Güncelleme Tarihi:
Meme kanserine karşı önlem almak, risk faktörlerini tanıyıp tedavide geç kalmamak, biz kadınların en büyük görevi olmalı. Çünkü meme kanserinin tedavisinde erken tanı hem hayatı hem de memeyi kurtarıyor.
Türkiye'de her yıl 30 bin kadın meme kanserine yakalanıyor. Hastalığın diğer bir özelliği de, görülme sıklığının hızla artıyor olması. 40 yıl önce ABD'de yirmi kadından birinde meme kanseri görülürken, günümüzde sekiz kadından birinde meme kanserine rastlanıyor. Peki meme kanseri nasıl oluşuyor, hangi risk faktörleri hastalığı tetikliyor, önceden nasıl önlem almak gerekiyor. Meme Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz'den öğrendik.
Meme kanseri nedir?
Meme, süt bezleri ve burada üretilen sürü meme başına taşıyan kanallardan oluşuyor. Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin, kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmelerine meme kanseri deniyor.
Meme kanserine yol açan risk faktörleri neler?
* Yaş: İleri yaş önemli bir risk faktörü. Yeni meme kanseri tanısı konan kadınların yüzde 70'i, 50 yaş üzerinde. Diğer bir deyişle, 50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, 50 yaşın altında olan kadınlardan dört kat daha fazla. Bu nedenle, 50 yaş üzerindeki her kadın, mutlaka yılda bir defa hekime başvurarak muayene olmalı ve mamografi çektirmeli.
* Genetik miras: Aile yakınları arasında meme kanserine yakalanmış kadınların olması sizin de risk altında olduğunuzu gösteriyor. Örneğin, kız kardeşi veya annesi meme kanserine yakalanan bir kadının, meme kanserine yakalanma riski, diğer kadınlardan 2-5 kat daha fazla oluyor.
* Fértil çağ süresi: Âdet görmeye erken başlanması, menopoza geç girilmesi, fértil çağı uzatıyor. Bu sırada kadın daha uzun süre östrojen hormonu etkisi altında kalıyor, meme kanseri gelişme riski artıyor. Erken menopoza giren kadınlarda hormon tedavisi yapılmıyor ise, meme kanseri riski önemli ölçüde azalıyor. 50 yaşından sonra âdet görmeye devam eden kadınlarda, meme kanserine yakalanma riski az da olsa artıyor.
* Doğurganlık hikâyesi: İlk çocuğu doğurma yaşı önem taşıyor, tik çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre iki kat fazla oluyor. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif derecede yükseliyor.
* Östrojen hormonu tedavisi görmek: Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi (10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artıyor. Fakat hormon tedavisi almayan kadınlarda da, kalp hastalıklarında ve osteoporoz gibi sorunlarda artış ortaya çıkıyor. Bu nedenle, menopoz yakınmalarının azaltılması amacı ile östrojen verilmesi mutlaka bir hekim kontrolü altında yapılmalı.
* Doğum kontrol hapı kullanılması: Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülüyor. 10 yıl önce doğum kontrol hapını bırakmış olan kadınlarda ise, bu risk tamamen ortadan kalkıyor.
* Alkol alınması: Fazla alkol alan kadınlarda, almayan kadınlara göre risk artıyor. Günde üç bardak yüksek dereceli alkol içen bir kadının meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen kadına göre iki kat daha fazla. Alkol alımının günde bir kadeh ile sınırlandırılması öneriliyor.
* Sağlıksız beslenme: Bazı çalışmalarda şişmanlığın, özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini artırdığı gözlendi. Özellikle, doymuş yağların fazla bulunduğu yağlı et gibi yemeklerin bu riski artırdığı ileri sürülüyor.
Kendi kendine muayene sırasında memedeki hangi değişikliklere dikkat edilmeli?
* Memede iki haftadan uzun süre ele gelen sertlik veya kitle.
* Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği.
* Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması,
* Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması,
* Memenin şeklinde değişiklik,
* Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik,
* Meme başında ortaya çıkan akıntı.
Meme kanseri riskini nasıl azaltabilirsiniz?
Egzersiz: Yoğun egzersiz yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı gözleniyor. Haftada 4 gün yarım saatlik tempolu yürüyüş yeterli egzersiz olarak kabul ediliyor.
Beslenme: Sebze ve meyveden zengin beslenme, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulması öneriliyor. Günlük gıda alımına C vitamini, betakaroten gibi antioksidanların eklenmesinin koruyucu etkisi olduğu ileri sürülüyor. Vitaminlerin özellikle doğal yollardan, besinlerle alınması gerekiyor.
Erken tanı: Erken teşhis, kanserin henüz elinize gelmeden tespit edilmesi ile konuyor. Bu nedenle düzenli kontrol ve mamografi çekilmesi erken teşhis için en önemli yöntem olarak kabul ediliyor. Organda kitle varsa ve hızla büyüyorsa, meme ucu içeri doğru gidiyorsa, hastanın doktora başvurmak için hızlı davranması gerekiyor.
Formsante