Masaj
"Refleksolojiden yüz ve boyun jimnastiğine, Su-Jok Terapisi'nden Kraniyosakral Terapi'ye, Tantra'dan Shiatsu,ya pek çok masaj tekniği, hem fiziksel, hem mental, hem de spiritüel şifa veriyor."
Refleksoloji
Uzakdoğu'da beş bin yıldır uygulanan bir teknik. Hatta eski Mısır'da firavunların el ve ayaklarına yaptırdıkları biliniyor. Eller ve ayaklar tüm Uzakdoğu kökenli şifa tekniklerinde; insanlığın bildiği tüm eski uygarlıkların tedavi metinlerinde büyük yer kaplıyor. Çünkü insan bedeni içindeki kilometrelerce uzunluğundaki sinirlerin çıkış noktaları, ellerimizle ayaklarımızda bulunuyor. Refleksoloji de ayak tabanında yer alan yedi bin civarındaki sinir uçlarına yapılan tıbbi bir masaj şekli. Eğer şifa alacak kişinin ayaklarında herhangi bir sorun varsa aynı yöntemin ellere de uygulanmasında bir sakınca bulunmuyor. Bedenimizdeki tüm organların sinir uçları ayaklarımızda mevcut. Bu uçlara yapılan baskılarla hem genel olarak bedenin; hem de tek tek organların enerji akışı düzenleniyor, bazı ra-hatsızlıklara dıştan yardımcı tedavi uygulanıyor. Tedavinin periyodu rahatsızlıklara göre değişiyor. Ortalama en az haftada üç gün yapılma-sı gerekiyor. Her seans yarım saatle bir buçuk saat arası değişiyor.
Shiatsu
Akupunktur noktalarına parmakla basarak enerji meridyenlerinin açılmasını sağlayan bu yöntem, Uzakdoğu'da beş bin yıldan beri süre gelen, Çinliler'in "arınma" masajıyla, akupunkturun birleşiminden oluşan bir masaj türü. Shiat-su, giyinik olarak yerde bir şilte üzerinde yapılıyor. Her seans ortalama bir saat 15 dakika sürüyor. Yaklaşık 700 akupunktur noktasına parmak ucu, el ayası, dirsek ya da ayak tabanı kullanılarak değişik sürelerle baskı uygulanıyor. Shiatsu kanın, akkanın ve lenfin dolaşımını düzenliyor, hormonların ve salgı bezlerinin çalışmalarım iyileştiriyor, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor, metabolizmayı hızlandırıyor, fazla kiloları eritiyor. Zihnen ve bedenen derin bir dinlenme sağlıyor, uyku kalitesini artırıyor. Etkisi en fazla üç günde ortay a çıkan teknik bir yandan vücuttaki organların enerjilerini düzenlerken; bir yandan da varolan tıkanıkları gideriyor. Düzenli yapıldığında bağışıklık sistemim güçlendiriyor. Kas ve eklem sorunlarım iyileştiriyor.
Pancha-Karma
Sağlık için tehdit oluşturan, stres dahil tüm zararlı atıkları bedenden uzaklaştırıyor. Bitki buharları ve şifalı özlerin karıştırıldığı yağlarla yapılan masajlarla yumuşatılan toksinler, sağlık kürüyle vücuttan atılıyor. Birkaç hafta süren kürle, sinir sistemi rahatlıyor, fizyolojik denge kuruluyor. Pancha-Karma yönteminin diğer yararları şunlar: Dolaşım sistemi güçleniyor. Sindirim sisteminin ve metabolizmanın gücü artıyor. Hastalıklar tedavi ediliyor. Kişi güçlü ve canlı bir bedene sahip oluyor, yaşlılıktan etkilenmiyor; hatta vücut gençleşiyor. Zihin yorgunlukları ve unutkanlık gibi şikayetler farkedilir şekilde azalıyor, zihin ve zeka berraklık kazanıyor.
