Migren

Güncelleme Tarihi:

Migren
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2001 10:34

Migren, ısırırken alt ve üstçenenin tam buluşmamasından da kaynaklanabilir, sürekli oturduğunuz koltuğun size uygun olmamasından da. Bu sorunlar fiziksel terapilerle çözülür. Ama sorun 'derin'deyse ne kadar tedavi görseniz, masaj yaptırsanız da nafile.

Haberin Devamı

Migren bazen insan vücudundaki herhangi bir mekanik (fiziksel) sorundan da kaynaklanıyor olabilir. Bu yüzden de, fizyoterapiste, masaj uzmanına, hatta diş hekiminize bile danışmakta yarar vardır.

Migren şikâyetlerinizin çenenizi sıkmanıza mı bağlı olduğunu, diş hekiminiz size hemen söyleyebilir. Bu duruma tıpta 'TMJ ağrısı' denir. Tam adı ise 'temporomandibular joint dysfunction'dır (temporomandibular eklem bozukluğu).

İki çeneyi buluşturmak
TMJ, üst ve altçeneyi birbirine bağlayan, kulağın önünde yer alan eklemin adıdır. Birçok diş hekimi, migrenleri böyle bir soruna bağlı olan insanların ağrılarını geçirmeyi başarmıştır. Yaptıkları, bu insanların 'ısırış'larını, yani ısırdıkları zaman iki çenenin birbiriyle buluşma düzenini değiştirmektir.

Aslında "ısırış"ınızda bir sorun olmayabilir, ama uyku sırasında dişlerinizi sıkıyor da olabilirsiniz. Geceleri uyurken arka dişlerin üzerine 2 milimetre kalınlığında, 'splint' adlı bir alet takmakla, migren ağrılarının geçtiği görülür.

Bedende "mekanik hasar" oluşmuşsa
Bazen de migrenin, geçirilmiş bazı kazalara, yaralanmalara bağlı olduğu ortaya çıkar. Yani bedende 'mekanik bir hasar' oluşmuştur. Örneğin bir futbol maçında, bir trafik kazasında, başın üzerine düşme sonucunda veya başınızı duvara çarptığınızda böyle bir sorun meydana gelebilir. Bu durumda bir manipülasyon uzmanı, ki bunlar Türkiye'de tıp doktorlarıdır, el ile yapacağı hareketler ve manipülasyonlarla, migrene neden olan arızayı tedavi edebilir.

Sorun derindeyse...
Migren ağrılarının çoğunluğu, kronik olarak gerilmiş, kasılmış adalelerden kaynaklanır. Bunlar ensede, sırtın üst bölümünde, kafatasında bulunan veya çeneyi idare eden adaleler olabilir.
Bazı insanlar adalelerdeki gerginliği gidermek için düzenli olarak yapılan masajdan çok yarar sağlar. Ama altta yatan nedenlere inilmedikçe, masajın yararları kısa süreli olacaktır.

Stres mi?
Gergin adaleler, duygusal stresin veya geçirilmiş bir travmanın sonucu da olabilir. O zaman da, biyoenerji, dans terapisi, refleksoloji (el ve ayak masajı) veya diğer az bilinen doğal terapilerle tedavi edilebilir. Bu tedavilerin amacı sertleşmiş, 'gergin adalelerin içine sıkışıp kalmış olan duyguları' uzaklaştırmaktır.
Gergin adaleler, yanlış oturuş veya duruşun da sonucu olabilir. Belki işyerinde oturduğunuz koltuk size uygun değildir, belki de otomobil kullanırken aldığınız pozisyon size zarar veriyordur. Bu durum için de uygulanacak tedavi yöntemleri arasında çeşitli egzersizler ve yoga vardır.

Yogayla bir yılda şifa
Migreni olan ve yogaya başlayan öğrenci ve öğretmenler arasında yapılan bir araştırmada, bir yıl içinde ağrıların büyük ölçüde geçtiği görülmüş. Fiziksel terapiler, ancak migrenin kökeni mekanik bir sorunsa işe yarıyor. Ama bu tedavilerin sonunda elde edilecek sonuçlar sonsuza dek sürmeyebilir. Özellikle de derinde daha ciddi duygusal sorunlar varsa. Örneğin bir osteopati uzmanı, bir manipülasyon uzmanı, bir masaj terapisti, ensenizi ve omuzlarınızı tamamen sağlıklı hale getirebilir.

