Güncelleme Tarihi:
Geçmişte birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapan Hatay, kültürel zenginliği, etnik mozaiği ile son zamanlarda turizm açısından yıldızı parlayan bir kent. Asi nehri, saf ipeği, defne sabunu, künefesi, zeytinyağı ve mutfağı, Hatay'ı keşfedilmeye değer kılıyor.
Eski tarihlerden günümüze gelen tarihi eserler, Asi nehri, sokaklar ve caddeler konuşabilse, o eski Antakya'yı bir şekilde dillendirirdi. Müslümanların, Hıristiyanların, Yahudilerin ve başka dinlere, mezheplere mensup insanların bir arada yaşayarak, bugüne kadar barış ve huzur içinde gelmesine, dünyada verilecek en güzel örneklerden biri Hatay. Kelimeler yetmez bu sihirli kenti anlatmaya. Herkesin gezip görmesi, keşfetmesi gerek.
Nereye gitmeli?
Hatay'a gittiğiniz zaman eski Antakya evlerini muhakkak görmeli, tarihi kokuyu hissederek, içinize çekmelisiniz. Hz. İsa'nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalının adını taşıyan Habib-i Neccar Camii, ilk mağara kilisesi St Pierre Kilisesi, Katolik Kilise, Ortodoks Kilise, Arkeoloji Müzesi, Titus Vespasta Tüneli, Arkeoloji Müzesi ve Harbiye Şelalerini muhakkak görmelisiniz.
Ne yemeli?
Antakya mutfağı 600'e yakın yemek çeşidiyle oldukça zengin. Antakya'ya gitmeden önce yediklerinize dikkat etmenizi ve orada bu zevki sonuna kadar yaşamanızı öneriyoruz. Kağıt kebabı, Tepsi kebabı, içli köftesi, humusu, zeytinyağlıları özellikle de künefesi ile Hatay enfes lezzetleri içinde barındırıyor.
Hatay Şelaleri'nin tam karşısında yer alan ve şıkır şıkır su sesleri ile uyandığınız 6 aylık bir geçmişe sahip Grand Boğaziçi Otel konaklamada da yüzünüzü güldürecek. Güleryüzlü personeli, temizliği ve konforunun yanısıra yemekleriyle de iddialı. Hatırlatalım, ünlü Gurme Vedat Milor da Antakya mutfağını, Grand Boğaziçi Otel'in muhteşem manzaralı terasında izleyenlerine sunmuştu.
Eğlence arayanlara da bir önerimiz olacak. Harbiye'de yer alan Soner Restoran'da konuklarını coşturan Meto, sizin için de unutulmaz bir anı olacaktır.