Yüz ve boyun jimnastiği
Tıpkı bedenimize uygulanan jimnastik çalışmaları gibi, yüzkaslarının da çalıştırılmaya ihtiyacı var. Bu konunun önde gelen uzmanlarından Feride Hug, Festiva A.Ş. bünyesinde yüzümüzde yılların yarattığı izleri siliyor. Çalıştırılan kaslar, yapılan çalışmanın sürekliliği ve kapsa-mına göre değişim gösteriyor. Çalıştırılan bölgede kan dolaşımı artıyor, kaslar hareketleniyor. Dışarıdan bakıldığında ilk göze çarpan değişik lik, kan dolaşımının artması sonucu cildin, varsa lekelerin renginde açılma ve varsa sivilcelerde azalma olarak kendini gösteriyor. Kasların hareketlenmesi, yüz kaslarında belirgin bir sertleşme ve ciltte gerilme sağlıyor. Doğal olarak cilt yüzeyindeki kırışıklıklar ve sarkmalar azalıyor; daha diri ve genç bir görünüm elde ediliyor. Tüm bu değişikliklerin sonucunda insan kendini daha enerjik, bakımlı, güzel ve taze hissediyor. Güzelliğin ilk adımı olan kendine güven gerçekleşiyor. Öğrendikten sonra kişinin kendi kendine uygulayacağı 21 temel hareket, günde ortalama 45 dakika alıyor. Estetik hiçbir operasyona gerek kalmadan gençleşmenin yolunu açan teknik için yaş sınırlaması yok. Yavaş yavaş başlayan değişim altı ay içinde büyük bir aşama gösteriyor. Feride Hug, boynun ve yüzün yağlanarak yapıldığı hareketler için açık yakalı bir üst giyilmesini öneriyor.
Tantra
Uzakdoğu yaşam biçimine temel olan felsefeler arasında en ilginç olanlardan biri Tantra. Milattan önce 5000 yıllarından itibaren Hindistan'dan bize ulaşmış olan bir cinsel yaşam tekniği. Kadın doğum ihtisasından sonra tıbbi seksolojiyle uğraşırken, cinsel bozukluklar konusundaki bir araştırma için yurt dışındayken Tant-ra'yla tanışan kadın hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Akif Poroy, bu tekniği ülkemize tanıtıyor.
Son 20 yıldır ABD'liler ve özellikle Almanlar bu tekniği orgazm sorunlarının tedavisinde bir yan yöntem olar ak kullanıyorlar. Bu ülkelerde Tantra grupları da bulunuyor. Tantra sadece bir tedavi yöntemi değil; bir yaşam tarzı. Uzakdoğu ülkelerinde cinselliğe bakış batı toplumlarına, Akdeniz ülkelerine ya da Ortadoğu'daki geleneksel kavramlara hiç benzemiyor. Tarihsel akış içinde Uzakdoğu'da insanlar çoğunlukla görücü usulüyle evleniyorlar. Bilgeler de bu birbirini hiç tanımayan çiftlere yardımcı olmak, onların mutluluğa yani Nirvana'ya ulaşmaları için pek çok
cinsel açıdan kendini geliştirme teknikleri öğretiyorlar. Bunların tümüne birden Tantra adı veriliyor. Hindistan'da birçok farklı cinsel birleşme pozisyonlarının kutsandığı mabedler, hep bu öğretinin ışığı altında inşa edilmiş bulunuyor. Eski Hintliler, bu tapınaklarda olduğu kadar, edebiyattan görsel sanatlara kadar hayatın tüm alanında cinselliği tüm doğallığıyla bir ayin gibi yaşıyorlar.
Ama Tantra sadece hazza yönelik bir teknik değil. İnsanın bu en doğal içgüdüsünü hem derinleştirerek, hem de yüzeye çıkartarak yaşamasını sağlayan Tantra öğretisi, yurt dışında grup-lara verilirken; ülkemizde şimdilik cinsel açıdan farklı açılımlar yapmak isteyen ya da cinsel sorunlarına çözüm arayan çiftlere ve bireylere yol gösteriyor. Bu felsefenin en önemli noktaları, cinsel işlev bozukluklarım gidermede yardımcı olması, cinsel anlamda tabuların yıkılması ve insanın cinselliğinde doğallığım yaşaması olarak ortaya çıkıyor. Tek başına, çift olarak ya da grupla uygulanabilecek pek çok egzersizleri ve ayinleri içeren öğretinin özeti şu: "Evren ve onun içerdiği her şey, varlığın tek kaynağından fışkıran gizli bir enerjiyle doludur. Tek olan bu güç, kendini üç şekilde gösterir. Statik atalet, zihinsel enerji ve birbirini etkileyen karşıt güçlerin uyumlu birleşmesi. Bu evrensel güç biçimlenmesi içinde insan bir mikro kozmoz oluşturuyor.
