Kısırlığı dikkate alın

Güncelleme Tarihi:

Kısırlığı dikkate alın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2004 06:00

Belki sizin için daha çok erken, belki de çok yakın ama bebek sahibi olmak istiyorsanız, ufak ihmalkarlıkların bile kısırlığa yol açabileceğini unutmayın.

Haberin Devamı

"Benim başıma gelmez" demeyin. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, her altı çiftten birinde kısırlık problemi olduğunu göstermiş. Çocuk sahibi olmak erkeğin sağlığına bağlı olduğu gibi, kadının sağlığına da bağlıdır. Kadınlarda görülen en önemli kısırlık nedenleri, jinekolojik hastalıklar, myomlar, yumurtlama bozuklukları, endometriozis ve rahim ağzı kanseridir. Ancak bu sebeplere bir tür hastalık olmasa da tedbirsizlik olarak kürtajı da ekleyebiliriz. Kürtaj da uygun koşullarda yapılmaz ve bir tür korunma yöntemi olanık görülüp sık sık, yılda 4 - 5 kez gerçekleştirilirse, taşıdığı riskler nedeniyle kısırlığa sebep olabilir. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi'nden Opr. Dr. Seval Taşdemir'den aldığımız bilgiler doğrultusunda kısırlığa yol açabilecek etkenleri ve hastalıkları aşağıda açıklıyoruz. Bu hastalıklardan korunmak için hangi yaş grubunda olduğunuza, cinsel hayatınızın aktif olup olmadığına bakmaksızın iyi bir jinekolojik bakım yaptırmalısınız, 18 yaş ve üzerindeki tüm kadınlar mutlaka her yıl jinekolojik muayene ve pap smear testini yaptırmalı, vajinal ultrasonografi çektirmeli. Aşağıda belirtildiği gibi hijyene dikkat etmek ve prezervatif kullanımı da şart tabii.

Jinekolojik İnfeksiyonlar

Nedir?: Serviks (rahim ağzı) enfeksiyonları, klamidya, üreplazma ve mikoplazma, gonore (bel soğukluğu) ile herpes simpleks virüsünün yol açtığı enfeksiyonlardır. Yaygın olarak görülen bu infeksiyonlar, yaptığı kalıcı hasarlarla ileride kısırlık gihi istenmeyen sonuçlar doğurur.

Vajinal infeksiyonlar, kadınlarda en sık görülen infeksiyonlardır.

Belirtileri: Bu infeksiyonlarda görülen en önemli yakınmalar; kaşıntı, yanma hissi, koyu renkli, kötü kokulu vajinal akıntı, idrar yaparken yanma ve cinsel ilişki sırasında ağrıdır.
Tedavi: Tedavileri geciktiğinde yol açtıkları kalıcı hasarlar nedeni ile bu infeksiyonların erken tanı ve tedavileri çok önemlidir. Jinekolojik infeksiyonlarda tedaviden daha önemli basamak, infeksiyondan korunmadır. Hijyen ve prezervatif kulanımı şarttır, infeksiyon söz konusu olunca da erkenden tedavi yapılmalı, aksi takdirde diğer genital bölgelere yayılabilir. Tedaviden sonra ve hastalıktan korunmak için mutlaka prezervatif kullanılmalı.

Myomlar

Nedir? Rahim ve rahim ağzında, düz kas dokusunun büyümesi sonucu orraya çıkan iyi huylu tümörlerdir. Myomların kesin nedeni bilinmemekle beraber, kadınlık hormonu östrojenin yol açtığı düşünülmektedir. 30 - 40 yaş arası her beş kadından birinde myom vardır. Kısırlığın yüzde 2 - 3'ünün nedeni myomlardır. Rahim içi tabakasında değişikliklere neden olduğundan, döllenen yumurtaların rahme tutunmasını engelleyebilir. Bunun yanı sıra yumurtalık kanallarına baskı yaparak spermin yumurtaya erişmesini engelleyebilir.

Belirtileri: Myomların en sık yol açtığı yakınmalar; kasık ve karın ağrısı, kasıkta ve karında dolgunluk ve basınç hissi, cinsel ilişki sırasında ağrı, fazla ve uzun süren adet kanaması, ara kanamalardır.

Tedavi: Myomlarda genellikle cerrahi yöntemlere başvurmaya gerek yoktur. Ancak yakınmalara yol açan ve hızla büyüyen myomlann cerrahi işlemler ile (myomektami, laporokopi ya da hisreroskopi ile) çıkarılması gerekir. Myomlara bağlı kısırlık söz konusu ise ameliyat söz konusu olduktan 5 - 4 ay sonra hemen gebelik görülmektedir.

Endometriozis

Nedir?: Endometrium adı verilen ve anatomik olarak sadece rahmin iç yüzünde bulunması gereken zarın, rahim dışı-na yerleşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Doğum yapmamış kadınlarda daha sık görülen bu durum, kariyer yapan kadınların hastalığı olarak da tanımlanıyor. Üreme çağındaki sağlıklı kadınların yüzde 5'inde görülen endometriozis çocuk sahibi olamayan kadınların yüzde 35 - 40'ında görülür. Endometriozis en sık 30 - 40 yaşları arasındaki kadınlarda görülmesine rağmen son yıllarda teşhis amacıyla yapılan laparoskopik girişimlerin yaygınlaşmasıyla endometriozis hastalığının 20'li yaşlarda da oldukça sık teşhis edildiğini görmekteyiz. Endometriozis'in nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan araştırmalarda endometriozis dokularından salgılanan bazı kimyasalların yumurtlamayı, yumurtanın sperm ile döllenmesini ve döllenmiş embriyonun ana rahmine yerleşmesini engellediği saptanmıştır. Endometriozis, erken evrelerde salgıladığı kimyasallar ile gebeliğin oluşmasını engellerken, ileri evrelerde üreme organlarında yapmış olduğu tahribatla kısırlığa neden olur.

