Güncelleme Tarihi:
Doğrusunu söylemek gerekirse kadınların selüliti neden bu kadar ciddiye aldıklarını anlamak kolay değil. Bunun iki nedeni var: Birincisi, selülit bir hastalık değil. Herhangi bir hastalık sonucunda da ortaya çıkmıyor. İkincisi, ağrısı yok, sızısı yok. Yaşam kalitesini ruhsal takıntılara yol açması dışında etkilemiyor. Ama eğer kadınlar selüliti ciddi bir problem saymaya devam edecek olurlarsa işimiz gerçekten zor.
Kozmetik problemi
Selülitten herkes şikayetçi mi? Değil. Selüliti bir "dişilik özelliği" gibi görenler bile var. Onlara göre selülit, kıvrımlı ve özel estetik yapısı, yumuşak ve pürüzsüz cilt, sakalsız-bıyıksız yüz kadar kadınsal bir özellik. Ve yine onlara göre sorun bu kadınsı özelliklerin biraz fazlaca ön plana çıkmasıdır. Bazıları moral olsun diye yazmıyorum, selülitli kadınların cinsel yönden daha çekici ve başarılı olduklarını bile düşünüyor. Farklı düşünenler olabilir ama çoğunluk -köylüsü, kentlisi, işçisi, emeklisi fark etmiyor- selüliti kozmetik bir problem olarak kabul ediyor. Modern güzellik anlayışında selülite yer yok. "Kadın dediğin selülitsiz olmalı" diye düşünenlerin sayısı daha çok.
Selülit vücudun değişik yerlerinde ama özellikle kalça, basen ve bacaklarda ortaya çıkan portakal kabuğuna andırır cilt değişimleridir. Portakal kabuğu görüntüsünün yoğunluğuna göre hafif, orta ya da ağır selülit probleminden bahsedilir.
Soya çekim de etkili
Selülitin oluşumunda genetik, metabolik ve hormonal faktörler veya dolaşım bozuklukları etkili olabiliyor. Beslenme yanlışlarının (özellikle sık sık alınıp verilen kiloların), hareketsiz bir yaşam tarzının da etkisi var. Kadın vücudunun bir özelliği olan su toplama veya su tutma sorununu da suçlayanlar var. Dolaşım bozukluğu arttıkça o bölgelerde varisler de ortaya çıkabiliyor. Doğum kontrol hapı kullananlarda, hipotroidi, yani tiroit bezi tembelliği olanlarda, kabızlık problemi ile boğuşanlarda selülite yakalanma riski artıyor. Selülit oluşumunda soya çekimin de etkisi var. Selülitli bir anneniz varsa sizde de görülme ihtimali yüksek. Bir bakıma çoğu kadın annesi gibi yaşlanıyor. Vücudunda meydana gelen yaşlılık değişimlerini genlerle annesinden alıyor, "Annesine bak, kızını al" deyişi belki de bir ölçüde doğru.
Selülit, her 10 kadından 9'unda "takıntı sorunu" haline gelmiş durumda.
Selülit bize göre bir hastalık değil, ama bazı uzmanlar ağır selülit olgularını hastalık olarak kabul ediyor ve "hidro-lipodistrofi" adını veriyor.
Selülitin oluşumunda genetik, metabolik ve hormonal faktörler, dolaşım bozuklukları, beslenme yanlışlıkları etkili olabiliyor.
Selülit oluşumunda soya çekimin de etkisi var. Selülitli bir anneniz varsa sizde de görülme ihtimali yüksek.
Ünlüler gibi sizin de selülitlerinizle başınız dertte mi? Tartışın!
Tedavisi yok ama kontrolü mümkün
Selülitin tedavisi yok ama azaltıcı önlemler ve yöntemler çok. Sebebi "selülit pazarı"nın büyüklüğü. Ne var ki bütün yöntemlerin karşısında "etkili olduğu kuşkulu" ibaresini koymak gerekiyor. Ne mezoterapinin, LPG'nin ya da başka masaj aletlerinin ne de "soya enjeksiyonları" veya "lipoliz" adı verilen girişimlerin selülit tedavisinde dişe dokunur bir faydası yok. Selülitin tedavisi yok ama kontrol altına alınması (az da olsa) olanaklı. Bunun içim yaşam tarzınızı değiştirmeyi ve sık sık yaptığınız bazı hatalardan vazgeçmeyi göze almanız gerekiyor. Ayrıca fazla kilolarınızı vermeniz, iyi bir aktivite planı oluşturmanız da şart. Hormon desteklerini (eğer çok gerekmiyorsa) kullanmamanız öneriliyor. Su tutan bir vücudunuz varsa tuzu azaltmayı deneyebilirsiniz.
Diyetle yetinmeyin egzersiz yapmak şart
Yazımızın girişinde belirttik, bir kez daha hatırlatalım: Kilo problemi selülite yakalanma riskini yükseltiyor ama zayıf kadınlarda bile selülit görülebiliyor. Kilo kaybı selüliti tedavi etmiyor ama düzenli egzersiz selülitin en etkili ilacı gibi görülüyor. Özellikle tempolu yürüme ve yüzmenin, iyi planlanmış diğer aerobik egzersizlerin kesinlikle faydası var.
Selülit bir kilo problemi midir? Hayır. Bir kez daha hatırlatalım, kilo verseniz de selülitlerinizden kurtulamayabilirsiniz. Hatta yukarıda belirttiğimiz gibi zayıflayınca cildiniz gevşediğinden selülitiniz daha da belirginleşebilir. Zayıflamak selüliti engellemez ama kilo almak kesinlikle azdırır! Siz yine de selülit sorununuz varsa sağlıklı bir kiloya inmeye çalışın. Kilo kaybının selülit sorununuza çözüm olmasını istiyorsanız sadece diyetle yetinmeyip, düzenli egzersiz yapın.
Ünlüler gibi sizin de selülitlerinizle başınız dertte mi? Tartışın!