Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2015 11:40
Lenfoma boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerindeki lenf bezelerinin ağrısız şişerek ele gelmesidir.Bunların dışında ateş, kilo kaybı, halsizlik, ciltte kaşıntı vb. şikayetler, grip gibi başka hastalıkların seyrinde de görülebilir. Bu nedenle bu tür rahatsızlıklar sizde de varsa siz de lenfoma olabilirsiniz.
1.Lenfoma nedir?
Lenfoma hastalığı, bağışıklık sistemi hücrelerinden olan lenfositlerin ve onların kök hücrelerinden gelişen bir kanser türüdür. İnsan vücudundaki bağışıklık sistemi hücreleri kan dolaşımı yolu ile tüm organlarda görev almak için yerleşmiştir, ancak en yoğun bulundukları dokular lenf bezeleri,kemik iliği, dalak, karaciğer ve bağırsaklardır.Bu nedenden dolayı lenfomanın bulguları çok farklı olabilir ve başka hastalıkları taklit edebilir.
Temel olarak bağışıklık sisteminin işlevlerinin bozulmasından dolayı en sık bununla bağlantılı olan yakınmaları görüyoruz. Hastaların çoğunda boyun, kasık ve koltuk altı lenf bezelerinde şişlik, halsizlik, uzun süren ateş, kilo kaybı , gece terlemesi gibi belirtiler baş gösterir. Bir çok lenf bezelerin göğüs ve karın boşluğunda bulunmasından dolayı, bazı hastalarda kuru öksürük, nefes darlığı, geçmeyen hırıltılar ve ses kısıklığı gibi, karın ağrısı, dalak büyümesi ve sarılık da görülebilir. Lenfoma hastalarının bağışıklık sisteminde işlev bozukluğu olması nedeniyle, sağlıklı kişilerde nadir görülen bazı enfeksiyonlar da eşlik edebilir. Bunlara örnek olarak, çok sık tekrarlayan ve iyileşmeyen yaygın uçuklar, şiddetli ve yaygın zona hastalığı ve ağız boşluğunda pamukçuk benzeri yaygın mantar enfeksiyonlarını sayabiliriz. Yine aynı sebepten dolayı hastaların bir kısmında ise romatizma hastalıklarına benzer şekilde görülen şiddetli eklem ağrıları, ciltte yaygın döküntüler, idrarda protein kaçağı ve nadirden de el ve ayak sinirlerinde duyu bozuklukları görülebilir.
Bu hastalık tüm organlarda görülebilmesinden dolayı, akciğer, beyin, testis, yumurtalık, mide ve bağırsak tümörlerini taklit edebilir ve kronik cilt hastalığı şeklinde bulgu verebilir.Anlaşılacağı üzere lenfoma hastalığının birçok yüzü vardır ve hastalar çok farklı branş hekimlerine başvurabilmektedir.Lenfomanın erken ve kesin tanısı için bu konuda uzman kişilerin ekip halinde çalışılması büyük önem taşımaktadır.
Lenfoma toplumda giderek yaygınlaşan bir kanser türüdür. Sanayileşmiş bir çevre içinde sürdürülen yaşam tarzı ile , toplumun yaşlanması ve teşhis yöntemlerin gelişmesi ile daha da sık karşılaşacağımız bir hastalık olacaktır.
2 . Lenfomanın sıklığı nedir?
Lenfoma hastalığın sıklığı yaşa, coğrafi bölgeye ve ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre büyük farklılık gösterir.Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre lenfomalar tüm kanser türlerinin %4'nü oluşturmaktadır.Çocukluk çağında en sık görülen kanser türleri içinde 3’üncü sıradayken,erişkin kanserleri içinde 7’ci sıradadır. Orta Afrika ve Güneydoğu Asya'nın bazı ülkelerinde, bağışıklık sistemine ciddi zarar veren HIV, EBV ve HTLV gibi virüslerin yaygın olması nedeniyle, lenfoma hastalığı sıklığı artmıştır. Dünyanın bu bölgelerinde lenfomanın görülme sıklığı 22/100.000 olarak bildirilmiştir.Batı ülkelerinde bu oran 12-14/100.000 dir.Ülkemizde tüm lenfoma çeşitlerinin görülme sıklığı 9-10/100.00 civarında olduğu düşünülmektedir. Lenfoma hastalığı yaş ile artış gösteren bir kanser türüdür.İleri yaşlara gelince görülme sıklığı 50-60/100.000 e kadar çıkabilmektedir.Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; 2012 de tüm dünyada 566000 kişi lenfoma tanısı almış ve bunlardan 305000'i bu hastalıktan dolayı hayatını kaybetmiştir. Ölüm oranlarının batı ülkelerine kıyasla daha yüksek olması gelişmemiş ülkelerdeki yetersiz sağlık koşullarına bağlı olduğu rapor edilmiştir.ABD verilerine göre Non Hodgkin tipi lenfomaların tam iyileşme oranı %69, Hodgkin tipi lenfomaların ise %85 tir.Bu oranlar hastalığın alt tipine göre büyük farklılıklar gösterebileceği unutulmamalıdır.
