Güncelleme Tarihi:
Araştırmalar, karantina sürecinde alınan bazı kararların ters etkiye yol açabildiğini gösteriyor. Örneğin; seyahat yasağı ve eve kapanma süreçlerinde insanların hastalık kaygısı ile birlikte nüfusun ve hastalığın yoğun olduğu bölgelerden az olduğu bölgelere gitmeye çalışarak hastalığı yanlışlıkla daha çok yaydığı durumlar görülüyor. Bu durum bize kısıtlamaların bile ters etkilere yol açabileceğini ve bu konuda oldukça dikkatli davranmamız gerektiğini gösteriyor.
En yüksek psikolojik stres seviyesine sahip kişiler 16-24 yaş aralığında
2007 yılında Avustralya'da yaşanan influenza salgınında bir tane çocuk sahibi olanların olmayanlara göre 1.2 kat daha fazla psikolojik stres yaşadıkları tespit ediliyor fakat 3 veya daha fazla çocuk sahibi olan kişilerin ise psikolojik strese karşı daha dayanıklı oldukları gösterilmiştir. Bunun nedenleri fazla çocuk sahibi olmanın karantinanın sıkıcılığından kurtararak dikkat odağını dağıtması, çok çocuk sahibi olanların yaşlarının tek çocuk sahibi olanlara göre daha ileri olması, tek çocuğu olanların kaybetme kaygısının daha yüksek olabileceği olarak gösterilebilir. Bu araştırmanın sonucunda en yüksek psikolojik stres seviyesine sahip kişilerin 16-24 yaş aralığında olduğu gösteriliyor.
Karantina sürecinde her gün takip edilen haberler, rakamlar ve ölüm oranları karantina sonrası da zihinlerde bir süre daha devam edebilir. Karantina altında yaşadığımız sıkıntıların karantina sonrasında da karantinada kalınan sürenin kat be kat fazlası olarak devam edebileceğini unutmayalım. Sadece önümüzdeki birkaç haftalık süreci değil, sürecin sonunda çok daha uzun olabilecek psikolojik sorunların olduğu bir dönemi de ciddiyetle göz önünde bulundurmak gerekecektir.