Güncelleme Tarihi:
Diyetisyen Elif Küçük, Kış mevsiminin etkisinin ortaya çıkmasıyla vücut direnci düşeceği için üzerine yetersiz beslenmede eklenince grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklar kaçınılmaz olacağını ifade etti.
Vücut direncini arttırmak için beslenirken yapacağımız bazı değişikliklerin bize kilo olarak döneceğini belirten Küçük, Kış ayını kilo almadan, metabolizmayı yavaşlatmadan ve vücut direncini düşürmeden geçirmemiz için dikkat etmemiz gerektiğini belirtti.
Vücut direncini arttırmak için vitamin ve mineral ihtiyacımızı karşılamamız gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü de antioksidan etkiye sahip olduklarından A, C, E vitaminlerin, Selenyum, Çinko, Magnezyum gibi minerallerin, Omega – 3 ve Omega – 9 yağ asitlerinin alımını arttırmayı öneriyor.
Lif oranı yüksek besinler midede daha fazla kalarak mide boşalmasını geciktireceği için daha az yemenizi sağlar. Ayrıca lifli besinler, kış aylarında az çalışan barsakların daha hızlı çalışmasına yardımcı olur. Özellikle haftada 1 gün kurubaklagil yemeği tercih edin. Ekmek tercihinizi tam tahıllı, kepekli veya çavdar ekmeğinden yana kullanın.
Antioksidan özelliğe sahip olan omega-3 bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olacaktır. Omega-3 kaynağı olarak, kış aylarında sofralarımızın vazgeçilmesi balığın tüketimini arttırın. Balık türü olarak; yağlı balıklardan somon, ringa, sardalye, ton, uskumru gibi tercih ederken, pişirme işlemlerinden buğulama şeklini tercih edin. Ayrıca ceviz, badem, soya filizi, nohut, keten tohumu ve semizotu iyi birer omega-3 kaynağıdır.
Günde üç ana öğün, üçte ara öğün olmak üzere altı öğün beslenin. Güne zinde başlamak için asla kahvaltıdan vazgeçmeyin. Ana öğünler arasında mutlaka ara öğün ekleyin. Ara öğünde meyve, süt, yoğurt, ayran gibi kalorisi düşük, kan şekerimizi dengeleyecek besinler tüketin. Öğünlerin düzenli olması metabolizma hızını arttırmaya etkisi olduğunu unutmayın.
Havaların soğumasıyla azalan fiziksel aktivite kilo almamıza neden olur. Haftanın en az 3 günü 45 dakika kadar egzersiz yapılması yeterli olacaktır.
Soğuk havanın etkisiyle çay, kahve gibi sıcak içeceklerin tüketimi artar. Fakat çay, kahve, gazlı içecekler idrar söktürücü etki gösterdiklerinden vücuttaki su dengesini bozar. Bu nedenle suyun yerini tutamazlar. Su vücuttan toksinleri uzaklaştırmaya yardımcı olur. Günde 8-10 bardak su tüketmeye özen gösterin. Su dışında; kuşburnu, ıhlamur, adaçayı, zencefil, rezene, nar, ekinezya, kekik otu gibi bitki çaylarının da su ihtiyacınızın bir kısmını karşılayacağı gibi yaygın görünen kış hastalıklarına karşı olumlu etkileri bulunmaktadır.
Kışın artan tatlı tüketim isteğiyle özellikle bol enerji içeren hamurlu ve şekerli besinlere eğilim artar. Dikkatli miktarlarda tüketilmediği sürece yenildiğinde kilo almamak elde değildir. Tatlı isteğimizi daha düşük kalorili; sütlü veya meyveli tatlıları seçerek kullanmak daha faydalı olacağını belirten Diyetisyen Elif Küçük son olarak, ara öğünlerde tüketeceğimiz kuru meyvelerde bir miktar tatlı ihtiyacımızı karşılayacaktır. Börek, simit, poğaça gibi hamur işlerini de sınırlı miktarda tüketmeyi unutmayın. dedi.