Güncelleme Tarihi:
Görülme sıklığı her geçen gün artan kanser, kalp hastalıklarının ardından hâlâ tüm dünyada ikinci ölüm nedeni. Kanser yapan nedenlerin başında sigara gelirken ikinci sırada beslenme alışkanlıkları geliyor. Ne yediğimiz ve yediklerimizi nasıl pişirdiğimizin önemi de giderek artıyor. Bu nedenle "Sağlıkta ve Kanserde Beslenme" adlı bir kitap yazan Prof. Dr. Haluk Onat ile diyetisyen Çağatay Demir, bu kitapta sağlıklı bir kişinin beslenmesine, kansere karşı beslenme önerilerinden, kanser hastalarının nasıl beslenmesi gerektiğine kadar geniş bir yelpazede pek çok konuya yer veriyor. Prof. Dr. Haluk Onat, "Kitapta kanserli hastaların en çok yakındığı bulantı, kusma, iştahsızlık gibi sorunlarla başa çıkma yöntemleri ve hastalar için özel olarak hazırlanan yemek tariflerini bulmak mümkün" diyor. ''Kanserden korunmak için neler yemek lazım?Nelerden kaçınmak gerek? Kanser olduktan sonra özel bir beslenmeye ihtiyaç var mı? Kanser tedavileri sırasında nelere dikkat etmeli? En çok yapılan yanlışlar neler? gibi soruların yanıtları kitapta yer alıyor. Kitabın yazarları Anadolu Sağlık Merkezi'nden medikal onkolog Prof. Dr. Haluk Onat ile beslenme ve diyet uzmanı Çağatay Demir, kanserden korunmada beslenmenin rolü hakkında sorularımızı yanıtladı...Bu kitabın fikri nasıl ortaya çıktı? Bu bir ihtiyaçtan kaynaklandı. Hastalar teşhisleri konulduktan sonra ne tedavi görürlerse görsün en çok sordukları soru ''Ben ne yiyeceğim?'' oluyor. Hastalar genelde tedavileri boyunca özel bir beslenme tipi beklentisi içinde oluyor. ''Şunlar yasak'' ya da ''Şunlardan bol bol ye'' dememizi bekliyorlar. Normalde ise tedavi olan kanser hastalarının böyle özel bir beslenmesi yoktur. Ama hastaların beslenmeyle ilgili önerilere ihtiyaçları var. Eğer siz önerilerde bulunmazsanız öneren komşuları, yakınları çıkıyor. ''Şöyle ye, bunu ye'' diye. Tabii en önemlisi yanlış şeyler de öneriliyor bu arada. Bunları internette de görüyoruz, hastalara birtakım yanlış bilgiler veriliyor. Zamanımızın çoğu bu yanlış bilgileri düzeltmekle geçiyor.Doğru bilgilenmek önemli!Beslenme tarzı hangi kanser türleriyle yakından ilişkili? Kızartma ve çok tuzlu yemek mide kanseri, sık et tüketmek ve az sebze meyve yemek bağırsak kanseri riskini artırıyor. Yine küflenmiş gıdaları yemek de karaciğer kanseri yapabilir. Yağlı beslenmenin de meme ve prostat kanseri riskini artırıcı özelliği var.Kanser hastaları için proteinin önemi nedir? Şöyle ki kanserden korunmak için fazla kırmızı et yemeyin diyoruz, çünkü kırmızı etle bazı kanserlerin ilişkisi gösterilmiştir. Ancak kanser olan hastaya da tam tersine ''Kırmızı et yemen lazım'' diyoruz. Hastalarda da şöyle bir bilgi var; kanser olduktan sonra kırmızı eti yememeye başlıyor. Yani tam yararlı olacağı zaman yemiyor. Oysa kırmızı et, insanın protein ve demiri alabileceği tek kaynak. Hastanın bunu mutlaka alması lazım. Yemezse o zaman sorunlar yaşar ve faturayı tedaviye çıkarır. Hastayı kemoterapiye alıyoruz hasta bundan dolayı vücudunun düştüğünü düşünüyor. O sırada yemeniz gerekenleri yemezseniz, yani protein almazsanız tedavinin etkilerine maruz kalabilirsiniz.Proteinin kemoterapi sırasında oluşabilecek yan etkileri azaltma özelliği mi var? Protein vücudu güçlendirir. Örneğin hastalarda kansızlık oluyor. Zaten kemoterapiyle de kan değerleri düşüyor. Kırmızı etten demir almazsanız ve vücut demiri kullanmazsa kansızlık oluşur. Vücudun kan değerlerini yukarı çekmesi için demire ihtiyacı var. Demiri alabileceğiniz tek gıda da kırmızı ettir.Pekmez vs. bir alternatif olamaz mı? Pekmezle kilo alırsınız. Biz hastalara bol meyve, sebze ve balık, kırmızı et, tavuk öneriyoruz.Hastanın tedavi sırasında kilo almasının sakıncaları nedir?Erken dönem meme kanserinde kemoterapi uygulanır. Bilimsel olarak da gösterilmiştir ki bu dönemde kadınlar yanlış beslenmeden dolayı kilo almakta. Ondan sonraki hayatlarında da bu kiloyu vermek için uğraşıyorlar. Sonuçta sağlıklı kişinin de kilo alması doğru bir şey değil bunlar yaÇ olarak birikiyor vücutta. Kilo almanın hiçbir yararı yok. Kilo alarak hiçbir hastalık yenilmemiş.Doğru bilgilenmek önemli!Beslenme desteği alıp tedaviyi başarıyla atlatanlarla beslenme desteği almayanların başarı oranları arasında nasıl bir fark var?Bir kere tedaviye tolerans önemli. O hastanın saÇ kalımına yani yaşam süresine de etki ediyor ama en önemlisi tedaviyi tolere etmesine çok olumlu katkısı var. Hastada tedaviye bağlı olarak iştahsızlık gelişebilir. Bunu yenmemiz, iştahsızsa bile düzgün beslenmesini sağlamamız gerekir.Şekerli yemek kanseri artırır mı?En sık rastladığınız doğru bilinen yanlış nedir? Hastalar ''Tatlı yememem gerekiyormuş'' diyor. Böyle bir şey yok. Bunun ne olduğunu kitapta izah ettik. Tatlı yersen adamın kanseri artacak gibi böyle ispatlanmış bir şey yok. Biz hastalarımıza sağlıklı besinlerle beslenmesini öneriyoruz. Bunu kanser olmamış sağlıklı kişilere de öneriyoruz. Ama kanserli hasta özellikle kemoterapi sırasında birtakım sorunlar yaşayabilir, ona bağlı beslenmesi bozulabilir. Onların minimum gıdayla en fazla yararı sağlaması lazım. Hastanın canı tatlı da istiyorsa şunu söylüyoruz; ''Tatlının size bir yararı yok. Ama zararı da yok. Faydalı şeyler yemesini istiyoruz hastaların. Canı çekiyorsa da yiyebilir tabii yasağımız yok.Ayşegül Aydoğan Atakan / MilliyetDoğru bilgilenmek önemli!