Güncelleme Tarihi:
Bir şeylere isim koyma, onları yaftalama isteği yıllardan bu yana devam ediyor. Konu cinsellik olduğunda bu durum daha da ön plana çıkıyor. Örneğin frijit ve iktidarsızlık terimleri günlük hayatta sıkça kullanılıyor. Ancak bilimsel karşılığı olmayan bu tanımlamalar popüler kültürde kişileri sınıflandırmaktan öteye geçmiyor. Son dönemde sıkça gündeme gelen, Lars von Trier’nin 2013’te vizyona giren “Nymphomaniac” adlı filmiyle iyiden iyiye dilimize yerleşen “nemfomani” de bunlardan biri. Psikiyatrist, psikolog ve cinsel terapistlerin son günlerde sıkça rastlandığını belirttiği bu durum aslında aşırı cinsel istek ve ilgisi olan, bu nedenle de aşırı cinsel aktivite gerçekleştiren, söz konusu aktiviteler içinde yer alsa da tekrarlayan cinsel ilişkiler, mastürbasyon, orgazm gibi deneyimlere rağmen bir türlü cinsel doyum hissi yaşayamayan ve sürekli cinsel aktiviteye yönelen kadınlar için kullanılıyor.
TÜM YAŞAM ETKİLENİYOR
Hiperseksüalite tanısı alan kişiler, bu sorun nedeniyle yaşamda çok zor durumda kalıyor. İkili ilişkiler ve sosyal hayatın yanı sıra iş yaşamında da istenmeyen sonuçlar görülebiliyor. Örneğin kişi iş yerinde porno film izlerken ya da mastürbasyon yaparken yakalanıyor ve işini kaybediyor. Bir başkası ise sabahlara kadar porno film izlemek, mastürbasyon yapmak, cinsel partnerle birlikte olmak ya da onların peşinde koşmaktan işinden uzaklaşıyor, verimli olamıyor. Herhangi bir iş yaparken sürekli aklında cinsellik olduğu için işine odaklanamıyor. Bu da iş hayatının sekteye uğraması, maddi zorluk yaşanması gibi sonuçlara neden oluyor.
DOYUMSUZLUK YAŞANIYOR
İlk başlarda cinsel ilişki sıklığı partnerler arasında hoş karşılanırken, bir noktadan sonra hiperseksüalite sorun olarak görülmeye başlıyor. Hiperseksüaliteyi kadınlar açısından değerlendirmek gerekirse nemfomanik olarak adlandırılan kadınlar birçok problem yaşıyor. Bunlar toplum kaynaklı sorunlar olabiliyor. Kadın cinselliğini özgürce yaşamak istiyor. Bunu erkeklerde olduğu gibi mutlaka ciddi, uzun soluklu bir ilişkiye oturtma gereğini hissetmiyor. Ki böyle bir mecburiyet de bulunmuyor. Prof. Dr. İncesu erkekler nasıl yargılanmıyorsa, kadınların da yargılanmaması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Ancak ince bir çizgi bulunuyor. Bu noktadan sonra gerçekten bir hiperseksüaliteyle meşgulsek bu durum kişinin iç dünyasında, ilişkilerinde, psikolojisinde sorun yaratıyor. Örneğin uzun soluklu ilişkiler kurmakta, bunları yürütmekte güçlük yaşıyor. Bir süre sonra bu sorun doyumsuzluğa neden oluyor. Gerçek doyuma ulaşmakta güçlük çekiliyor. Cinsel davranışları nedeniyle ilişki kurmak için bir şekilde riske girip, zarar görebiliyor. Bunun sonuçlarını yaşıyor, bazen de depresyona giriyor. Hastalar bu şikayetlerle bize gelip, destek istiyor.
