Koronavirüs Diş Tedavisi Sırasında Bulaşır mı?
Güncelleme Tarihi:
Geçen Kasım ayından bu yana tüm dünyada milyonlarca insanı etkileyerek ölümlere neden olan Koronavirüs’ün bulaşma açısından en riskli alanlarından birisi de diş klinikleri. Diş hekimi ve hastanın tedavi gereği çok yakın temasta bulunduğu bu ortama bir de tedavi aygıtlarının çalışma prensibi eklenince ortama hasta kaynaklı pek çok mikroorganizma saçılabiliyor.
Türkiye’de yaygın olarak küçük olarak nitelendirdiğimiz aspiratör kullanılıyor. Bu aspiratör yeterli miktarda vakumlama sağlamadığı için aerosolun (hasta kaynaklı mikroorganizmalar) önemli bir kısmı ortama saçılarak bulaş riskini artırıyor. Ancak büyük aspiratör kullanıldığında ortama aerosol saçılması engellenerek hastalıkların bulaşma riski ciddi oranda düşüyor.
Diş Klinikleri Covid-19 servisleri kadar önemli
Çin’de başlayıp kısa sürede dünyanın kâbusu haline gelen Koronavirüs ülkemizde Mart ayından bu yana görülüyor. Solunum yoluyla bulaşan Koronavirüsten korunmak için kişisel hijyenimize dikkat etmemizin yanı sıra hayatımıza tek kullanımlık cerrahi maskelerle devam etmek zorundayız.
Nasıl ki Covid-19 servislerinde görev yapan sağlık çalışanları sadece maske takarak korunmuyorsa biz diş hekimleri de Koronavirüsten korunmak için pek çok önlemi bir arada almak zorundayız. Üstelik hastanelerde görev yapan arkadaşlarımız Koronavirüs hastalarını bilmekte ve buna göre önlemlerini artırabilmektedir. Ancak bizler hangi hastanın taşıyıcı olduğunu bilemiyoruz. Bu nedenle hem kendimizi hem de gelen diğer hastalarımızı korumak adına her hastamıza Covid-19 ya da başka bulaşıcı hastalık tanısı almışçasına yaklaşarak önlemlerimizi alıyoruz.
Diş tedavilerinde aspiratör bir tercih değil, zorunluluktur!
Diş kliniklerinde bulaşıcı hastalıklara karşı ilk olarak kişisel önlem kapsamında mutlaka tek kullanımlık önlük, siperlik, maske ve eldiven kullanılıyor. Ancak diş tedavilerinde kullanılan aletlerin çalışma prensibinden dolayı ciddi bir risk daha ortaya çıkıyor. Bunun adı aerosol. Diş tedavileri sırasında kullanılan aletlerde basınçlı su kullanılıyor ve bu suyun önemli bir kısmının ağızdan hastaya ait pek çok mikroorganizma, virüs, mantar, bakteri ile aerosol olarak ortaya saçılabiliyor.
İşte bu noktada diş hekiminin kullandığı aspiratör yani tedavi sırasında ağıza takılan küçük hortum büyük önem taşıyor. Türkiye’de yaygın olarak küçük olarak nitelendirdiğimiz aspiratör kullanılıyor. Bu aspiratör yeterli miktarda vakumlama sağlamadığı için aerosolun önemli bir kısmı ortama saçılarak bulaş riskini artırıyor. Ancak büyük aspiratör kullanıldığında ortama hasta kaynaklı aerosol sıçramadığından hastalıkların bulaşma riski ciddi oranda düşüyor.
Diş hekiminin ne tür aspiratör kullandığını nasıl anlayacağım?
Diş hekiminin tedaviyi tek yapmaması demektir. Yani diş hekimi bir yanda iki eliyle tedavisini gerçekleştirirken asistanı da hekimi iki eliyle asiste etmeli. Asistanın bir elinde küçük yaygın olan aspiratör, diğer elinde ise büyük aspiratör bulunmalı. Bu şekilde gerçekleştirilen tedavilerde hastalık bulaşma oranı düşer ve uluslararası standartta hijyen sağlanır. Bu uygulamayı Covid-19 sürecinde de Türk Diş Hekimleri Birliği Türkiye’deki diş hekimlerine de tavsiye ediyor.
Dezenfektan ve havalandırma
Kişisel önlem ve aspiratör kullanımının ardından üçüncü adım olarak kullanılan aletlerin ve hastanın temas ettiği tüm yüzeylerin her hastadan sonra düzenli olarak dezenfekte edilmesi gerekiyor. Yine hasta tedavi odalarının da her hastadan sonra en az yarım saat havalandırılması şart.
Hastaya düşen görevler de var!
Biz ne kadar dikkatli ve özenli isek hastalarımızdan da bunu bekliyoruz. Maske kullanımına lütfen dikkat edelim, diş hekimi randevularımıza bekleme odasını yoğunlaştırmamak adına yalnız ve vaktinde gidelim, sık sık ellerimizi yıkayalım, yıkayamadığımız durumlarda mutlaka yanımızda taşıdığımız dezenfektanlarımızı kullanıp hijyenimizi riske atmayalım.