Mide ağrılarına dikkat!

Güncelleme Tarihi:

Mide ağrılarına dikkat
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2005 06:00

1990'lı yıllara kadar pek bilinmeyen helikobakter pilori mikrobu günümüzde mide ve oniki parmak barsağı ülserleri ile kronik gastritin en önemli etkeni olarak olarak kabul ediliyor.

Haberin Devamı

Ayrıca kısa adıyla Hp'nin mide kanserinin gelişiminde çok önemli bir rolü olduğu günümüzde de biliniyor.Helikobakter PiloriHelikobakter pilori, onikiparmak bağırsağı ülserlerinin yüzde 90'ında, mide ülserlerinin yüzde 70'inde belirleniyor. Bu nedenle, günümüzde helicobakter pilorinin yok edilmesi ülser tedavisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Midede veya onikiparmak bağırsağında peptik ülseri bulunanlarda aynı zamanda helikobakter pilori enfeksiyonu da belirlenmişse, bakterinin yok edilmesi amacıyla antibiyotik tedavisinden yararlanılıyor. Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Gastroenteroloji Bölüm Şefi Prof. Dr. Nurdan Tözün, Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından helikobakter pilorinin kanserojen bir bakteri olduğunun kabul edildiğini belirterek şöyle diyor: "Yapılan araştırmalarda helikobakter piloriye maruz kalan hastaların mide kanserine yakalanma olasılıkları diğerlerine kıyasla yaklaşık 4 katı fazla. Bu çalışmalar helikobakter pilorinin gastrit kanseri üzerindeki etkilerini ortaya koyuyor."Peptik ülserde helikobakter pilorinin rolüÜlserin en büyük nedeni "Helicobakter pilori". Prof. Dr.Tözün ülser ve helikobakter arasındaki ilişkiyi şöyle açıklıyor: "1990'lı yılların başında yapılan araştırmalar h.pilori ve ülser hastalığı arasındaki bağı ortaya çıkarmıştır. Duodenal ülserlerin yüzde 85 – 100'ünde, gastrit ülserlerin yüzde 70 – 90'ında helikobakter pilori bulunuyor. Özellikle antibiyotik tedavisinin bu hastalığı yenmede etkili olduğunun görülmesi bu ilişkiyi güçlendirmektedir.Bu tedavi uygulanmadan önce sadece asit giderici ilaçlarla yapılan tedavilerle ülserlerin bir yılda tekrarlama olasılıkları % 50-60 iken antibiyotik tedavisi ile bu oran % 1-3 civarına inmiştir. Kuşkusuz ülser oluşumuna yol açan diğer nedenler (romatizma ilaçları ve aspirin kullanımı, alkol, sistemik hastalıklar) da göz önünde bulundurulmalıdır.Prof.Dr. Nurdan Tözün "Son zamanlarda ülkemizde, çeşitli durumlarda kontrolsüz ve gereksiz antibiyotik özellikle de metronidazol ve klaritromisin kullanımının tedaviye dirençli helikobakter türlerinin ortaya çıkmasına yol açtığını ,bu nedenle de 2 hatta 3. basamak tedavilerin gündeme geldiğine " dikkati çekiyor.Prof. Dr. Tözün peptik ülserin başlıca belirtilerini sıralayarak, bu belirtileri taşıyanları doktora başvurmaları konusunda uyarıyor: Mide bölgesinde ağrı,yanmaGeceleri uykudan uyandıran mide ağrısıKusma İştahsızlık ve kilo kaybıDışkıda siyahlaşmaMide kanseri ve helikobakter piloriMide kanseri, tüm dünyadaki kanserler arasında ikinci sırayı işgal ediyor ve her yıl yaklaşık 650.000 kişinin ölümünden sorumlu olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalar helikobakter pilorinin mide kanserine yakalanma riskini arttırdığını ortaya koyuyor. Prof. Dr. Tözün helikobakter pilorinin kronik enfeksiyonunun midede kalıcı, hatta ömür boyu süren kronik gastrite bunun da zamanla çok odaklı "atrofik gastrit" denen özel bir gastrit türüne dönüştüğünü, süregelen bu yangı ve tahrişin de zamanla kansere yol açabileceğini ifade ederek şöyle devam ediyor: "15 yıllık bir süreçte kronik gastrit vakalarının en az yüzde 10'unda kansere ilerleme görülebileceği biliniyor.Birinci derecede akrabalarında mide kanseri olanlarda bu risk daha fazla. Ayrıca sigara, diyet,alınan gıdalardaki nitrojen miktarı ve fazla tuz alımının da bu sürece katkısı oluyor. Bu açıdan bu hastaların dikkatli olması gerekiyor."Helikobakter pilori tanısıHelikobakter piloriyi tespit edecek birçok test var. Bakterinin antikorlarının varlığını kanıtlamak için kan testleri yapmak bu testlerden en çok kullanılmış olanı. Ayrıca mideden alınan doku parçası ile hızlı üreaz testi ya da patolojik inceleme yapmak ; kültürde bakteriyi üreterek helikobacter pilori'yi tespit etmek mümkün. Bu sonuncu test araştırma amaçlı kullanılıyor.Günümüzde tedavi sonrası takipte ya da tarama testi olarak en sıklıkla kullanılan testler ise üre-nefes testi ile dışkıda helikobakter antijen testidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!