Güncelleme Tarihi:
Bedenlerini kullanmayı öğrenerek daha huzurlu, güvenli ve sağlıklı bir yaşam sürmek isteyenler için de artık mutluluk okulu var... İstanbul'da bu ay başında hizmete giren Mutluluk Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin organizasyonunu yürüten Mehdiye Koşar, yaptığı açıklamada, insanların bedenlerini kullanarak, kısasüreli sevinçler değil, tüm hayatı kapsayan huzurlu, güvenli, canlı vedengeli bir yaşam sürdürebileceklerini söyledi. Mutluluğun sevinçle karıştırıldığına dikkati çeken Koşar, şöyle dedi: "Örneğin bir otomobil aldığımızda sevinç yaşıyoruz. Oysa mutluluk,en kötü olayda da, en iyi olayda da çok fazla etkilenmeme durumudur. İnsanın bu durumunu devamlı taşıması gerekir. Bu nedenle biz insanların rahat bir bedende yaşamasını sağlamak istiyoruz. Onlara, acıları çökmeden karşılayabilmelerini ve ortalama bir yaşam değil, rahat bir yaşam sürmelerini öğretiyoruz." Koşar, Mutluluk Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde, insanları daha fazla mutlu edebilmek için "mutlu yaşam çalışması", "yeryüzü mistisizmi", "davranış değiştirme programı", "rüyalar", "felsefe", "yoga" ve "yung" gibi başlıklar altında bölümler açtıklarını anlattı. 8-10 kişilik sınıflarda daha çok uygulamaya dönük eğitimle, insanlara kısa süre değil uzun süre mutlu kalmanın yollarını öğretmeyeçalıştıklarını dile getiren Koşar, "Yoğun stres altında gergin bir yaşam süren insanlar, bedenlerini kullanarak mutlu olabilirler. Bunun için mutluluğun pratiğini yapmaları gerekiyor" diye konuştu. "Hayat ilkelerinin değişmesi gerekiyor"Merkezde "Yeryüzü mistisizmi" alanında eğitim veren Rezzan Terzi de, mutluluğu bir gelişme programı olarak algıladıklarını söyledi. Terzi, kişilerin sorunları olmasa bile mutluluk adına büyük adımlaratabileceklerini, bunun da hayat ilkelerini değiştirerek ve bedeni kullanmayı öğrenerek gerçekleşebileceğini bildirdi. Rahatlama teknikleriyle, sorunlar üzerine konuşarak mutlu kalmanın pratiğini öğretmeye çalıştıklarını vurgulayan Terzi, uyguladıkları programların başarılı sonuçlar verdiğini kaydetti. Terzi, "İnsanlarda bedene bakmak, bedeni dinlemek diye bir kavram yok. Bunu gördükleri zaman çarpılıyorlar. Mutluluğu öğretebilmek için, bedenlerini anlama ve daha iyi tanımayı öğretiyoruz" dedi. Merkeze daha çok felsefeye ilgi duyan, eğitimli ve entellektüel merakı yüksek kişilerin ilgi gösterdiğini belirten Terzi, "İnsanlar ilk günden yararlanmaya başlar. Üçüncü dersten sonra herkes meditasyon yapmayı, yung kavramlarıyla kendine bakmayı öğrenir. Pratiğini yaptığı sürece de 2 ay içerisinde başarıya ulaşır" şeklinde konuştu.