Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin 19 ilinde, 2 bin 44 kadınla yüzyüze yapılan Aile Planlaması Araştırması'na göre, doğum kontrol hapı, spiral, prezervatif, aylık iğneler gibi modern doğum kontrol yöntemlerinden haberdar olanlar çoğalıyor.
Son beş yılda doğum kontrol yöntemlerinin kullanımında Türkiye'nin yol aldığını söylemek mümkün. Doğum kontrolü uygulayanların oranı yüzde 63.9'dan yüzde 73.7'ye, modern yönteme başvuranların oranı ise yüzde 33.7'den yüzde 51.2'ye çıktı.
MODERN YÖNTEMLERİ EN ÇOK İÇ ANADOLU KADINLARI KULLANIYOR
Araştırmaya göre modern doğum kontrol yöntemlerini yüzde 59.4'lük oranla en çok İç Anadolu Bölgesi'ndeki kadınlar kullanıyor. Onları yüzde 53.8 ile Akdenizli, yüzde 52.4 ile Marmaralı, yüzde 46.4 ile Egeli ve yüzde 45.4 ile Doğu Anadolulu kadınlar izliyor. Bu konuda en kötü karne Doğu Karadenizli kadınlarda; sadece yüzde 42'si modern yöntem kullanıyor. Buna paralel olarak geleneksel doğum kontrol yöntemleri en çok Karadeniz Bölgesi'nde, en az İç Anadolu Bölgesi'nde kullanılıyor.
Modern yöntemlerinin en bilineni doğum kontrol hapı. Bu yöntemi kadınların yüzde 86'sı biliyor. Yine kadınların yüzde 75'i spirali, yüzde 69'u kondomu, yüzde 26'sı aylık iğneleri, yüzde 25'i geri çekilmeyi, yüzde 18'i 3 aylık iğneleri, yüzde 11'i ameliyatla tüplerin bağlanmasını, yüzde 10'u takvim yöntemini biliyor.
Kadınların doğum kontrol yönteminden en büyük beklentileri yüzde 71.5 ile güvenilir olması. Yüzde 43.6'sı yan etkisinin bulunmamasını, yüzde 26.4'ü sağlığına kalıcı zarar vermemesini, yüzde 10'u hiç hormon içermemesini, yüzde 7.7'si ileride çocuk sahibi olmasını engellememesini, yüzde 7.6'sı uygulamanın pratik olmasını, yüzde 6.9'u rahat ettirmesini, yüzde 5.2'si doktorun tavsiye etmesini, yüzde 3.6'sı da maliyetinin düşük olmasını istiyor.
TÜRK KADINLARI HORMONDAN KORKUYOR
Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Prof. Dr. Bülent Tıraş, Türkiye'deki hormon içeren doğum kontrol hapı ve diğer yöntemlerin kullanımının, Avrupa ülkelerine göre daha düşük kaldığını söylüyor. Tıraş, Avrupa'da doğum kontrol hapının en sık kullanılan yöntem olduğunu belirtiyor: 'Doğum kontrol hapları sadece gebeliği önlemiyor. Birçok hastalıkların tedavisinde, hastalıklardan korunmada da yarar sağlıyor. Adet kanamalarını düzenliyor, ağrılı adet görmeyi azaltıyor, hormon dengesini sağlıyor, sivilce-akne tedavisine iyi geliyor. Adet öncesi dönemde görülen sıkıntı, sinirlilik, vücutta şişkinlik, göğüslerde gerginlik ve iştah artışı gibi şikayetler yapan premenstruel sendromlara iyi geliyor. İki yıl kullanıldığı takdirde, yumurtalık ve rahim kanseri riskini yüzde 50-60 azaltıyor.'
Tıraş'a göre Türkiye'de, 'Acaba hormonlar zarar verir mi?' korkusu da var. 'Oysa doğum kontrol hapları 1960'lardan beri kullanılıyor. O günden bugüne de içindeki östrojen oranı 150 mikrogramdan, 15-30 mikrograma kadar düşürüldü. Kadınların vücudundaki hormonlar kullanılıyor. Düşündükleri gibi zararlı değil.' Hormonal yöntemlerden kaçmanın bir diğer nedeni de kalıcı kısırlık korkusu. Oysa hiçbir hormonal yöntemin kalıcı kısırlık etkisi yok. Üç aylık iğneler dışındaki yöntemlerde, bırakıldıktan sonraki ay içinde yumurtlama tekrar başlıyor. Sadece üç aylık iğnelerde bu süre 9-18 aya kadar uzayabiliyor.
Kadın veya erkekte her şey yolundaysa cinsel birleşmede gebelik ihtimali yüzde 25. Prof. Dr. Tıraş'a göre birçok kadın doğum kontrol yöntemlerini bilse de bu yüzde 25'te olmamanın iyimserliği içinde etkin bir kontrol yöntemi kullanmıyor. 'Genç kadınlar daha fazla risk alıyor. Hamile kalmayacaklarını düşünüyorlar. Eşinin, arkadaşının geri boşalma yöntemiyle korunuyor. Bunun da etkili olacağını zannediyor. 'Başıma gelmez düşüncesi' var. Bugün ertesi gün hapı, ertesi sabah hapı diye bir acil kontrasepsiyon yöntemi var. Bununla ilgili bir araştırmaya göre kadınlar evlerinde bulunsa bile kullanmıyor. Çok iyimserler. Hamile kalmayacaklarını düşünüyorlar.'
