Güncelleme Tarihi:
Metabolizmanıza enerji harcamayı öğretmenin 5 yolu!
1. Mutlaka kahvaltı edin:
Çoğumuzun kahvaltıya ayıracak yeterli zamanı olmadığını biliyorum ancak araştırmalar sağlıklı kiloya ulaşmak için, bunu devam ettirebilmek için, glikoz ve insulin hormon seviyelerini dengede tutabilmenin en doğru ve garantili yollarından birinin kahvaltı yapılması olduğunu göstermiştir. Kahvaltı alışkanlığı olmayan birçok insanın şişman olma olasılığı, sabah uyandıktan bir saat içinde küçük de olsa bir şeyler atıştıranlara göre her zaman daha fazladır. Ayrıca hiç kahvaltı etmeyip öğlene kadar aç kalan insanlarda Tip 2 diyabet görülme sıklığı artmaktadır.
2. Ara öğün tüketmeyi öğrenmelisiniz:
Sık aralıklarla yemek yediğinizde vücudunuzun besin özlemeye fırsatı olmaz, bu yüzden günün herhangi bir saatinde tatlıya veya yemeğe saldırma olasılığınız azalır. Günlük yeme ve sindirim faaliyetleri metabolik hızınızın %10' unu oluşturur, yani sık sık atıştırmalar sayesinde sindirim ile enerji harcarsınız. Düzenli olarak yemenin en önemli faydası kan şekerinizi ve hormonlarınızı dengede tutmaktır. Ara öğünlerin düzenli varlığında vücut size güvenir, daha sonra da onu besleyeceğinizden emin olur ve yenilenler zevkle enerji oluşturmak için yakılır.
3. Gece yatmadan önce hiçbir şey yemeyin:
Gün içinde ana öğünleri dahi atlayan ve bunu kalori almadığı için kar sayan çok fazla kişi olduğundan eminim. Gün içinde öğünleri atlamanın en büyük risklerinden biri, akşamdan sonra doyma hissini kaybetmektir. Yapılan bir araştırma, gün içinde aç kalan insanların öğleden sonra ile akşam sekiz arasında kalori açısından büyük bir öğün yediklerini göstermiştir. Gününü tek bir büyük öğünle geçiren kişilerde, sabahları tatlı isteği ile uyanma, gün içinde halsizlik ve yorgunluk, karbonhidratlı besinlere aşırı istek, daha sık tatlı tüketimi, genel mutsuzluk ve huzursuzluk belirtileri olduğunu yüzlerce danışanımda gözlemledim. Ben bu durumu "korkutucu" buluyorum. Çalıştığım birçok insan bütün gün çok meşgul oldukları için, yemek gereksinmelerini bastırarak daha çok çalışmışlar ve uzun günün sonunda, birçok hastalığa ve özellikle şişmanlığa zemin hazırlayacak yemeklerle kendilerini mutlu etmeye çalışmışlardır.
Besinlerin mideyi terk etme hızının gece yavaşladığını artık herkes biliyor. Eğer gece özellikle de yatmaya yakın saatlerde karbonhidrat ağırlıklı atıştırmalar yaparsanız, sabah uyandığınızda da şekerli besinlere eğiliminizin artması ihtimali maalesef daha yüksek olabilir. Bence en önemli nokta yatmadan önce yememek olmalıdır. Kaslarımız içinde bulunan şeker depoları gün içinde öğünleri tükettiğimiz zamanlarda doldurulur ve gece yatmadan önce bu şeker depolarının çoğu büyük olasılıkla iyice dolmuştur. Yani gece yedikleriniz şeker deponuza giremeyeceği için ve alınan enerji mutlaka bir yere yerleşmesi gerektiği için bu alınan kaloriler doğruca yağa dönüşecektir.
4. Yeterli uyumalı, dinlenmelisiniz:
Uykuya girdikten bir saat sonra ve çoğumuz için gece yarısından sonra vücudumuz yağ yakmada en önemli hormonlardan biri olan büyüme hormonunu salgılar. Büyüme hormonu yetişkinlerde günde ortalama beş kez salgılanır, bu salgıların en büyüğü uykuya daldıktan sonra uykumuzun en derin aşamasında meydana gelir. Yeterli uyumayan insanlarda, günlük hormon seviyelerinin %17-25 arasında azaldığı gösterilmiştir.
Hormonların stresten dolayı çalışmayı azaltmasının en önemli nedenlerinden birinin kaliteli uyku yoksunluğundan kaynaklandığını düşünüyorum. Yapılan bir araştırmada, sağlıklı insanların derin uykuya girmeleri sadece üç gün engellendiğinde, vücutlarına aldıkları şekeri yakabilme faaliyetlerinin ciddi miktarda azaldığı bulunmuştur. Günde 7 saat den az 9 saat den fazla uyumayın. Araştırmacıların, çok fazla ya da çok az uyumanın ertesi gün iştahınızı kontrol etme becerinizi azalttığına dair yorumlarını önemsiyorum. Günün sonunda kesinlikle dinlenmeniz şart!
5. Doğru besinleri tüketin:
Bazı besinlerin hayat kalitemizi ve süresini önemli ölçüde arttırabildiğini, bazılarının hastalıkları önlemedeki etkilerini ve bazılarının hastalıkları iyileştirmede dahi yararlı olduğunu biliyoruz. Katkı maddesi az olan veya hiç olmayan doğal beslenme hormonlarınızı dengeler ve metabolizmanızı hızlandırır. Öncelikle organik olmak üzere mevsiminde taze bulunan sebze ve meyveleri almaya çalışın. Koyu yeşil yapraklı sebzelerin ( maydanoz, nane, roka, dereotu, turp yaprakları, marul türleri, ıspanak..) tüketim sıklığını arttırın.
Yemeklerinizin zamanlaması, miktarı, içerikleri hormonlarınız ve metabolizmanız üzerinde çok büyük ektiye sahiptir, ihtiyacınız olan şey "denge" dir.