Güncelleme Tarihi:
Sönmez, Türkiye'de ağır mutfak kültürü olduğunu anlattı:
"Evet bir Akdeniz mutfağımız var ama, bugün Akdeniz mutfağına giderseniz orada da Gaziantep mutfağı var aslında. Bu nedenle içyağı yüksek olan bir mutfak sahibiyiz.
Spor yapmayı hiç sevmiyoruz, hareketsiz hayat yaşıyoruz. Ağır olan mutfağımızın yanın da bir de fast-food mutfağı ortaya çıktı.
Bu da yeni yetişen çocukları çok ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde ki obez çocukların aynılarını bizim okullarımızda da görebiliyoruz.
İlköğretim okullarında fast-food büfeleri var, bunlar da önümüzdeki 20 yılın kalp hastalarını yetiştiren yerler. Bence nasıl sigara üzerine 'sigara sağlığa zararlıdır' yazıyorsa fast foodlara da 'fast-food sağlığa zararlıdır' yazılması kanunla sağlanmalıdır.''
Yüzde 40-50 oranında içyağı
Fast-food türü yiyeceklerin yüzde 40-50 oranında içyağı ihtiva eden beslenme şekli olduğunu vurgulayan Sönmez, bu içyağının alışkanlık yaptığını ve yiyen herkese çok zararlı olduğunu belirtti.
Sönmez, ''düşünün bir nesil yetişiyor ki, sadece fast-food yiyor. Bunlar bugün 10 yaşında çocuklar, yarın 25-30 yaşlarına geldiklerinde hepsi koroner kalp hastası olarak önümüze gelecekler. Çünkü kolesterolleri o dönemde çok yüksek olacak'' dedi.
Güneydoğu Anadolu'dan çok ciddi sayıda koroner kalp hastası geliyor diyen Sönmez, "Ege Bölgesi'nden ise daha az hasta geliyor. Çünkü o bölgede halk daha çok zeytinyağıyla besleniyor. Zeytinyağının koruyucu özelliklerinden dolayı kalp hastalığı o bölgede daha az" diye konuştu.
Sönmez, "Karadeniz Bölgesi'nde de hiç zeytinyağı görmemiş köyler var, tamamen tereyağıyla besleniyorlar. Bu nedenle Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden çok fazla koroner kalp hastası geliyor." yorumunda bulundu.