Güncelleme Tarihi:
Her mevsim kendi güzelliğini farklı meyve ve sebzelerle sunuyor. Ancak ticaret ağının gelişmesiyle farklı ülkelerin meyve ve sebzelerini her mevsim yemek artık mümkün. Dünyanın öbür ucundan gönderilen tropikal meyve ve sebzeler ile seralarda üretilip olgunlaşmadan dağıtımı yapılanlar metabolizmamıza pek de uygun değil.
Olgunlaşmamış meyvelere dikkat
Sızıntılı bağırsak hastalığı gibi bağışıklık hastalıklarının ve kanserin artışına bir neden de yeni dünya sebze ve meyveleriyle çok içli dışlı olmamız. Olgunlaşmamış -etil ve metilbromür gazı sıkılarak yol boyunca olgunlaştırılan- sebze ve meyvelerde daha çok bulunan lektin neredeyse tüm bitkilerde bulunan bir proteindir. Gluten son zamanlarda diyetle beraber popülerliği artan bir lektin türüdür.
Lektinlerin birçok türü bulunmasına karşın bitkiler olgunlaşmadan yenilmeye karşı çıktığı için tohumlarında bu sindirimi güç lektinleri üretirler. Olgunlaşan bitkilerde früktoz düzeyi artar ve lektin etkinliği azalır. Mevsiminde tüketilmeyen sebze ve meyvelerin lektin içerikleri yüksek olur. Bağırsağımızın küçük dostları probiyotikler bu durumdan hiç hoşlanmazlar.
Yerel ürünle yerel tarımı destekleyin
Yaz meyveleri ferahlık verirken bir taraftan da beta karoten içeriğiyle bizi güneş ışınlarından, kış mevsimindeki portakal ve mandalina ise enfeksiyonlardan koruyor. Mevsimine uygun yemekle yerel ürünü ve bölgemizdeki yerel tarımı desteklemiş oluyoruz. Böylece daha az nakliye, daha az soğutma ve enerji kaybıyla doğanın döngüsüne zararı en aza indiriyoruz. Diğer yandan hangi yönetmeliğe göre yetiştirildiğini bilmediğimiz bir ürünü de tüketmemiş oluyoruz. Bilinmeli ki Türkiye’de yasak sayılan bazı gazların tarım alanlarına salınımı dünyanın bazı yerlerinde kabul görebiliyor.