3.En sık hangi yaşlarda çıkıyor?Lenfomalar tüm yaş gruplarında görülebilen hastalıklardır olmalarına rağmen özellikle çocukluk ve ileri yaş gruplarında daha sık görülür. Çocuklardaki sıklık artışı doğuştan gelen bazı bağışıklık sistemi hastalıklarının (immün yetmezlikler) ve kalıtsal hastalıkların ( Ataksi telenjektazi, Bloom sendromu vb) getirdiği risklere bağlı olduğu bilinmektedir.İleri yaşlardaki sıklık artışı ise daha çok dış faktörlerin , geçirilen enfeksiyon ve romatizma hastalıklarının etkisiyle lenfositlerin kök hücrelerinde zamanla meydana gelen hasarlar sonucu oluştuğu düşünülmektedir.
5.Lenfomaların nedenleri nelerdir?
Her kanser türünde olduğu gibi, lenfomaların oluşması dış ve genetik faktörlere bağlıdır. Bağışıklık sisteminin kontrollü çalışmasını bozan birçok etken lenfomaya neden olabilir. Örneğin HIV(AİDS hastalığı),EBV ve HTLV virüsleri bağışıklık sistemi hücreleri içine yerleşerek bunları tahrip eder ve bu hücreler normal fonksiyonlarını kaybederek, kontrolsüz çoğalma sonucu lenfoma hastalığını meydana getirebilir. Dış etkenlerden, sigaradaki benzen ve tarım ilaçlarındaki bazı kimyasal maddeler ve radyasyon, kök hücrelerin DNA sına zarar vererek lenf kanserine zemin hazırlayabilir. Bunların dışında, romatiod artrit, Sjögren hastalığı, iltihabi bağırsak hastalıkları,lupus hastalığı ve diğer otoimmün hastalıklar uzun vadede bağışıklık sistemini bozabilir ve lenfomaya neden olabilir. Diğer yandan bu hastalıklarda kullanılan bazı ilaçlar da lenfoma için risk oluşturabilir.Otoimmün hastalığı olanlarda lenfoma riski normal kişilere göre 2 ile 6 kat daha yüksektir.Yapılan araştırmalarda yüksek yağ içeren diyet ile beslenen,fazla kilolu ve diyabeti olan kişilerde lenfomanın daha sık görüldüğü gösterilmiştir. İnsan vücudundan kronik enfeskiyon ile seyreden bazı hastalıklar da lenfoma riskini arttırmaktadır. Buna en önemli örnek midede yaşayan ve ülsere sebep olan helicobacter pylrori'dir.Toplumda yaygın olarak bulunan bu bakteri türü bazı kişilerde mide lenfoması gelişmesine sebep olabilir.Diğer bir kronik enfeksiyon olan Hepatit C de lenfoma riskini önemli ölçüde arttırmaktadır.
