Koronavirüs Salgını Vücudu Nasıl Etkiliyor?
"Koronavirüs salgını milyonlarca insanı etkisi altına almaya devam ediyor. Salgın özellikle 65 yaş üstü bireyleri etkiliyor. Virüsten etkilenenlerin çoğu herhangi bir semptom göstermiyor. Özellikle solunum yollarını etkileyen hastalık tablosu, hafiften ağıra değişen bir seviyede seyrediyor diyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Taner Has, koronavirüsün vücudu nasıl etkilediğini anlattı."
Covıd-19'a neden olan yeni tip koronavirüs, diğer adıyla 2019-nCoV, damlacık ya da temas yoluyla bulaşıyor. Yani hasta bireylerden ortama saçılan damlacıkların solunması veya bu damlacıklarla kirlenmiş yüzeylere temas ile virüs alınabiliyor. Koronavirüs ailesinin diğer üyelerine kıyasla çok daha bulaşıcı olduğu görülen yeni tip koronavirüs, ACE/2 olarak adlandırılan proteine bağlanarak çoğalmaya başlıyor.
Vücutta en çok akciğerleri tutan virüs; kuru öksürükten ateşe, hafif zatürreden ağır solunum yetmezliğine kadar uzanan klinik tablolara neden olabiliyor. Solunum sıkıntısı olmayan hafif vakalar evde tedavi edilirken solunum sıkıntısı yaşayan veya kandaki oksijen düzeyi düşük olan hastalar hastanede yatarak tedavi altına alınabiliyor. Hastanede yatan bazı hastalarda ağır zatürre ve solunum yetmezliği gelişebiliyor, bu durumda yoğun bakım şartlarında tedavi ve kimi zaman da solunum cihazı kullanımı gerekebiliyor.
Akciğerlerde iltihap birikimine neden olabiliyor
Akciğerde su toplanmasını ve iltihap oluşumunu engelleyen ACE/2 proteininin 2019-nCoV tarafından tutulması sonucunda akciğerlere hava yerine su giriyor. Bu da ağır bir zatürre tablosuna ve akciğerlerde iltihap birikimine neden olabiliyor. Hava keseciklerinin iltihaplanması nedeniyle kandaki oksijen oranı düşüyor, bu da doku ve organların oksijensiz kalmasına neden olarak hayati risk doğuruyor. COVID-19'a dair en çok merak edilenlerin başında, hastalığı atlatan veya yoğun bakım tedavisi gören hastaların akciğerlerinde ve diğer organlarında kalıcı hasar olup olmayacağı sorusu geliyor.
Hastalığın tüm dünya için çok yeni bir durum olduğunu belirterek şu an için insan vücudu üzerindeki uzun vadeli etkileri konusunda yeterli veri olmadığını ifade ediyor. COVID-19 hastalığının kalp ve akciğerler üzerine uzun vadede olumsuz etkilerini araştırmaya yönelik çalışmalar global ölçekte sürüyor. 2021'de sonuçlanması beklenen bu çalışmalar, genellikle COVID-19 hastalığında akciğerlerde görülen fibrozis durumunun sürüp sürmeyeceğine ve akciğer kapasitesinde düşme olup olmayacağına odaklanıyor.
Kronik hastalık sahipleri hastalığı daha ağır geçirme riskini taşıyor
Koronavirüs salgını ile ilgili merak edilen konulardan bir diğeri, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ve astım hastalarının COVID-19'dan etkilenme potansiyeli. Kronik hastalıklara sahip tüm bireylerin bu süreçte ilaçlarını düzenli kullanmaları ve sosyal mesafe kurallarına kesinlikle uymaları gerekiyor. Yapılan gözlemler COVID-19 hastalığının astım hastalarında çok fazla atak oluşumuna neden olmadığını gösterse de kronik hastalık sahipleri hastalığı daha ağır geçirme riskini taşıyor.
Tıp dünyası için de henüz çok yeni olan hastalık hakkında kesin bilgiler verebilmek için daha fazla güvenilir veri ve çalışma gerekiyor. Pandemi kontrol altına alındıktan sonra tüm ülkelerin verileri bir araya getirildiğinde ve bilimsel çalışmalar tamamlandığında hastalığın uzun vadeli sonuçları hakkında daha net şeyler söylemek mümkün olacaktır. Koronavirüsün akciğerlerde ve diğer organlarda hasar bırakıp bırakmadığına dair çalışmalar tüm dünya çapında sürüyor.