor.
Suadiye Memorial Tıp Merkezi İç Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Soner Dileklen, ofis yaşamı ve hareketsizlik nedeniyle son yıllarda artış gösteren "insülin direnci sendromu" hakkında bilgi verdi.
İlk çağlardan günümüze besine ulaşmamız her geçen yüzyıl daha kolaylaşmış ve buna ters orantılı olarak ulaşılan besinlerin kalori değerleri de her geçen yüzyıl artmıştır. Ofis ortamının ataleti ve kalori alımındaki fast food gerçeği biz çalışanları bir anda obezitenin ortasına atmıştır. Bol kalorili besinleri hızla tüketme zorunluluğu, hareket azlığı ile birleşince bel çevresi yağlanmasını kaçınılmaz hale getirmiş; bu da insülin direnci sendromunun başlamasına neden olmuştur.
Peki nedir bu sendrom?
İnsülin, pankreastan salgılanan şeker metabolizmasını düzenleyen bir hormondur. İnsülin bu düzenlemeyi yaparken "insülin reseptörü" adı verilen bir yapıya bağlanır ve aktive olur. Bu reseptör çeşitli nedenlerle insülinin bağlanmasına izin vermez ise; insülin kanda yeterli miktarda olduğu halde görev yapmıyormuş izlenimi verir.
İnsülinin vücutta çok önemli etkileri vardır.
Bunlar;
1. Şekeri hücre içine sokarak yakılmasını sağlamak
2. Karaciğerde şeker üretimini engellemek
3. Kas ve yağ dokusunda şeker depolanmasını sağlamak
Bu görevlerin hepsi dikkat edilirse, kan şekerini düşük tutmak amaçlı etkiler olduğu görülür. İnsülin, reseptöre bağlanmada problem yaşar ise; yukarıdaki etkilerin hiçbiri gerçekleşmediğinden şekeri sınırda tutabilmek için insülin gittikçe artma eğilimi gösterir. Bu durumda şeker normal gittiği halde kan insülin seviyeleri gittikçe artar. Ta ki insülin pankreas üzerindeki hücrelerde hasar verinceye dek. Pankreasın zarar görmesi sonucunda şeker kanda yavaş yavaş yükselmeye başlar ve sonunda şeker ciddi boyutlara ulaşır. Bu durumda da şeker hastalığı oluşur.
FAZLA KİLOLARA NEDEN OLABİLİR
İnsülinin yüksek seyretmesi 2 farklı olaya daha neden olur. Bunlardan birincisi; insülin iştah arttırıcı bir hormondur. Yedikçe insanın daha çok yiyesi gelir.
İkincisi de; insülin yağ depolanmasına yardımcı olur. Bu iki özellikte kilo almayı artırıcı ve vermeyi zorlaştırıcı etkenlerdir. Bu nedenle insülin direnci kırılmadan kilo vermek mümkün olamamaktadır.
METABOLİK SENDROMA ZEMİN HAZIRLAR
İnsülin direnci, ilerlemiş durumda diyabet hastalığına sebep olmasının yanı sıra; kalp hastalığı açısından da çok büyük bir risk oluşturmaktadır. Bilim adamları son yıllarda bu hastalıkları beraber bulunduran bir fenomeni tanımlamışlardır. Bu hastalığa "metabolik sendrom" denmektedir.
Metabolik sendrom içeriğinde; insülin direnci, kan insülin yüksekliği, şişmanlık, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve koroner damarlarda tıkanıklık gibi çok ciddi problemler birlikte bulunmaktadırlar
Dünyada birçok merkez metabolik sendrom ve oluşturduğu etkiler üzerine birçok çalışma yapmaya başlamıştır. Önümüzdeki 10-20 yıl bu konudaki araştırma sonuçları yayınlandıkça hastalığın ne denli önemli olduğu bir kez daha gün yüzüne çıkacaktır.
Ülkemizde de bu konu ile ilgili "Metsar" adı altında bir çalışma sonuçlanmıştır. Bu çalışmada 4bin kişinin üstünde bir grup üzerinde araştırma yapılmış ve ülkemizde metabolik sendrom oranı yüzde 33 olarak saptanmıştır. Bu çalışmalarda asıl önemli olan nokta metabolik sendrom hastalığı olanların birçoğunun hastalığının farkında olmamasıdır.
Bu çalışmadaki ilginç verilerden bazıları ise şöyle;
1. Türk toplumu yüzde 31.3 oranında sigara kullanmaktadır
2. Toplumdaki 20 yaş üstü kişilerin yüzde 27.6 kadarının şekeri yüksek fakat maalesef bu kişiler bunun farkında değil. Bu kişiler diyabet riski altındalar ve bunların insülin direnci tedavisi almaları gereklidir.
3. Türk kadınlarının yüzde 54.8 kadarı şişman ve bu nedenle kalp krizi ve diyabet açısından risk altındadırlar.
Bu sonuçlar bize hastalığın ne derece önemli ve ilerleyici bir hastalık olduğunu göstermektedir. Ülkemizde insülin direnci ve buna bağlı olarak; şişmanlık, şeker hastalığı ve kalp krizleri gün geçtikçe artacaktır. Bize düşen görev iş işten geçmeden kontrollerimizi yaptırıp önlemleri önceden almaktır.
İNSÜLİN DİRENCİNİZ VAR MI; TEST EDİN! >>>
İNSÜLİN DİRENCİ TESTİ
1. Haftada 5 den fazla abur cubur diye adlandırılan; çerez, cips, pop corn besinleri tüketiyor musunuz?
2. Tansiyonunuz 140-90 üzerine çıkıyor mu?
3. Düzenli spor veya egzersize rağmen kilo vermenizde problem oluyor mu?
4. Bel kalınlığınız fazla mı ( bel çevresinde yağ birikimi var mı) ?
5. Aileniz içinde; şeker hastası, kalp hastası, tansiyon yüksekliği, polikistik over hastası ve şişman var mı?
6. Yemek sonra konsantrasyon güçlüğü, dengesizlik ve baş ağrısı oluyor mu?
7. Kolesterol yüksekliği var mı?
8. Ani olarak şeker ve hamur işi yeme ihtiyacınız oluyor mu?
9. Kilo ve boyunuza bakılırsa kendinizde 4 kg ve üstü fazla kilo hissediyor musunuz?
10. Her yemekten sonra yorgunluk ve uyku hali hissediyor musunuz?
11. Haftada 3 defadan fazla; pilav, makarna ve patates tarzı besinler tüketiyor musunuz?
12.Açlık kan şekeri yüksek tespit edildi mi?
13.Haftada 2'den az mı egzersiz yaparsınız?
14.Günün her saati kendimizi canlı neşeli enerjik hisseder miyiz?
TEST SONUÇLARI
Yukarıdaki sorulara verilen EVET yanıtlarının sayısına göre insülin direnciniz konusunda fikir beyan edebiliriz.
0-2 İnsülin direnci YOK
3-5 İnsülin direnci olasılığı az ancak dikkatli olunmalı
6-9 İnsülin direnci var ciddi takip gerekli tedavi için vakit kaybetmeyin
10-14 Durum çok ciddi çok acil bir merkeze başvurunuz