Güncelleme Tarihi:
Artık tam bir salgın içerisindeyiz. Eskiden kontrol sırasında "Temas var mı?" diye sorulurken artık sorulmuyor. Çünkü her tarafta temas olabilme ihtimali var. Mesela çarşıda, pazarda, toplu taşımada, AVM’lerde veya iş yerlerinde temas riski oldukça yüksek. Özellikle bulaşlar enfeksiyon semptomları başlamadan 2-3 gün öncesinden başladığı için temasın farkına varılmıyor.
İsviçre peyniri modelini dikkate alın
Eşler arasında veya aile içinde beraber yaşayan insanlar arasında artık yüksek bulaş oranları görüyoruz. Belki de salgının büyük bir kısmını oluşturuyorlar. Aileden birine bulaştığı zaman hanedeki herkes maalesef enfeksiyon kapmış oluyor. Koronavirüsten korunmanın başlıca yolları sosyal mesafe, maske ve el hijyenidir. Korunma amacıyla yeni bir model düşünüldü.
Buna İsviçre peyniri modeli deniliyor. İsviçre peynirinde delikler vardır. Bu modelde hane halkından biri enfeksiyonu dışarıdan alsa bile ev içindeki koruma önlemleri ile diğer hane halkına bulaş önlenmiş oluyor. Model, söz konusu korunma yollarında ortaya çıkabilecek en ufak bir ihmalin, hastalıkla sonuçlanacağını anlatıyor.
'Zaten aynı evdeyiz' fikri riski artırıyor
Artık maske ve sosyal mesafeyi mümkünse ev içinde de devam ettirmek gerekiyor. Maske olmasa bile sosyal izolasyonu ve hijyeni evde de sürdürmeliyiz. Buna dikkat eden ailelerde bulaş olmadığını görüyoruz. Yani aileden bir tanesine bulaşsa da ev içerisindeki sosyal izolasyon, havalandırma, hijyen tedbirleri uygulandığı zaman diğer bireylerin korunduğunu görüyoruz.
Özellikle evde yaşlıların yaşadığı ortamlarda bunların şiddetle uygulanması lazım. ‘Zaten biz aynı evde yaşıyoruz’ sözü belki de ev içi bulaşın en önemli nedenlerini oluşturuyor. Bu dönemde ekstra dikkat etmemiz gereken şey ev hijyeni. Eskiden maske, mesafe, el hijyeni diyorduk artık ev hijyenini de eklemek gerekiyor.