Güncelleme Tarihi:
Sağlıklı bir diyet kanser riskini ve kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalık riskini azaltabilir ancak obeziteden korunma ve alkol tüketiminin azaltılması dışında diyetin kanser riskini kesin olarak azalttığını gösteren spesifik bir kanıt bulunmamaktadır. Bir başka ifadeyle yenildiği veya içildiği takdirde kanseri önlediği ya da tedavi ettiği gösterilen hiçbir gıda maddesi yoktur.
Deneysel çalışmalarda kansere karşı koruyucu olabileceği gösterilmiş olan fitokimyasalları başlıca dört grupta toplayabiliriz.
Bunlardan birincisi lignanlar (lifçe zengin gıdalar, çilek, kiraz, böğürtlen, tahıllar, çavdar, yağlı tohumlar; keten tohumu, susam, fındık, ay çekirdeği, zeytin, soğuk sıkma bitkisel yağlarda bulunur) ve isoflavonları (soya fasulyesi, soya ürünlerine bol bulunur) içeren fitoöstrojenlerdir.
İkinci grupta sarı, kırmızı ve koyu yeşil yapraklı sebze ve meyvelerde bolca bulunan α- karoten, β- karoten, likopen, β- kriptoksantin, lutein vb karotenoidler yer alır. Soğan, sarımsak ve turpgillerde bolca bulunan organo sülfür bileşikleri de bu grupta yer alan önemli fitokimyasallardır.
Meyve ve sebzeler, yeşil çay, siyah çay, üzüm, üzüm çekirdeğinde bulunan polifenoller de kansere karşı koruyucu etki gösterdiği bilinen önemli fitokimyasallardır . Sebze, meyve, tam tahıl ve baklagillerde yer alan ve yukarıda sayılan maddelerin kendilerinin mi yoksa besinlerdeki varlığının mı kanserden koruyucu olduğu iyi bilinmediği için bu besinlerin hepsinin tüketilmesi önerilmektedir.
Yine unutulmaması gereken en önemli noktalardan bir tanesi de bugüne kadar yapılan çalışmalarda bu maddelerin gıda takviyesi ürünler şeklinde alınmasının değil doğal gıdalara halinde alınmasının koruyucu etki gösterdiği bulunmuştur.