Kısırlık tedavisinde psikolojik destek
"Kısırlık, çocuk isteyen bazı çiftlerde psikolojik sorunlara neden olan, çok ciddi ve başedilmesi güç bir durum. Ama profesyonel yardım alarak psikolojik sorunların üstesinden gelmek hiç de sanıldığı kadar zor değil..."
Birçoğumuz çocuksuzluğun bir kusur olarak görüldüğü, bebek sahibi olamayan kadın ve erkeklere yoğun psikolojik baskının uygulandığı bir toplumsal düzende yaşıyoruz. Dolayısıyla kısırlık ve psikoloji arasında sıkı bir bağ var. Bu sorunla cesurca mücadele etmeye çalışan çiftlerde bile zaman zaman ruhsal çöküntüler, bunalımlar, anlaşmazlıklar ve hatta depresyon ortaya çıkabiliyor. Çünkü kısırlıkla mücadele uzun, yoğun ve yorucu bir süreç... Dolayısıyla da bir çiftin uzun süre tedavi görmesine rağmen çocuk sahibi olamaması birçok ruhsal soruna neden olabiliyor.
Çaresizlik duygusu
Kısırlık tedavisinin uzun süren, pahalı bir tedavi olması ve tedavinin nasıl sonuçlanacağının belirsizliği, süreci hem erkek, hem de kadın için duygusal açıdan çok daha zor katlanılır hale getiriyor. Özellikle kısır olan taraf sürekli bir kendini suçlama, çaresizlik ve yetersizlik duygusunun pençesinde yaşıyor. Bu da kısırlığın, kişinin tüm hayatını olumsuz yönde etkileyen bir kabus haline gelmesine neden oluyor. Kısırlık tedavisi gören pek çok çift tedavi öncesi ve sonrası dönemde kişiler arası ilişkilerde güçlük çektiklerini, enerji ve motivasyon eksikliği, yaşama karşı ilgisizlik, konsantrasyon bozukluğu, iştahsızlık ya da aşırı iştah, uykusuzluk, alkol ve ilaç bağımlılığı gibi problemlerin yanı sıra öfke, umutsuzluk, alınganlık, suçluluk gibi duygularla ve hatta kendine zarar verme ya da intihar düşünceleriyle başa çıkmak zorunda kaldıklarını söylüyor.
Psikiyatri desteği şart
İnsanın hayatını etkileyen sorunla tek basma savaşması elbette çok zor. O yüzden de profesyonel kişilerden alınacak yardım bu noktada çok önemli. Ayrıca olumsuz duygulardan kurtulmak ve kısırlığı bir kabus değil, uzun vadede çözümü olan bir sorun olarak görmek için öncelikle bilinmesi gereken belli başlı noktalar var. İşte bunlardan bazıları...
• Kısırlıkla mücadeleye başlarken ilk yapılması gereken, kısırlık ve tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi almaktır. Böylece karşılaşılabilecek güçlükleri saptamak ve çift olarak bu evrelerin daha kolay atlatılması yolunda bir plan yapmak daha kolay olacaktır.
• Eşler tedavi sürecinde farklı tepkiler verebilir ve farklı duygular yaşayabilirler. Ancak bu sağlık problemi eşlerden hangisinde olursa olsun, kısırlık kesinlikle tek
bir kişinin değil, bir çiftin problemidir.
• Tedavi sürecinde yaşanan stres, suçluluk duygusu, kaygı, endişe, ilişkide gerginlik, depresyon ve izolasyon, tedaviyi de olumsuz etkiler.
• Bu sorunu çözmeye çalışırken fiziksel gücün yanı sıra psikolojik gücün de yeterli olması gerekmektedir. Stres nedeniyle kortizol ve prolaktin hormonlarındaki dengesizlikler yumurtalıkların normal çalışmasını engeller ve ayrıca yine stres ve yorgunluk, sperm kalitesini düşürür. Dolayısıyla stresten mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
• Kısırlığın evlilikte sorun yaratması çok doğaldır. Ancak tedavi sürecinin başarıya ulaşmasını isteyen bir çift, aradaki iletişimi hiçbir zaman koparmamalıdır.
• Duygular ne olursa olsun bunları eşle ve yakın çevredeki kişilerle paylaşmak çok önemlidir.
Kaynak: Elele