Güncelleme Tarihi:
HİPERTANSİYON İLAÇLARI BIRAKILMAMALI
Bu süreçte hipertansiyon ilaçları hekimin bilgisi dışında bırakılmamalı ve düzenli hekim kontrolleri ihmal edilmemelidir. Hipertansiyon hastaları Covid-19 enfeksiyonundan korunmak için sosyal mesafe, hijyen ve maske kullanımına mutlaka riayet etmeli, özellikle 65 yaş üstü ve ek hastalığı (diyabet, kalp yetmezliği, akciğer hastalığı gibi) olan hipertansiyon hastaları bu dönemi mümkün olduğunca evinde geçirmelidir.
Hipertansiyon hastaları ve hipertansiyon açısından risk taşıyan bireyler beslenmelerine dikkat etmeli, kilo almamalı, sigara ve alkolden uzak durmalı, gereksiz ağrı kesici ilaçlar kullanmamalı, kullandığı hipertansiyon ilaçlarını bırakmamalıdır.
BU BELİRTİLER VARSA DİKKAT
Hipertansiyon sıklıkla enseden başlayan ve yukarı doğru yayılan baş ağrısı, burun kanaması, kulaklarda çınlama, halsizlik, çabuk yorulma, sık ya da az idrara çıkma ve bacaklarda şişlik şeklinde belirtiler verebilir. Göğüs/sırt ağrısı, nefes darlığı, şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, denge kaybı gibi yakınmalar varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.
HİPERTANSİYON YAŞI DÜŞTÜ
Yaş ilerledikçe hipertansiyon görülme sıklığı artmasına ve geçmişte hipertansiyonun yaşlılık hastalığı olarak bilinmesine rağmen son yıllarda özellikle gençlerde görülen düzensiz beslenme, fiziksel aktivite azlığı, obezite, yoğun sigara ve alkol kullanımı neticesinde hipertansiyon maalesef çok daha erken yaşlarda görülmeye başlanmıştır.
Hipertansiyon risk faktörleri; ailede hipertansiyon hikayesi, obezite (şişmanlık), sigara, diyetteki tuz miktarının yüksek olması stres, ırk (Afro-amerikan, Slav halkları ve Türklerde yüksek hipertansiyon oranı vardır), cinsiyet (Ülkemizde kadınlarda hipertansiyon daha fazla), yaş, diyabet ve hiperlipidemi sayılabilir. Bu risk faktörlerine sahip olan kişilerin hipertansiyon açısından daha dikkatli olması gerekir.
DÜZENLİ VE DOĞRU TANSİYON ÖLÇÜMÜ ÖNEMLİ
Hipertansiyon; kan basıncımızın 140/90 mmhg’nın üstü olması olarak tanımlanabilir. En az 2 farklı günde yapılan ölçümlerde tansiyon değerlerinin 140/90 mmhg’nın üstünde çıkması hipertansiyon olarak adlandırılır. Tansiyon ölçmenin belli başlı kuralları vardır. Öncelikle ilk defa ölçüm yapılacak kişilerde her 2 koldan da ölçüm yapılmalıdır. Genelde sağ kolda tansiyon biraz yüksektir. Ancak bu yükseklik farkı 10 mmhg’yyı (en fazla 15 mmhg) geçmez. Eğer 2 koldaki tansiyon farkı daha yüksekse altta yatan ve düşük ölçülen kol damarında veya aort damarında daralamaya neden olabilecek bir damar sertliği hastalığının araştırılması gerekir. Tansiyon her zaman yüksek çıkan koldan ölçülmelidir. Tansiyon ölçmeden önce hasta idrarını yapmalı, oturur vaziyette ve en az 5 dakika dinlenmiş halde olmalıdır. Ölçümden en az 30 dakika öncesine kadara sigara ve kahve gibi tansiyon ve kalp hızını etkileyecek maddeler içilmemiş olmalıdır. Yemek öncesi aç karına ölçümler yapılmalı ve ölçüm yapılırken bacak bacak üstüne atılmamalı ve konuşulmamalıdır. Dijital ölçüm yapılan cihazlar kullanılacaksa koldan ölçüm yapanlar tercih edilmelidir.
TEDAVİDE İLK KURAL “YAŞAM ŞEKLİ” DEĞİŞİKLİĞİ
Hipertansiyon tanısı koyulduğunda ilk yapılması gereken yaşam tarzı değişikliğidir. Hastalar ideal kilonun üzerindeyse yeterli ve dengeli bir diyet programı ile normal kilolarına dönmesi önerilir.
Yaşam tarzındaki değişikliklere uyum sağlayarak ilaç kullanılmadan hipertansiyon tedavi edilebilir. Ancak tüm bu önlemlere rağmen tansiyon değerleri hala yüksek seyreden hastalara ilaç tedavisi başlanır. Kronik bir hastalık olan hipertansiyon yaşam boyu belirli aralıklarla doktor kontrolü gerektirir. Hipertansiyon doktor ve hastanın beraber uyum içerisinde hareket ederek tedavi edebileceği bir hastalıktır. Ancak unutulmamalıdır ki; çoğu zaman sadece doktorunuzun verdiği ilaçları alıp gerekli yaşam tarzı değişikliklerini yapmamak hipertansiyon tedavisinde tek başına yeterli olamayabilir.
TEDAVİ EDİLMEDİĞİNDE CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR
Hipertansiyon damar sertliği olarak bilinen aterosklerozun en önemli nedenlerindendir. Hipertansiyon tedavi edilmezse kalp krizi, kalp yetmezliği, pıhtı veya beyin kanamasına bağlı gelişebilen inme, böbrek hastalıkları, aort damar genişlemesi ve yırtılmaları, bacak damarlarında tıkanmalar, görme bozuklukları, hafıza sorunları ( Alzheimer hastalığı ) ve cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olabilir.