Belirtileri: En sık görülen bulgu adet doneminde veya cinsel ilişki sırasında ağrıdır.

Tedavi: Kısırlık şikayeti olan endometriozis'li kadınlarda en etkin tedaviyi kadının yaşı, kısırlık süresi ve ek kısırlık faktörlerinin varlığı belirler. Endometriozis görülen kadınlarda evlenme ya da hamile kalma durumu varsa, önerilen bu planlarını fazla geç olmadan erkene çekmeleridir. Endometriozis'in en iyi tedavisi gebeliktir ve hastaların kendi kendine gebe kalması mümkünse o sağlanır. Mümkün değilse laparoskopik cerrahi ve tüp bebek gibi yöntemler en iyi sonucu verir. Toplumumuzda yaygın olan ağrılı adet gören genç kızlara evlenip çocuk doğurunca geçer düşüncesi, myomu olan kadınlar için söylenmektedir.

Yumurtlama Bozukluklarına Bağlı Polikistik Over Sendromu

Nedir?: Polikistik Over Sendromu, yumurtalıklarda fazla sayıda yumurta bulunması ve bunların erkeklik hormonu salgılayarak yumurta gelişimini engellemesidir. Polikistik over sendromu üreme çağındaki kadınların yüzde 5 - 10'unda görülür ve kısırlığın önemli nedenlerinden biridir.
Belirtileri: Yaygın bulgular aşırı tüylenme, ciltte yağlanma, sivilce oluşumu, şişmanlık, düzensiz veya hiç olmayan adet dönemleri, yumurtlama bozuklukları ve kısırlıktır. Kilo almaya çok meyillidirler. "Su içsem yarar" diyen kişilerdir. Kilo aldıkça adet düzensizliği artar.
Tedavi: Öncelikle PCOS tanısı konmuş kadınlar düzenli doktor kontrolüne alınmalıdır. Bunun yanı sıra adet dönemleri düzensiz olan veya hiç adet kanaması olmayan kadınlar mutlaka hekime başvurmalıdır. Ayrıca kilo problemi nedeni ile diyetisyenlerle paralel çalışmak lazım, kiloların verilmesi zincirin bir yerden kırılmasını sağlar ve tedaviyi kolaylaştırır. Özellikle ergenlik döneminden itibaren adet düzensizliği olan kızlar PCOS açısından kontrol edilmelidir, PCOS olan kadınların kız çocuklarında da bu sorun olabileceği için çocuklar erken yaştan itibaren kontrole götürülmelidir.

Tedavi: Yumurtlama bozukluklarında ilaç tedavisi çoğunlukla başarılı olur. Ancak bu tedaviye cevap vermeyen bazı vakalarda, laparoskopi ya da tüp bebek tedavisine başvurulur.

Rahim Ağzı Kanseri

Nedir?: Rahim ağzı rahimin vajinaya açılan boyun kısmıdır. Rahim ağzı kanseri jinekolojik kanserler içinde en sık görülen kanser türlerinden biridir. Pap smear incelemesinin yaygınlaşması ile rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı azalmıştır. Rahim ağzı kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte kansere yatkınlığı arttıran nedenler; çok eşlilik, cinsel temasın 20 yaşından önce başlaması, viral ve bakteriyal infeksiyonlar, fazla sayıda doğum yapmak, sosyo-ekonomik düzeyin düşük olması, sigara içmek, C vitamini ve A vitamini eksikliği olarak bilinmektedir.

Belirtileri: Hastalık bulgu vermeye başladığında çoğunlukla ilerlemiş safhadadır. Bu nedenle çözüm 6 ayda bir pap smear testi yaptırmaktır.

Tedavi: Bütün jinekolojik kanserlerde erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Özellikle de rahim ağzı kanserinde erken dönemde teşhis edilebilen vakaların yüzde 95'inden fazlası iyileşebilir. Erken dönemde yapılan küçük cerrahi işlemler ile bu hastalık tedavi edilebilerek kadının rahmini kaybetmesi engellenerek ileride çocuk sahibi olamama (kısırlık) problemi de yaşanmaz. Ancak ileriki aşamalarda tedavisi en güç hastalığa dönüşür. Kemoteropi ve ilaçlarla tedavisi zorlaşır ve çok kısa sürede yayılarak ölüme sebep olur.

Kürtaj

Nedir?: Kürtaj bir korunma yöntemi değildir. Kürtaj rahim içerisine yapılan bir müdahaledir, her şeyde olduğu gibi onda da bir risk vardır. Binde bir de olsa ana damarlara raslanması halinde rahmin alınması bile söz konusu. Ayrıca kürtaj sırasında rahimde sessiz yırtılmalar da olabilir, bu yırtılmalar kendi kendine kapanır ancak rahmin iç tabakası zedelenebilir ve sonraki gebeliğin rahim içerisine yerlesmesi zorlaşır. Kürtajda çok enerjik bir biçimde kazıma söz konuşu olursa, rahmin iç tahakası zarar görür, yapışıklıklar meydana gelir ve kadın hayatında bir daha adet bile görmeyebilir. Nadir de olsa rahim içine yapışma sendromu, kürtaj sonrası infeksiyonlarla da ortaya çıkabilir. Kürtaj iyi koşullarda yapılırsa bir ya da iki tane kürtaj rahime bir zarar vermez aslında. Ancak kürtajın alışkanlık haline getirilmesi yılda 4 - 5 tane kürtaj yaptırmak çok yanlış. Çözüm yolu korunma yöntemlerini kullanmak ve istenmeyen gebeliği önlemek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!