Hiperseksüalite, patolojik nedenlere bağlı görülebiliyor. Bazen psikiyatrik hastalıkların birer parçası, belirtisi olarak da ortaya çıkabiliyor. Zaten nemfomani tanımı da buradan geliyor çünkü “nemfo” kadını, “mani” de çılgınlığı yani kadınların çılgınlık halini ifade ediyor. Örneğin bipolar bozukluğun manik döneminde görülebiliyor. Prof. Dr. İncesu bu hastalığın görüldüğü her kadında ya da her manik kişide olmasa da bazı olguların manik dönemde aşırı istek, dürtü ve cinsel faaliyet içine girdiğini belirtiyor. Bu dönemde her türlü haz aktivitesinde artış görülüyor. Bazıları da spesifik olarak haz aktivitesi üzerinden gidiyor. Kişi defalarca, karşısına çıkan herkesle cinsel ilişki kurabiliyor. “Zaten bu durum nedeniyle de bir süre sonra depresyona giriyorlar. Çünkü kişilerin hiçbir kriteri olmuyor, aynı anda üç-beş kişiyle birlikte de olabiliyorlar” diyen Prof. Dr. Cem İncesu mani’nin tedavi edilmesinin ardından bu durumun düzeldiğini belirterek, hiperseksüaliteye neden olan diğer hastalıkları şu sözlerle anlatıyor: “Epileptik kişilerin bir kısmında da cinsel istek uyanıyor. Beyin tümörleri ile birtakım hastalıklar da bu duruma yol açabiliyor. Bunların yanı sıra uyuşturucu madde kullanımı halinde çok abartılı cinsel aktiviteler görülebiliyor. Fakat tüm bunlara karşın son yıllarda hepsinden bağımsız hiperseksüalite vakalarına da sıkça rastlanıyor. Öte yandan kişilik bozuklukları da bu soruna yol açabiliyor. Borderline, antisosyal ile kısmen histrionik kişilik bozukluklarında da görülebiliyor. Ama histrionik kişilik bozukluklarında kişi cinsel aktiviteye girmese de karşı tarafı kışkırtıcı ve baştan çıkarıcı davranışlar sergileyebiliyor.”
Hiperseksüalite cinsel haz odaklı olduğu için kişiler arasında aşk, sevgi, bağlılık, ilişki kurma, duygusallık, şefkat gibi etkenler bulunmuyor. Birliktelik fiziksel haz ve doyuma indirgeniyor ama burada da sorun yaşanıyor. Ancak konunun psikolojik boyutunda da farklı problemler yaşanıyor. Örneğin bu erkeklerin kimi boşalamıyor. Kadınlar orgazm olabiliyor ama doyum hissi yaşayamıyor. Bazı hastaların günde ortalama dört-beş kez cinsel aktivite yaşamadan rahat edemediğini belirten Prof. Dr. Cem İncesu, bu durumun büyük bir anksiyeteye yol açtığını ve kişinin doyum hissedemediğini söylüyor. Hiperseksüalite gerek kişinin, gerekse partnerinin hayatının altüst olmasına neden oluyor. Düzenli bir ilişki götürmeye çalışan hiperseksüalitesi olan kişiler bir süre sonra partnerlerinden hayır cevabı alabiliyor. Tümüyle cinsel aktiviteye yönelmek yerine mastürbasyon yapmak, başkalarıyla birlikte olmak gibi yöntemlerle bu isteklerini dengelemeye çalışsalar da bunu başaramıyorlar. Bu ve benzeri nedenler hiperseksüalitesi olanların uzun soluklu ilişkileri yürütmekte sorun yaşamasına yol açıyor. Evlilik gibi cinsel sadakat üzerine kurulu ilişkilerde problemler ortaya çıkıyor. Çünkü dürtüleri cinsel arayışı getiriyor. Çoğunlukla partnerler buna ayak uydurmaya çalışsa da frekans uyumsuzluğu oluyor. Orta yolda buluşulursa devam ettirilebiliyor ama gerçek anlamda hiperseksüalitesi olan kişilerde bu büyük problem yaratıyor. Evliliği yürütmede sorun yaşanıyor ya da çok sayıda ekstrem ilişki kuruluyor.
Bir uzmana hiperseksüalite belirtileriyle başvuran kişilerde ilk olarak altta yatan bir patoloji olup olmadığı araştırılıyor. Varsa uygulanan hormon tedavileri inceleniyor. Çünkü bazı hormon ilaçları cinsel isteği uyandırabiliyor. Kişide gerçekten hiperseksüalite varsa ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanıyor. İlaç tedavisi kişinin patolojik kaynaklı aşırı cinsel isteği olması durumunda gündeme geliyor. Psikoterapi ise bireysel olarak uygulanıyor ve bu yönteme daha çok başvuruluyor. Ancak kişinin düzenli bir partneri olması halinde çift terapisi ya da cinsel terapi de yapılabiliyor.
“HİPERSEKSÜALİTE DAHA ÇOK 25-45 YAŞ ARASI, GENÇ VE ORTA GRUPTA GÖRÜLÜYOR. İLERİ YAŞTA BU DURUMA ÇOK FAZLA RASTLANMIYOR.”