6. Hangi belirtiler ile ortaya çıkıyor?
En sık görülen belirti, bölgesel lenf bezelerinin şişmesidir.Bu bezeler genellikle ağrısızdır ve dokunulduğunda sıcak değildir.Zaman içinde giderek büyür ve sertleşirler, bu süre içinde başka bölgelerde de bezeler çıkabilir.Bezelerin büyümesine ek olarak kilo kaybı, belirgin halsizlik,yaygın kaşıntı, gece terlemesi ve ateş de görülebilir.Bu bulgular sıklıkla enfeksiyon ile karıştırılabilir ancak lenf bezelerinin enfeksiyonları daha hızlı seyreder ve genelde ağrılıdır.Büyüyen lenf bezeleri göğüs boşluğundaysa kuru öksürük ,göğüs ağrısı, boyun damarlarında bariz belirginleşme ve nefes darlığı görülebilir.Karın boşluğundaki lenf bezeleri diğer komşu organlara bası yaparak bulgu verir.Bunlarda sarılık, karında şişlik ,devamlı ağrı ve bacaklarda şişlik gelişebilir.Bu kişilerde sıklıkla dalak büyümesine bağlı olarak sol yan ağrısı, midede şişlik ve erken doygunluk gibi bulgular da görülebilir. Kemik iliği tutulumu olan hastalar özellikle bel ve bacaklarda gece uyutmayan şiddetli kemik ağrılarından şikayet eder.Bazı lenfoma türleri özellikle cilt tutulumu ile ön plana çıkar.Bunlarda, ciltte yaygın veya bölgesel, giderek büyüyen, koyu kırmızı veya kahverengi plak benzeri lekeler görülebilir.Yukarıdaki belirtileri taşıyan hastalar vakit kaybetmeden doktora başvurmalı ve gerekli testleri yaptırmalıdır.Yakınması olmayan hastaların tetkiklerinde açıklanamayan yüksek veya çok düşük kan sayımı değerleri var ise mutlaka Hematoloji uzmanından destek alınmalı.
7.Erken tanı koyma mümkün mü?
Lenfoma hastalığının erken teşhisi mümkündür ve çok önemlidir.Tüm kanserli hastalarda olduğu gibi erken evrede teşhis edilen lenfomaların tedavisi çok daha başarılıdır ve sıklıkla tam iyileşme ile sonuçlanır. Erken teşhiste en önemli unsurlar, hastaların hekime erken başvurmaları ve ilk değerlendiren hekiminin mevcut bulguların ayrıcı tanısı içinde lenfoma hastalığını da almasıdır.
8. Lenfomadan korunmak mümkün mü?
Lenfomaya neden olan genetik hastalıklardan korunmak mümkün olmasa da erken teşhis mümkündür. Diğer yandan sağlıklı yaşam, uygun diyet, sigaranın bırakılması tüm kanser çeşitlerinde olduğu gibi lenfoma riskini de azaltmaktadır. Benzen içeren kimyasallardan, denetimsiz üretilen tarım ürünlerinden ve radyasyondan uzak yaşamak da bu riski belirgin olarak azaltmaktadır.
9.Tedavi edilebilir hastalık mı ? Nasıl tedavi ediliyor?Lenfoma tedavi edilebilir bir hastalıktır.Tedavi başarısını etkileyen en önemli faktörler sırasıyla - hastalığın alt tipi ve evresi,yaş,hastanın genel sağlık durumu ve eşlik eden diğer hastalıklardır.
Lenfoma tedavisi, kanserler içinde, son yıllarda en çok gelişim gösteren tedavi türü olmuştur. Genetik ve moleküler biyoloji teknolojilerin hızlı gelişimi sayesinde hastalık teşhisini ve uzun vadede olası riskleri çok daha net bir şekilde belirleyebiliyoruz. Bununla birlikte bu teknolojilerin sayesinde sadece kanserli hücreyi ve onun içindeki bozulan genetik moleküllerini hedef alan bir çok yeni tedavi yöntemi geliştirildi. Bu yeni tedavi yöntemleri geçtiğimiz 10 yıl içinde lenfoma tedavisinde devrim yaşatmıştır ve hastaların iyileşme oranlarında belirgin artış sağlamıştır. Günümüzün pratiğinde, lenfoma hastaları evreleme amaçlı değerlendirmeden geçtikten sonra, yeni kuşak ilaçların da dahil edildiği kemoterapi protokolleri ile tedavi edilmektedir.Tedavi protokolleri hastaların çoğunda ayaktan uygulansa da bazen hastanede yatarak da uygulanabilir. Aralıklı olarak uygulanan tedavi kürlerinin ortasında bir ara değerlendirme yapılır ve verilen ilaçların hastalık üzerindeki etkileri değerlendirilir.Eğer başarılı ise tedavi tamamlanır ve bunun sonunda hastalıktan hiç iz kalmayacak şekilde tam yanıt hedeflenir.Tam yanıt elde edilemediğinde veya hastalık kötüleşiyorsa daha yoğun tedaviye geçilir ve hastanın durumu izin veriyorsa daha sonrası için kemik iliği nakli planlanabilir.Bir çok lenfoma hastasının tedavisinde radyoterapi de kullanılır.Yan etkisi az olan ve çok etkili olan bu yöntem genelde kemoterapiye tamamlayıcı yöntem olarak kullanılır.
Hematoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ant Uzay