Tantracılar'a göre kadın ve erkek tek başlarına yarım bireyler. Ancak bir kadın bir erkekle bir doygunluk, bir yetkinlik, yeniden şarj olma haline dönüşüyor. Tantra'nın en önemli özelliklerinden biri, onu zihinsel olarak anlamadan da uygulamak gerektiği. Çünkü Tantracılar'a göre beden içgüdüsel olarak zihinden öndedir ve zihin anlam veremeden o neler olup bittiğim çoktan algılamıştır bile. Başladıktan sonra bu tantrik felsefenin tam olarak uygulanabilmesi, algılanabilmesi ve sonuç verebilmesi düzenli uygulama halinde bir sene sürebiliyor.
Kraniyosakral terapi
Ayakucundan başa kadar tüm vücudu kapsayan; hem kemikleri, hem kasları, hem de zarları içine alan bir masaj tekniği. Çok hafif dalgalanan dokunuşlarla gerçekleştiriyor. Vücudun iç sıvısının, dolayısıyla hormonal sistemin dengelenmesini sağlayan bir yöntem. Zaten aslında tüm masaj teknikleri vücudun iç sıvılarım dengeye getirerek rahatlamasını sağlama amacı güdüyor. Ancak kraniyosakral masaj, diğerierin den farklı olarak bir yoğurma işlemi yapılmaksızın; özel noktalara dokunarak gerçekleştiriliyor.
Türkiye için yeni olan bu teknik, hastalanmadan da rahatlamayı sağlayan özellikleri içinde barındırıyor. Bu anlamda çok geniş bir yelpazesi var. Ağrılardan psikolojik sorunlara, somatik rahatsızlıklardan spor sakatlanmalarına, çene kilitlenmelerinden konuşma sorunlarına, kabızlık gibi tüm karın bölgesi sıkıntılarından yeni doğmuş bebeklerin bedenlerindeki enerjinin dengelenmesine, uykusuzluktan huzursuzluk ve endişe durumlarına, stresten kronik sorunlara kadar pek çok rahatsızlığa iyi geliyor. Sadece rahatlamak için bu terapiyi alıyorsanız, iki-üç haftada ya da ayda bir kez gitmeniz yeterli.
Su-jok terapisi
El ve ayaktaki noktalara yapılan hafif masajla insanın kendi kendini ya da başkalarım tedavi edebilmesi tekniği olan Su-Jok terapisini, düzenli olarak Festiva A.Ş.'de seminerler veren, bu konuda ülkemizin önde gelen isimlerinden Dilara Trubac'la konuştuk. Yukarıdan gelen enerjinin yerküre enerjisine aktarılması anlamına gelen Su-Jok terapisi, kendine özgü minik çubuklar, masaj yapmaya yarayan küçük halkalar ve bitkilerden yapılmış yakıların yanı sıra; hiç alet kullanmadan da gerçekleştirilebiliyor.
El ve ayaktaki sinir uçlarına dokunma, masaj ya da buraların ısıtılmasıyla gerçekleştirilen yöntemi geliştiren yöntemle baş ağrısından migrene, şeker komasından böbreklerin kum dökmesine, pankreas rahatsızlıklarından karaciğerle ilgili tüm hastalıklara, sağırlıktan sinüzite, saradan uykusuzluğa, menisküsten kireçlenmeye kadar pek çok kronik hastalığa iyi geliyor. Bu noktaların yerlerim öğrenmek için tek kurs yeterli. Eğer kendinizi geliştirmek istiyorsanız ikinci ve üçüncü kursları da almanız gerekiyor. ilk kurs yedişer saatten iki gün sürüyor. Haziran'da yine Festiva A.Ş.'de verilecek olan ikinci kurs da yine 14 saat sürecek.
Spiritüel çağda kendini yenileme yöntemleri
Çakra nefes meditasyonu
Gourishankar Meditasyonu
Nadabrahma Meditasyonu
Anlamlı meditasyon için ipuçları
Yoga
Feng Shui
Masaj
Reiki, Biyo Enerji, Çigong, Şamanik Şifa Çemberi
Şifalı yiyecekler
Detoks
Şanslı burçlar
Doğal şifa deposu: Taşlar
Şifa objeleri