Güncelleme Tarihi:
Erkeklerde yaşam boyu melanom gelişme riskinin %2,67, kadınlarda ise bu oran %1,79. Açık tenli kişiler, hızlı büyüyen, koyu renkli, kenarları düzensiz, üstünde tüylenme ya da kanama olan benlere sahip olanlar, ailesinde genetik cilt kanseri öyküsü bulunan ve daha çok güneş gören bölgelerde yaşayanlar melanom açısından yüksek risk altında sayılıyor.
Oranlara bakıldığında melanomun erkeklerde daha sık görüldüğü düşünülse de kozmetik amaçlı güneş ışınlarına maruz kalmak ve solaryum kullanımındaki artış kadınlarda melanom görülme sıklığını artırmıştır.
Melanomda ilk adres dermatoloji uzmanı olmalı
Risk altındaki kişilerin cilt kanserini küçümsememesi gerekiyor. Cilt kanserlerinin çoğu melanom dışı olsa da hastalığın agresif seyri nedeniyle erken tanı ve tedavi son derece önemli. İlk başvurulacak branş, kişinin hem şüpheli cilt lezyonundan tanısal biyopsi yapılması hem de vücutta başka bir yerde kanser olabilecek cilt lezyonu var mı sorusuna cevap verebilmek amacıyla, tüm vücut cilt haritasının çıkarılabilmesi için dermatoloji uzmanları olmalıdır. Şüpheli cilt lezyonundan alınacak biyopsi örneği, melanom şeklinde gelecek olursa hastanın mutlaka Tıbbi Onkolog ve plastik cerrahın da içinde bulunduğu multidisipliner bir kurul tarafından tedavi ve takip planı yapılmalıdır.
Melanom şüphesi olanlar salgın sürecinde de mutlaka hastaneye başvurmalı
Kanser görünen bir düşmandır. Melanom ise son derece agresif seyirli ve uzak organ yayılımı yaptığında, yani evre-4 hastalık varlığında hayatı tehdit eden bir kanser türü olabiliyor. Melanomun tanı esnasında %10-15’i uzak organ yayılımı ile doktora başvuruyor ancak bu hastaların fark edebildikleri tek şikayet şüpheli cilt lezyonları oluyor. Bu nedenle salgın döneminde de olsa melanom şüphesi olan hastaların mutlaka dermatoloji uzmanına başvurması gerekiyor.
Melanom tedavisi devam eden ve Covid-19 belirtisi olan hastalar için altın kurallar
Melanom hastalarının çoğu immunoterapi veya hedefe yönelik ilaç tedavisi, az bir kısmı da kemoterapi tedavisi görmektedirler. Covid-19 belirtileri yani ateş, boğaz ağrısı, kuru öksürük, kas ağrısı gibi bulgular sergileyen hastaların mutlaka tedavi almadan önce kendilerini takip eden Tıbbi Onkologa bilgi vermesi gerekmektedir.
Covid-19 sürecinde tedaviye devam etmek hasta için daha zorlu yan etkileri ve hastalığın daha ağır seyretme riskini beraberinde getirmektedir. Covid-19 için bir hafta içinde en az iki PCR testi negatif sonuçlanıncaya kadar yeni tedavi veya mevcut tedavinin devamı uygun değildir. Hastanın hiçbir şikayeti yoksa ama beraber yaşadığı yakınında Covid-19 test pozitifliği varsa, hastamızın tedavi kararı öncesinde mutlaka Covid-19 test sonucu beklenilmelidir.
Hem aktif tedavisi devam eden hem de sadece takip altında olan tüm hastaların gerekli olmadıkça sokağa çıkmamaları, toplu taşıma araçlarını kullanmamaları, dışarıya çıkmak zorunda olduklarında sosyal mesafe ve sterilizasyon kurallarına dikkat etmeleri gerekiyor. Hastaların immün sistemlerini güçlü tutmak adına dengeli beslenme, düzenli uyku, stresten uzak durma gibi temel prensiplere uymaları büyük destek sağlayacaktır.
Özellikle hastalığı tam cevapta olan yani aktif onkolojik tedavi görmeyen hastaların, şikayetleri olmadıkça rutin kontrollerini ertelemesi; gelmek zorunda olan veya aktif tedavisi devam eden hastaların ise en fazla bir refakatçi eşliğinde hastaneye gelmeleri, hijyen kurallarına tam riayet etmeleri gerekmektedir.