Güncelleme Tarihi:
Kadınların büyük kısmında hayatlarının belirli dönemlerinde meme başı akıntısı görülmektedir. Ancak pek çok kadın bunu önemsememektedir. Oysa meme başı akıntıları doğal bir süreçten kaynaklanabildiği gibi bazı sorunların da belirtisi olabilmektedir. Akıntının iki memeden, çok kanaldan gelmesi, yağlı ve süte benziyor olması meme kanseri dışında hormonal veya psikosomatik nedenlere işaret edebilmektedir. Ancak tek memeden kanlı ya da açık renkte bir akıntı varsa bu altta yatan muhtemel erken evre meme kanserini belirtisi olabilmektedir.
Meme başı akıntısı sebepleri araştırılmalı
Hormonal ya da psikosomatik nedenlere bağlı meme başı akıntıları genelde iki memeden gelmektedir ve iki tarafta da sütsü renkte olmaktadır. Kişi lohusa değilse ve bu renkte bir akıntı geliyorsa bunun hormonal veya diğer olası nedenleri mutlaka araştırılmalıdır. Bu tarz akıntılarda meme kanseri olasılığı yüzde 5-10 arasındadır. Ancak bu tür milimetrik kanserlerin tanısı oldukça zordur. Hatta bu “mini kanserler” ultrason, mamografi ve ya MR’da görünemeyebilir. İşte bu noktada akıntının olduğu süt kanalından girilerek görüntüleme yapılan “duktoskopi” hayat kurtarıcı olabilmektedir.
Her akıntı kanser şüphesiyle değerlendirilmeli
Genel anlamda bakıldığında meme başı akıntıları, patolojik ve patolojik olmayan şeklinde ikiye ayrılabilir. Patolojik olmayanlarda iki taraftan da sütsü bir akıntı gelir. Patolojik olanlarda ise tek memeden ve tek kanaldan akıntı gelmektedir. Genellikle kanlı ya da açık renkte tek memeden gelen akıntı kanserlerde, sarı ve yeşil renkli akıntı ise fibrokistik değişiklik veya meme apsesi durumlarında görülmektedir. Ancak akıntının renginin sarı ya da yeşil olması kişinin kanser olmadığı anlamına gelmez. Her ne olursa olsun meme başı akıntısının nedenleri araştırılıp buna göre bir tedavi planı belirlenmelidir.
Dustoskopiyle tedavi de mümkün
Meme başı akıntısı sebebini araştırmak için çeşitli tetkikler kullanılmaktadır. Bunlar klasik olarak Ultrason, mamografi ve MR’dır. Ancak meme başı akıntısına yol açan kanserler çok nadir olarak bu klasik yöntemlerle yakalanabilir. Çünkü bu lezyonlar yaklaşık 1mm’dir ve klasik yöntemlerle görünmesi çok zordur. Özellikle meme duktoskopisi sayesinde patolojik meme başı akıntısı olan pek çok hastada, kanaldan köken alan meme kanserinin erken dönemde saptanması mümkündür.
Akıntının geldiği yerden 1 mm çapında bir kanül aracılığı ile meme başı genişletilerek meme içine girilir ve lezyonun nerede olduğu saptanır. Bazen bu akıntıya papillom ismi verilen siğil benzeri lezyonlar da neden olur. Bu yöntem sayesinde meme kanalı içinde yıkama, duktal lavaj yapılması, biyopsi alınması ve bazı tedavi edici işlemler de mümkün olabilir.
Lokal anesteziyle siğil benzeri (papillom) lezyonlardan kurtulabilirsiniz
Duktoskopi lokal anestezi altında ve kolayca uygulanabilir. Duktoskopi benign (iyi huylu) nedenlere bağlı patolojik meme başı akıntısı olan hastalarda endoskopik mikro-basket yardımıyla ameliyat olmadan tedavi imkanı sağlar. Böylece hasta ameliyat yerine duktoskopi sayesinde kısa sürede lezyonlu bölgeden kurtulmuş olur.
Duktoskopi ile erken evre meme kanseri tedavisi
Patolojik meme başı akıntısı olan hastalarda altta yatan neden %5-10 oranında kanser olabilir. Bu nedenle duktoskopi sırasında kanser şüpheli olanlar veya süt kanalına yapışık lezyonlar genel anestezi altında duktoskopi yardımlı kısa süren bir ameliyatla çıkarılır. Bu kanserler genel İN SİTU kanserlerdir ve bunlar kanserin en erken evresidir. Bu nedenle hasta kemoterapi veya ışın tedavisi görmeden bile kanserden kurtulabilir.
Meme başı akıntısı hormonal nedenlere de bağlı olabilir
Bazı meme başı akıntıları da hormonal veya psikosomatik sebeplerden meydana gelmektedir. Lohusalık süreci dışında gelen her türlü sütsü renkte akıntıya galaktore adı verilmektedir. Psikolojik etkenler, fizyolojik sorunlar ya da beyindeki hipofiz bezinden kaynaklanan problemler nedeniyle de galaktore oluşabilmektedir. Bu noktada da sorun hormonal nedenlere bağlı ise çeşitli ilaçlarla; psikolojik etkenlere bağlıysa buna uygun medikal tedaviyle meme başı akıntısı kontrol altına alınabilmektedir.