Meme protezinde hassas noktalar

Güncelleme Tarihi:

Meme protezinde hassas noktalar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2005 06:00

Meme protezinin büyüklüğüne ve şekline, hastanın isteği ve vücuda uyumu dikkate alınarak karar verilmelidir. Hasta meme şeklini beğendiği ve ona rahatsızlık veren bir sertlik olmadığı sürece protezin değiştirilmesine gerek yoktur.

Haberin Devamı

Küçük göğüsler günümüz modern toplumunda bir kadın için duygusal, sosyal ve cinsel açıdan psikolojik bir baskıya sebep oluyor. Kişi kadınlığının en önemli, en göze çarpan niteliğinden yoksun olduğu için kendini tam bir kadın gibi hissedemez. İsveç'te estetik amaçlı meme büyütme ameliyatı geçirmiş bir grup kadın üzerinde yapılan araştırma göstermiştir ki, kadınlarda memelerinin büyüklüğü ile dişilik dereceleri arasında bir ilişki söz konusudur. Araştırmada göze çarpan en şaşırtıcı bulgu ise şöyle: Bu kadınların yaklaşık yarısı ameliyat öncesi eşlerinin ya da sevgililerinin yanında soyunmamakta hatta ilişki esnasında göğüslerine dokunmasına izin vermemekteydi.

Aslına bakılırsa bu probleme sadece günümüzde değil, yüzyıllar öncesinde de rastlanıyor. Küçük memelerin büyük gösterilmesi veya hacminin büyütülmesi için implantatlar bulunana kadar korseler, meme pedleri, masaj yöntemleri ve kremler kullanılmıştı. Tabii ki ameliyat dışında hiçbir yöntemin gerçek anlamda bir getirisi yoktur.

Bu probleme sahip kadınları iki gruba ayırabiliriz. Birinci gruptakiler, genç olup vücut gelişimi tamamlandıktan sonra göğüsleri küçük kalmış olanlar; diğer gruptakiler ise önceden dolgun göğüslere sahip olup, hamilelik ve emzirme sonrası veya aşırı kilo kaybı sonucu meme hacmi küçülenlerdir.

Eksik meme hacminin doldurulması için yıllardır değişik teknikler bulunmaya çalışılıyor. Hormon takviye tedavisi denenmiş ama belirgin yan etkileri sebebiyle vazgeçilmiştir. Liposuction'la çıkarılan yağ ile doldurma mantıklı bir çözüm olarak düşünülmüşse de yağ kistlerine, ölü yağ dokusunun apseleşmesine, mikro ve makro çapta kireçlenmelere yol açtığı görülmüştür. Bu kireçlenmelerin sık sık meme kanseri ile karıştırılması tehlikesinden dolayı da bu yöntemi tavsiye etmek mümkün değildir.

Protez kansere yol açar mı?

Kanserden söz açılmışken, silikon meme proteziyle meme büyütme ve kanser arasındaki bir ilişki olup olmadığına göz atmakta yarar var. 1995'te Yokohama'da yapılan Plastik Cerrahi Dünya Kongresi'nde çeşitli bölgelerden toplam 16 enstitüde 45 bin kadın üzerinde yapılan araştırma göstermiştir ki, göğüs kanseri ve otoimmün bağ dokusu hastalıklarının ortaya çıkması ile silikon meme protezlerinin herhangi bir bağlantısı yoktur. Hatta bu araştırma kapsamında Calgary ve San Diego'daki enstitülerde ulaşılan sonuç şaşkınlık yarattı: Silikon meme protezi kullanan kadınlarda normal popülasyona göre meme kanseri görülme sıklığının hemen hemen yarıya indiği gözlendi. Bundan dolayı insanın aklına hemen "Acaba silikon meme protezleri meme kanseri oluşmasını mı önlüyor?" sorusu geliyor. Silikon mutlaka materyal olarak kanserden sizi korumuyordur ama sizin implantat ile daha güzelleşmiş, dişiliğinizi tamamlamış ve mutluluk veren bu organınızın hastalanmayacağı da aşikardır. Bilinen başka bir gerçek ise kanser nedeniyle memesi alınmış kadınlara en büyük yardımı da silikon meme protezinin sağladığıdır.
İlk silikon meme protezi Amerika'da 1963'te kullanıma girdi. Kıvamından dolayı da meme dokusuna en yakın maddedir. Silikonun dışında birçok meme protezi çeşidi bulunuyor. Soya yağı, sodyum klorür çözünürlü hidrojel gibi. Soya yağı ağır komplikasyonlarından dolayı Avrupa'da terk edilmiştir. Hidrojel protezin de İngiltere'de yasaklandığı biliniyor.

Silikon meme protezinin en büyük komplikasyonu olan protez üzerinde kapsül yani doku sertleşmesinin oluşmasını en aza indirmek için, eskiden düz olan protez yüzeyi pürtüklü hale getirilmiştir. Meme dokusunun protez etrafında büzülerek sert hatta bazen tenis topuna benzer deformitelerini önlemek veya bu riski minimum değerlere düşürmek biz cerrahların elindedir.
Bu riski azaltmak için ameliyatın teknik açıdan doğru uygulanmasının yanında hasta psikolojisinin de büyük rolü vardır. Ruh dünyasındaki fırtınaların operasyon sonrası safhada yara iyileşmesini etkilediğini daha önceki yazılarımda belirtmiştim.

Cerrah için neler önem taşır?


Hastalarımın hep bilmek istediği şey, protezin ne zaman değiştirilmesi gerektiğidir. Memenin şeklini beğendiğiniz sürece, size rahatsızlık veren sertlik olmadığı sürece değiştirilmesine gerek yoktur.

Protezin büyüklüğüne ve şekline, önce hastayla bir örnek üzerinde deneyerek, hastanın isteği ve vücuda uyumu dikkate alınarak karar verilmelidir. Plastik cerrah olarak bizim için önemli olan beden büyüklüğü, göğüs kafesinin formu, meme derisi elastikiyeti ve meme dokusunun içeriğidir. Bu nitelikler göz önüne alınarak protezin pozisyonuna yani meme dokusunun veya göğüs kaslarının altına yerleştirilmesine karar verilmelidir.

Meme altı katlantısı, koltuk altı ve meme başı alt kenarı meme protezi yerleştirilirken en çok kullanılan yollardır. Günümüzde en sık kullanılan teknikte meme katlantısından yaklaşık 2-3 cm.'lik bir kesi ile girilir. Gereğine göre ya meme dokusu ya da göğüs kasları altından ilerleyerek protez için uygun bir cep açılır ve protez yerleştirilir.

Meme büyütme ameliyatlarından sonra emzirme fonksiyonlarında herhangi bir bozukluk beklenmemektedir. Günümüzde normal şartlar altında silikon protezin patlama veya sızıntı yapma olasılığı sıfırdır. Tabii ki bir trafik kazası sonrası kaburga kırığı ile veya delici alet yaralanması sonucu silikon protezin delinmesi mümkündür.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!