KİME HANGİ YÖNTEM
Prof. Dr. Tıraş genç kadınlara doğum kontrol haplarını öneriyor. Bu arada unutulmaması gereken bir noktayı hatırlatıyor: Kondom dışında hiçbir yöntem cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamıyor. Böyle bir risk söz konusuysa doğum kontrol yöntemiyle birlikte mutlaka kondom kullanılması gerekiyor. 2-3 yıl gibi bir süre için çocuk düşünmeyenlere de doğum kontrol hapının yanı sıra, aylık iğneler, cilt altı implantlar öneriliyor. Doğum yapmış kadınlar için spiral daha uygun. 35 yaşın üzerindeki, artık çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlar için de tüplerin bağlanması gündeme gelebiliyor. Ama geri dönüşü bulunmaması sebebiyle genellikle duygusal açıdan bu yöntemi seçmek güç olabiliyor.
YÜZDE 42'Sİ YÖNTEME KENDİ KARAR VERİYOR
Araştırmaya göre doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bilgilerin önemli oranı sağdan, soldan ediniliyor. İstenmeyen gebeliklerden korunmada sorumluluğun büyük bir kısmı kadının üzerine yükleniyor. Ancak karar aşamasında eşlerin konuya bakışı önem kazanıyor. Erkeklerin yüzde 70'i korunmaya olumlu, yüzde 5'i olumsuz bakıyor, yüzde 15'i ilgilenmiyor, yüzde 10'u ise partnerim yok diyerek bu soruya cevap vermiyor. Kadınların yaklaşık yarısı yöntem kullanımına eşiyle birlikte karar veriyor. Yüzde 42'si kararı kendi alıyor. Kadınların yüzde 45'i doktor, yüzde 37'si arkadaş çevresi, yüzde 30'u televizyon, yüzde 15'i gazete, yüzde 14'ü sağlık ocağı, yüzde 12'si aile, yüzde 11'i dergi, yüzde 10'u ebe veya hemşire ve yüzde 8'i ansiklopediden gebelikten korunma yöntemleri hakkında bilgi alıyor.
KÜRTAJ BİR DOĞUM KONTROL YÖNTEMİ!
İstenmeyen gebelikleri sonlandırmanın tek yolu kürtaj. Sağlık sorunlarına yol açabilen kürtajın Türkiye'de 18-45 yaş arasındaki evli, boşanmış veya bekar tüm kadınlarda gerçekleşme oranı yüzde 26. Kürtaj kentli kadınlar arasında daha çok kullanılıyor. Ayrıca, kürtaj yaptıranların yüzde 31'i iki kez kürtaj olduğunu söylemiş. Türkiye'de her yıl 1.9 milyon gebelik gerçekleşiyor. Bunların 550 bini istenmeyen gebelik ve 285 bini de kürtajla sonuçlandırılıyor. Üstelik kürtajın, rahim delinmesi, kanama ve enfeksiyon gibi risklere yol açtığı da biliniyor. Ayrıca kaygı, suçluluk duygusu, depresyon gibi sorunlara da zemin hazırlıyor. Doğum kontrol yöntemi değil, son çare olarak gündeme gelmesi gereken kürtaj toplumun değer yargıları gibi nedenlerle çoğu kez kadının tek başına göğüslediği, gizli tuttuğu acı bir deneyim haline geliyor.
İDEALİ HANGİSİ?
Kontrol yöntemlerinin güvenilirlilik oranı değişiyor. Araştırmalara göre, tüplerin bağlanması, rahim içi araç ve implant yüzde 100, doğum kontrol hapı ve iğne yüzde 99.9, spiral yüzde 99, kondom yüzde 93, takvim yüzde 91 ve geri çekilme yüzde 81 oranında güvenilir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre ideal doğum kontrol yöntemi yüzde 100 güvenli, geri dönüşümlü, ilişkiden bağımsız, yan etkisi olmayan, korunma dışı yararları bulunan yöntem.
AVRUPA'DA DURUM NEDİR?
Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere'de 15-49 yaşlarındaki, 12 bin 160 kadın arasında yapılan 'Avrupalı Kadınlarda Kontrasepsiyon Kullanımı' araştırmasına göre her yüz kadından 76'sı herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanıyor. Avrupa Kontrasepsiyon Derneği Başkanı Danimarkalı Prof. Dr. Sven Skouby'nin açıkladığı sonuçlara göre doğum kontrol yöntemi kullanımının en yüksek olduğu ülke yüzde 82 ile Almanya. Fransız kadınların yüzde 76'sı, İtalyanların yüzde 75'i, İngilizler'in yüzde 74'ü, İspanyolların yüzde 71'i doğum kontrol yöntemi kullanıyor.
Avrupa'da yöntem kullanmayanların oranı yüzde 23.4. Ancak bunların büyük kısmı çeşitli nedenlerle gebe kalma olasılığı bulunmayan kadınlar. Buna karşın yöntemlerin etkinliği de göz önüne alınınca yüzde 6.5'i yani 4.7 milyon Avrupalı kadın istenmeyen gebelik riski altında bulunuyor.
Araştırmada dikkat çeken bir başka konu, genç kadınların daha çok doğum kontrol hapı tercih etmesi. 15-24 yaş grubundaki kadınların hemen hemen yarısı doğum kontrol hapına başvuruyor. Şu anda hap kullananların neredeyse yarısı doğum kontrol hapına 20 yaşın altında başlamış.
AVRUPALI KADININ TERCİHLERİ
Doğum kontrol hapı - 29.8
Kondom yüzde - 19.8
Tüplerin bağlanması - 10.8
Rahim içi araç - 8.9
Güvenilir olmayan
- etkisiz yöntemler
(geri çekilme, takvim vs.) - 6.3
Diğer yöntemler - 2.4
Yöntem kullanmayanlar - 23.4