Güncelleme Tarihi:
Soğuk hava dalgasıyla kar yağışının giderek daha fazla görülmeye başladığı ülkemizde gece ve gündüz sıcaklıkları arasındaki farklar artmaya ve özellikle akşamları daha çok soba yakılmaya başlandı. Sobaların yanlış kullanımı nedeniyle, gazetelerin 3. Sayfalarında karbonmonoksit zehirlenmesi haberleri de, ne yazık ki daha sık görülür hale geldi.
Karbonmonoksit zehirlenmesi nedir?
Bir karbon ve bir oksijen atomundan oluşan, zehirli bir gaz olan karbonmonoksit (CO), doğal gaz, tüp gazı, gaz yağı, benzin, kömür ve odun gibi yakıtların yanması ya da tam olarak yanmaması sonucu oluşur. Duman içinde yoğun olarak bulunmakla birlikte, gazın kendisinin, havadan hafif, kokusuz, tatsız, renksiz olması ve tahriş edici olmaması nedeniyle fark edilmediğinden “sessiz katil veya sinsi düşman” denilir. Yapısında karbon içeren yakıtların, havalandırması az olan yerlerde yanmasıyla, maden ocaklarında, garaj veya benzeri yerlerde egzoz dumanına bağlı olarak, tüp gaz ve şofben kullanılan yerlerde, lodos rüzgarları zamanında sobadan çıkan dumanlarla, yangınlarda diğer toksik gazlarla birlikte, karbonmonoksit zehirlenmesi çok sık görülür.
Hücre ölümlerinin ilk etkisi beyinde görüldüğünden, vücudun ilk tepkisi baş dönmesi ile baş ağrısıdır. Karbonmonoksit gazının yoğunluğu ve süresi zehirlenmede önemli olup, belirli bir seviyeden sonra hastaya, acil müdahale edilse bile, beyin hücrelerinde ölüm gerçekleşeceğinden geri dönüşü olmayan hasarlar oluşabilir.
Zehirlenme belirtileri nelerdir?
Karbonmonoksit gazına maruz kaldığımızda, kandaki hemoglobinin %20’si karboksihemoglobine dönüştüğünde, baş dönmesi ve baş ağrısı ile başlayan ilk belirtiler, sinyaller görülür, oran %50’ye çıktığında bilinç kaybı, %60-70 civarında ise ölüm gerçekleşir.
Hafif zehirlenme belirtileri;
• Baş ağrısı,
• Baş dönmesi
• Dalgınlık
• Mide bulantısı,
• Yorgunluk hissi
• Nefes darlığı
• Kalp çarpıntısı
Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilkyardım nasıl olmalıdır?
• Zehirlenen bir kişiye yardım eden kişi, kendisini de korumalıdır.
• Camlar açılmalı ya da kırılmalıdır.
• Kişi hızla ortamdan uzaklaştırılmalı, açık havaya çıkılmalıdır
• Acil Yardım Servisi (112 Hızır Acil) aranmalıdır
• Açık havaya çıkıldığında ya da tehlikeden uzaklaşıldığında, ağız ve burun temizlenmeli,
nefes alıp vermesi durmuşsa, suni solunuma( Temel Yaşam Desteğine) başlanmalıdır
Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT) nedir?
Zehirlenme ve diyabet, felç, yanıklar gibi birçok hastalıkta hayat kurtaran, hasarı azaltan, kalıcı hasar oluşumunun önlenmesinde de önemli yeri olan tedavi işlemidir. Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT), tümüyle basınç odasına giren hastaya, 1 atmosferden (deniz seviyesi) yüksek basınçlarda (genellikle 2-3 atmosfer), maske, endotrakeal tüp veya özel başlıklarla aralıklı olarak %100 oksijen solutularak uygulanan bir tedavi şeklidir. Basınç altında, belirli bir hacim içinde, çok daha fazla oksijen molekülleri olduğundan, yani kanda çok daha fazla çözünmüş hiperbarik oksijenle, hasar görmüş hipoksik hücrelere oksijen sağlanır. Böylece hemoglobine çok sıkı olarak bağlanmış karbon monoksit molekülünden kurtulmak mümkün olabilir.