Güncelleme Tarihi:
Neştersiz cerrahi Laparoskopi...
Laparoskopik Cerrahi, 20. yüzyılda tıptaki en ileri cerrahi işlemlerden biri. En büyük özelliği, hastaya hemen hemen hiç zarar vermeden,
yani mümkün olan en az kanama ve en az zararla uygulanabilen bir cerrahi yöntem olması. Buna minimal invaziv yöntem denmektedir.
Eskiden, karın bölgesi açılarak uygulanan pek çok cerrahi işlem, laparoskopik cerrahi ile şimdi, karnı açmadan, yalnızca birkaç küçük delik açılarak yapılabiliyor.
Laparoskopi, karın içerisine 5-10 mm'lik özel deliklerden girilerek ve bu işlem için tasarlanmış aletlerle uygulanan bir cerrahi yöntemdir.
Laparoskopinin diğer klasik cerrahiye karşı en önemli avantajları; ameliyat sonrasında ağrının az olması, hastanın aktif yaşantısına erken
dönmesi ve kozmetik sonucun iyi olmasıdır diye özetleyebiliriz.
Laparoskopinin en sık kullanıldığı ameliyat safra kesesi ameliyatlarıdır. Safra kesesi ameliyatlarında laparoskopik yöntem tüm gelişmiş ülkelerde altın standart olarak kabul edilmektedir. Bu işlem dışında da bir çok ameliyatı (fıtık, kist, reflü gibi ameliyatlar ve
tanısal amaçlı uygulamalar) laparoskopik olarak güvenle uygulamaktayız.
Teşhis amacıyla yapılan laparoskopi
Bütün röntgen tetkikleriyle sonuç alınamayan ya da karar verilemeyen karın içi hastalıklarında (kanser ya da iltihap gibi) uygulanmaktadır.
Apandisit, yumurtalık patlaması, mide delinmesi gibi acil cerrahi gerektiren durumlarda hem teşhis hem de tedavi amacıyla kullanılır.
Yani aynı anda hastanın işlemi bitmiş olur. Ayrıca, trafik kazası, yüksekten düşme gibi travmatik durumlarda ve kaza cerrahisinde de
laparoskopik yöntem kullanılmaktadır.
Safra kesesi taşı hastalığı için kullanılan laparoskopik cerrahi ile safra kesesi, içindeki taşı ile birlikte çıkartılır. Bu yöntem bütün
gelişmiş ülkelerde altın standart olarak kabul edilmektedir.
Laparoskopik mide fıtığı ameliyatı; dünyada en yaygın kullanılan laparoskopik yöntemlerden biridir. Aynı yöntem reflü için de kullanılmaktadır.
Kasık fıtıkları, göbek fıtığı ya da daha önceki ameliyatlar sonucu oluşan tüm fıtıklar da laparoskopik yöntemle tedavi edilebilir.
Genel cerrahinin tüm ameliyatlarında neşter yerine lazer teknolojisi kullanılarak, kesme yapıldığı için kanama en aza inmektedir. Normal
ameliyatlarda kanayan damarlar ya elektrokoterlerle yakılır ya da damarlar bağlanır. Lazer kullanıldığında yakma ya da bağlama işlemi yapılmadan da kanama kontrol edilebilmekte ve kansız bir alanda ameliyat yapılabilmektedir. Bu da ameliyat sonrası iltihaplanma riskinin azalmasını sağlamaktadır.
Prof. Dr. Hasan Taşçı, lazerin, bütün genel cerrahi ameliyatlarında (guatr, meme, karaciğer, hemoroid, mide-bağırsak sistemi) kullanılabileceğini belirtiyor.
Hemoroid için Longo tekniği
Bu işlemde otomatik dikiş aleti kullanılıyor.
Bu dikiş aletinin adına Stapler deniyor. Hemoroid memelerinin 2-3 cm yukarısında bu dairesel dikiş aleti kullanıldığında, hemoroid memelerine gelen kan kesildiği için hemoroid memeleri hemen söner,
sarkmış olan makat normal konuma döner. Ağrısı, hemen hemen yoktur.
Hastalar kısa sürede aktif hayatlarına dönmektedirler.
Kıl dönmesinde flap (plastik cerrahi) yöntemi
Kuyruk sokumunda, ciltten kemiğe kadar uzanan bir kıl yumağı ve cerahat kesesi vardır. Kuyruk sokumundaki bir ya da birkaç delikten devamlı
cerahat akan bir yara oluşur. Klasik ameliyatlarda, direkt kist çıkartılıp cilt karşılıklı kapatılır ya da yara açık bırakılarak
pansumanlarla kapanması beklenir.
Fakat bu yöntemlerden sonra hastalığın tekrarı %20'lere kadar çıkmaktadır. Flap tekniğinde ise yine kistik bölge kemiğe kadar çıkartılmaktadır. Çıkartma işlemi sonrası geride kalan boşluk için
kalçadan alınan bir parçanın (flapın)kaydırılmasıyla uygulanan yönteme
ise plastik yöntem denmektedir. Bu yöntemde hastalığın tekrarlaması ihtimali azdır.
Daha ayrıntılı bilgi için:
Memorial Hastanesi
(212)210 66 66/ 2230 -2235
www.memorial.com.tr