Güncelleme Tarihi:
İlk kez Aralık 2019’da Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde balık ve canlı vahşi hayvan pazarında başladığı düşünülen ve nedeni bilinmeyen bir çeşit zatürre hastalığı belirlendi. 7 Ocak 2020’de hastalığın etkeni olarak, daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir koronavirüs (2019-nCoV) mikrobu tespit edildi. Hastalık kaynağının yasa dışı satılan vahşi hayvanlar olduğu, insana bulaşmasından sonra hastalığın diğer insanlara yayıldığı düşünülmektedir. Kısa süre içinde hastalık hızla yayılmaya başladı. Hastalığın hızla yayılması ve ölümcül olması, başta Çin’de olmak üzere ülkemizin de olduğu pek çok ülkede karantinaya varan tedbirlerin alınmasına neden oldu.
Koronavirüs nasıl yayılır?
Yayılma; öksürük veya hapşırık ile mikrobun havaya yayılması ve bu havanın sağlıklı insanlar tarafından teneffüs edilmesi veya hasta olan kişilerin mikroplu elleriyle dokundukları yerlere dokunulması sonrasında ellerin yıkanmadan ağız, burun veya göze sürülmesi ile olmaktadır.
Genellikle 3 ile 14 gün arasında olduğu düşünülen kuluçka süresi sonrasında beliren hastalık bulguları; yüksek ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, nefes darlığı olup düzelmez ise zamanla solunum ve böbrek yetmezliği nedeniyle hayatın kaybedilmesine neden olmaktadır.
Hastalık vücut direnci iyi olanlarda kendiliğinden düzelebilmektedir. Ancak kanser hastaları, şikayete neden olan kalp hastalığı veya uzun yıllardır devam eden akciğer hastalığı (KOAH veya Ampfizem) bulunan kişiler, romatizmal hastalık veya organ naklin sonrası tedavi veya koruyucu amaçlı bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan hastalar gibi vücut direnci düşük kişilerde, bağışıklık sistemindeki baskılanma nedeniyle enfeksiyon daha kolya bulaşabilmekte ve daha tehlikeli olabilmektedir.
Kanser hastaları daha mı çabuk etkilenir?
Kanser hastalarında, kanserin oluşturduğu; beslenme problemleri, kronik ağrı, uyku problemleri, anksiyete vb. nedenlerle bağışıklık sisteminde baskılanma olmaktadır. Ayrıca kanser tedavisinde kullanılan; kemoterapi, radyoterapi, cerrahi işlemler sırasında oluşan travma gibi nedenlerle gelişen vücut direncindeki baskılanması nedeniyle koronavirüs enfeksiyonunun bulaşması daha kolay olmakta ve enfeksiyon daha ölümcül seyretmektedir.
Kanser hastaları, hastalığa yönelik geliştirilmiş bir tedavi yöntemi olmadığından, hastalıkla iki yöntem ile mücadele edebilirler;
1- Hastalığın bulaşmasının önlenmesi: Hastalık bulaşma yolları havadan veya hastalık bulaşmış yer ve kişilere temas ile olduğundan;
*Kalabaklık yerlerde hasta insanların bulunabileceği düşünülerek mümkün olduğunca buralardan uzak durmak. Kalabalık ortamlarda bulunma zorunluluğu var ise maske takmak
*Ateş ve öksürüğü olan insanlarla temastan uzak durmak, temas oldu ise elleri bol su ve sabun ile en az 30 saniye yıkamak veya dezenfektanlar ile dezenfekte etmek
*İnsanların genel kullanımında olan kapı kolu, telefon gibi yer ve eşyalara temastan sonra hemen elleri bol su ve sabunla en az 30 saniye yıkmak
*Ağız, yüz, burun ve göze elleri yıkamadan dokunmamak
2- Hastalığa karşı vücut direncini arttırmak:
Beslenme: Anti-oksidanlar özelliği olan besinlerin fazlaca tüketilmesi bu dönemde önemlidir. Bunlar arasında; yaban mersini, nar (narın, bazı kanser hastalarında kullanımı uygun değildir, onkoloğunuza danışınız), kurt üzümü (goji berry), elma, portakal, mandalina, greyfurt (greyfurt, ilaç kullanmayan kanser hastalarında tüketilmemelidir), limon, avokado, papaya, kivi gibi tropikal meyveler, zerdeçal (bazı kanser hastalarında zerdeçal kullanımı uygun değildir, onkoloğunuza danışınız), zencefil, propolis (bazı onkoloji hastalarına propolis kullanımı uygun değildir, onkoloğunuza danışınız),bBazı sebzeler de farklı mekanizmalar ile bağışıklık sistemini uyarmaktadır.
Bunlar arasında; brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, pırasa, maydanoz (bazı onkoloji hastalarında fazla maydanoz tüketilmesi sorun olabilir, onkoloğunuza danışınız), soğan, sarımsak, havuç (akciğer kanseri hastalarının fazla miktarda havuç suyu tüketmeleri uygun değildir), ıspanak sayılabilir. Günlük en az 2 bardak yoğurt tüketilmelidir. Haftada 2 gün balık muhakkak yenilmelidir. Kuruyemişlerden ceviz ve badem tüketilmelidir. Günde 2 litre su içmek çok önemlidir, ihmal edilmemelidir.
Bitkisel takviyeler: Ekinezyanın 15 gün süreyle çay olarak tüketilmesi bağışıklık sistemini uyaracaktır (bazı kanser hastalarının kullanılması uygun değildir, onkoloğunuza danışınız).
Ada çayı (sara nöbeti geçirenlerin ve bazı kanser hastalarının ada çayı kullanması uygun değildir, onkoloğunuza danışınız).
Papatya ve melisa çayı (2 bardak suya 1 kaşık papatya, 1 kaşık melisa konup 10 dakika demleyip içini. Melisa bazı kanser hastalarında dikkatli kullanılmalı).
Meyan kökü (günde 1 bardak içilmeli, kemoterapi alan hastalarda ve kalp yetmezliği ve hipertansiyonu olup ilaç kullanan hastalarda meyan kökü kullanılması sakıncalıdır, onkoloğunuza danışınız).
Reishi mantarı kapsülü (bazı kanser hastalarında ve kemoterapi alan hastalarda reishi kullanılması sakıncalıdır, onkoloğunuza danışınız) günde 1 tane.
Kore ginsengi kapsülü günde bir tane (Kore ginsenginin; kan sulandırıcı ilaç kullananlarda, tiroid bezi problemi olanlarda, beraberinde fazla çay veya kahve içiminde, bazı anti-depresan ilaç kullanlarda, kemoterapi ile beraber kullanılması sakıncalıdır, onkologunuza danışınız).
Uyku düzeni: Uyku bağışıklık sisteminin güçlenmesi için en önemli faktörlerden biridir. Özellikle en geç saat 23.30’da yatılması önerilir.
Egzersiz: Günlük en az 20 dakikalık hafif bir egzersiz veya yürüyüş muhakkak yapılmalıdır.