Ama eğer bedeniniz, ne zaman müdürünüz karşınıza dikilse, saklanmak, gizlenmek istemeye devam ediyorsa, omuzlarınız ve enseniz, kısa bir süre içinde yine sertleşecek, gerginleşecektir...

Pazartesi artıyor
Çalışanları ve öğrencileri esir alan 'pazartesi sendromu', migrende de kendisini gösteriyor. Amerika Baş Ağrısı Kuruluşu'nun ülke çapında gerçekleştirdiği bir araştırma, özellikle gençlerde migren ağrılarının, pazartesi günleri artış gösterdiğini ortaya çıkardı. 35 klinikte, 12-17 yaşlarındaki 1858 genç arasında yapılan bir araştırmaya katılanların yüzde 20'si, migren ağrılarının pazartesi günü başladığını belirtirken, sadece yüzde 6'sı cumartesi yanıtı verdi. Başka bir araştırmada da çocukların migren kaynakları ortaya çıkarıldı. 7-15 yaş arasındaki çocukların yüzde 10'u bu hastalıktan şikâyet ederken, anne- babanın boşanması, okulla ilgili sorunlar, ders baskısı da bu hastalığın başlamasında önemli etkenler arasında sıralanıyor.

Rahatlatan hobiler
Sevdiğiniz işlerle uğraşmak stresi azaltmanıza yardımcı olacaktır. Nelerden hoşlandığınıza karar verin ve bu şeyleri düzenli olarak yapmaya çalışın. Rekabet istemeyen bir şey seçin. Sizi rahatlatan ve zevk almanızı sağlayan bir şey yapmak istiyorsunuz. Bu işi de başka birinden daha iyi yapmaya çalışmak istemiyorsunuz. Ayrıca yaptığınız işi çok fazla abartmak da istemiyorsunuz.

Randevularınız arasında zaman bırakın.
Randevularınızı birbiri ardına gelecek veya o zaman diliminde daha fazla iş yapmanız için vakit kalacak şekilde organize etmeyin.

Yapmanız gereken bir iş için zaman ayarlaması yaparken kendinize ekstra süre bırakın. Bu şekilde iş umduğunuzdan uzun sürerse veya hata yaparsanız telafi edecek zamana sahip olursunuz.

Stresli işlerin organizasyonunu bir araya sıkıştırmayın. Örneğin işte yoğunsanız aynı gün arkadaşlarınızı davet etmeyin.

Yapabileceğinizden daha fazlasını yapma sözü vermeyin.

Hayır demeyi öğrenin.

İhtiyaç duyduğunuzda dostlarınızdan, ailenizden ve iş arkadaşlarınızdan yardım isteyin.

Kasıl, gevşe, farkı gör
Pek çok insan strese kasılarak tepki verir. Ama böyle yaptıklarının bilincinde de değildirler. Kaslarınızı rahatlatmak, gerginlik ve gevşeme arasındaki farkı hissetmenize yardımcı olur. İşte bir rahatlama yöntemi:

Başınızdan başlayıp ayaklarınıza doğru inerek her kas türü için aşağıdaki dört adımı uygulayın.
Çalışacağınız kas grupları yüzünüz, boynunuz, omuzlarınız, kollarınız, elleriniz, göğsünüz, sırtınız, karın bölgeniz, bacaklarınız ve ayaklarınız.

Kaslarınızı sıkın.

Nasıl hissettiğinize dikkat edin.

Şimdi de kaslarınızı serbest bırakın.

Şu anda nasıl hissettiğinizi düşünün. Daha
hafif mi hissediyorsunuz? Kaslarınızın
zonklaması veya ağrıması durumu sona mı erdi?

Nefes terapisi
Sırtınız dik olarak oturun veya ayakta durun. Yavaş ve derin derin nefes alın. Havanın vücudunuza dolmasıyla birlikte karnınız şişecektir.

Nefes alışınızı hissetmek için elinizi karnınıza koyun. İçinizi mümkün olduğunca havayla doldurduktan sonra birkaç saniye süreyle nefesinizi tutun. Şimdi bir mum üflüyormuş gibi nefesi dudaklarınızın arasından verin.
Nefesiniz vücudunuzdan dışarı çıkarken hissettiğiniz duygu üzerinde yoğunlaşın. Bu işlemi dört beş kez tekrarlayın ve sonra da birkaç dakika sakince oturun.
Kendinizi daha az mı gergin hissediyorsunuz? Rahatladınız mı?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!