Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2017 10:32
Osteoporoz, bir başka deyişle kemik erimesi, vücudumuzdaki kemiklerin zayıflamasına ve kırılgan hale gelmesine yol açan önemli bir hastalıktır. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak bütünüyle önlenemese de, bazı konulara dikkat ederek osteoporoz riskini en aza indirmenin mümkün olduğuna işaret ediyor.
Osteoporoz, bir başka deyişle kemik erimesi, vücudumuzdaki kemiklerin zayıflamasına ve kırılgan hale gelmesine yol açan önemli bir hastalık. Hafif bir düşmeyle veya aniden öne eğilmeyle kemiklerde kırılmalar oluşabiliyor. Vücudumuzdaki tüm kemikler osteoporozdan etkilenseler de en fazla yükü taşıyan kalça, omurga ve el bileğinde kırıklar daha sık görülüyor. Üstelik osteoporoz sinsi bir şekilde ilerleyerek kemiğin zayıflayıp kırıldığı ana kadar belirti vermiyor, ağrı yapmıyor.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak özellikle omurgada oluşan kırıkların omurlarda çökmeye, bunun sonucunda da boy kısalmasına yol açabildiğine dikkat çekerek, “Omurgada gelişen kamburlaşma nedeniyle de solunum problemleri ortaya çıkabiliyor. Ayrıca bu kırıklar hareket edebilme olanağını kısıtlıyor, ağrı oluşturuyor, sakat bırakabiliyor, hatta uzun süreli yatağa bağımlılık sonrasında ölümle bile sonuçlanabiliyor” diyor. Bu nedenle osteoporozdan korunmak yaşamsal öneme sahip. Selami Çakmak, bütünüyle önlenemese de, bazı konulara dikkat ederek osteoporoz riskini en aza indirmenin mümkün olduğuna işaret ediyor.
Kadınlar daha fazla risk altında!
Osteoporoz en çok kadınları tehdit ediyor. Öyle ki ülkemizde osteoporoz her 8 erkekten birinde gelişirken, kadınlarda ise her 4 kadından birini tehdit ediyor. Ayrıca osteoporoza bağlı her 5 kırıktan 4’ü kadınlarda görülüyor. Kemik kaybı kadınlarda özellikle menopoz sonrasında başlıyor ve ilk birkaç yıl içinde en fazla kayıp gerçekleşiyor.
-Kalsiyumdan zengin beslenin!
Yeterli kalsiyum desteği alan ileri yaştaki kişilerde kalça kırığının, kalsiyum almayanlara göre yüzde 30 daha az olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiş. Çocukluk ve ergenlik döneminde alınan kalsiyumun sağlıklı ve güçlü bir iskelet sistemine sahip olunması açısından önemi büyük. Ancak erişkin dönem ve ileri yaşlarda alınan kalsiyumun da kemik deposunun korunması açısından yararı var. Bu nedenle erkeklerin yetişkinlik döneminde günde 1000 mg, kadınların da menopoz öncesi dönemde 1000 mg kalsiyum almaları öneriliyor. Her iki cinsiyette de yaşlılık döneminde günde 1200-1500 mg kalsiyum yararlı oluyor. 1 su bardağı süt içinde yaklaşık 300 mg, 1 dilim kaşar peynirinde 210 mg ve 1 porsiyon somon balığında yaklaşık 200 mg kalsiyum bulunuyor.
-Düzenli egzersiz yapın!
Yapılan çalışmalarda fiziksel aktivitenin, yürüyüşün ve merdiven inip çıkma gibi benzeri egzersizlerin vücut kemik kitlesini artırdığı gösterilmiş. Bu da güçlü, sağlam kemikler anlamına geliyor. Egzersiz sayesinde kas gücü korunuyor, denge sağlanıyor ve en büyük kırık nedenlerinden olan düşme riski de azaltılmış oluyor. Bu noktada yerçekimine karşı yapılan egzersizler, yani bacaklarda yüklenme sağlayan egzersizler öneriliyor. Yürüyüş, hafif tempolu koşu, tenis, dans gibi kemikler üzerinde yüklenme sağlayan ancak aşırıya kaçmayan egzersizler yapmayı ihmal etmeyin.
-15 dakika güneşlenin!
D vitamini de kemiklerin güçlenmesinde oldukça fayda sağlıyor. D vitamini sindirim sisteminde kalsiyum emilimini artırarak kemik yapımını artırıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak kemik kitlesinin korunması için günde 400-800 IU D vitamin alınması gerektiğini belirterek, “Gün ışığına çıkma ve günde ortalama 15 dakika güneş ışığına maruz kalma halinde günlük D vitamini ihtiyacı cildimiz tarafından sentezleniyor” diyor.
-Sigarayı mutlaka bırakın!
Sigara kullanıyorsanız hemen bırakın, alkol tüketimini de kısıtlayın. Sigara ve alkolün içindeki zehirli maddeler kemik yapımında görevli hücreleri öldürüyor ve östrojen gibi kemik yapılmasında rolü olan hormonlarda azalmaya neden oluyor. Böylece sindirim sisteminden kalsiyum emilimi azalıyor ve böbreklerden de kalsiyum atılımı artıyor. Bunun sonucunda da vücutta kullanılacak kalsiyum miktarı azalmış oluyor ve kemik yapımı gerçekleşemiyor.
-3 fincandan fazla kahve içmeyin!
Osteoporozdan korunmak için kafein içeren kahve ile çay tüketimini kısıtlayın. Kafein de sigara ve alkol gibi sindirim sisteminden kalsiyum emilimini azaltıyor ve böbreklerden kalsiyum atılımını artırıyor. Vücutta kullanılacak olan kalsiyum miktarı azalınca da kemik yapımı gerçekleşmiyor. Günde 3 fincandan fazla kahve tüketmeyin. Kafeinsiz kahveyi tercih edin. Kahve alışkanlığınız varsa, ek kalsiyum desteği alarak açığınızı kapatmaya yardımcı olun.
-Proteini ihmal etmeyin!
Kemiğin yüzde 50’si proteindir. Dolayısıyla kemik sağlığının korunmasında yeterli miktarda protein alınması gerekiyor. Normal kilodaki (65-75 kilo arası) bir kişinin günlük 55-65 gram protein alması kemik sağlığı için yararlı oluyor. Orta boy bir yumurtada 6 gram, 100 gram bir tavukta 20 gram ve 100 gram somon balığında 19 gram protein bulunuyor.
-Günde 1 çay kaşığı tuzu aşmayın!
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak fazla tuz tüketiminin kemikte zayıflamaya yol açtığı uyarısında bulunarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle çocukluk ve gençlik döneminde fazla tuz kullanılmasının ilerleyen yaşlarda
osteoporoz gelişme riskini artırdığı gösterilmiş. Günlük 2300 miligram (1 çay kaşığı) tuz tüketmeniz yeterli gelecektir. Gün içinde hazırlanan yemeklerde bu miktar karşılanıyor. Ayrıca işlenmiş gıdalardaki tuz oranlarını kontrol ederek tüketmeye özen gösterin. Potasyumdan zengin besinler (muz, domates, portakal suyu) de kalsiyumun vücutta tutulmasında fayda sağlıyor.”