Güncelleme Tarihi:
Orgazm Yeteneği Olmayan Kadınlar
Ülkemizdeki araştırmalar 25 yaşına ulaşmış kadınların %10'unun orgazmı hiç yaşamadıklarını gösteriyor. Seksologlar fizyolojik olarak orgazm olma yeteneği bulamayan kadınların varlığına inanmaktalar. Orgazm yeteneği olmayan kadınların genelde cinsel coşkuları en alt düzeydedir. Dokunulmak, beğenilmek, hoşlanılmak onlar için yeterli olur. Orgazm yeteneği ya doğuştan yoktur, ya da sonradan kaybedilmiştir. Orgazm olma yeteneği bulunmayan kadınlar hakkında SSK Doğumevi, Peritenoloji Servis Şefi, Jinekolog Operatör Dr. Yavuz Ceylan şunları söylüyor:
"Bazı kadınlar önceleri eşi ile birlikte orgazm olurken, giderek vajinal yolla olmamaya başlarlar. Mastürbasyonla doyuma ulaşmaya başlarlar. Psikolojik tedavide kadın önce tek başına, sonra eşiyle terapiye alınır. Soruna neden olan faktörler bulunmaya ve giderilmeye çalışılır. Problemlerin ve arzuların karşılıklı içtenlikle konuşulmasıyla kadın kendini daha yakından tanımaya başlar. Kadının istemli kas kasılmalarını arttırmasını ve üstte olduğu pozisyonlar, orgazm olmasını kolaylaştırır. Sosyo- kültürel yasaklamalar, herkez yapsa bile sen yapmamalısın türü yasaklamalar, cinsel deneyimi engelleyerek bir baskı oluşturur. Bizim kültürümüzde cinsel bilgisizlik, temiz ve saf olmak demektir. Erkekler bunu kadınlar için bir erdem olarak kabul ederler. Depresyon, üzüntüler, karşılanmamış cinsel dürtüler, bastırılmış öfke, eşe karşı isteksizlik, güven ve içtenlik kaybı, cinsel isteği baskılayan etkenlerdir. Kimi kadınlar ise, orgazm olabildikleri halde orgazm sıklıklarını yeterli bulamayabilirler. Bunun nedeni genellikle, gergin, oto kontrollerin kaybetmek ve iç güdüleriyle hareket etmek istmeleridir. Ev kadını olanlarsa titiz ve otoriterdir. Böyleleri cinsel duygularını sürekli kontrol etmekten vazgeçmeye ve daha doğal yaşamaya yönelmelidir."
Vajinusmus: Okumuş, Kentli Kadınların Sorunu
Cinsel ilişki sırasında, hatta başlangıcında kadının tüm pelvik taban kaslarında ağrılı istem dışı spazmik kasılmalar olur. Bu durum cinsel ilişki olanaksız hale getirir. Ayrıca ilk kez jinekolojik muayene olan, veya cinsel saldırıya uğrayan kadınlarda da ortaya çıkabilir. Çok nadir olarak çok ağrılı cinsel ilişkisi olan kadınlarda sonradan refleks olarak gelişebilir. Vaginismus genellikle kentli, okumuş, meslek sahibi kadınlarda görülür. Yanlış eğitim ve baskı sonucu, kadında adeta bir erkek penisi fobisi gelişir, bu da sonunda kendini korumaya yönelten davranışa dönüşür. Özellikle gelişmekte olan genç kızların yanlarında yapılan, ilk gecedeki ağrı ve kanamayı anlatan konuşmalar, veya genç kızın şahit olduğu bir cinsel ilişki sahnesi, bu korkunun gelişmesine neden olabilir. Bu arada geçmişte bir ırza geçme teşebbüsü, anne babadan gelen bir cinsel taciz olup olmadığı da dikkatli bir soruşturmayla ortaya çıkarılabilir.
Jinekolog Anlayışlı Davranmalı
Vaginismuslu kadınlar genelde bu durumdan şikayetçidirler. Tedavi sırasında terapist ve hasta iyi iletişim kurabilmelidir. Koca da sevecen ve anlayışlı davranmalıdır. Jinekolog, sadece bir organ bozukluğun ( vajinada, kızlık zarında darlık) olup olmadığını saptamak için, hastaya kesinlikle zarar vermeyeceğine ikna ederek, gerekirse anestezi altında muayene eder. Jinekolojik muayene pozisyonu, cinsel ilişki pozisyonunu çağrıştırıp, vaginismusu davet edeceğinden, muayene gerekirse, kadını yan yatırıp, ayakları kendine çekilmiş şekilde de yapılabilir. Bu vakalara jinekolog, gerçek bir psikolog gibi yaklaşır. Tedavinin hemen hemen tamamı, hastayı dinlemek ve hastayla konuşmaktan oluşur.
Tedavide, önce psikolojik güven telkin edici bir yaklaşım kullanılır. Hastanın korkusunu yenecek psikolojik destek ve tedavi verilmeden, kızlık zarını açma girişimi genellikle işe yaramaz. Eğer hastanın korkuları maksimum düzeydeyse, anestezi altında kızlık zarının açılması, acı korkusunun giderilmesine yardımcı olabilir. Kadın kendini hazır hissetmedikçe cinsel ilişkiye girilmez. Günümüzde vajinusmusun jinekolojik tedavisinden başka, psikoterapi ve hipnozla tedavisi de mümkün. Hangi yöntemin seçileceği konusunda, hastanın probleminin niteliği önem taşıyor.
"Üstün orgazm yoktur, önemli olan orgazmı yaşamaktır"
Op. Dr. Yavuz Ceylan :
Günümüzde Freud'un," vajinal ilişki ile orgazmın, olgun kadınlarda görüldüğünü ve çocuksu kadınlarda görülen klitoris yolu ile olan orgazma kıyasla daha üstün" olduğu görüşü giderek geçerliliğini yitiriyor. Aslında üstün orgazm yoktur, önemli olan orgazmı yaşamaktır. Her ne kadar bazı kadınlar çeşitli uyarılarla farklı orgazmlar yaşadıklarını ileri sürseler de, fizyolojik farklılık yoktur, süre açısından fark vardır. Bunun yanısıra bir başka gerçek var, o da kadınların çeşitli yöntemlerle orgazma ulaştıkları halde, çok azının penis- vajen ilişkisiyle bunu başardığıdır. Son yıllarda varlığından sıkça söz edilen, bir diğer konu G noktası. Bazı kadınlarda vajen ön duvarında, kızlık zarından yaklaşık 2,5-3 santim içeride, uyarıldığı zaman yüksek düzeyde cinsel tepkiye neden olan, duyarlı bir nokta vardır. Hatta bu noktadan kaynaklanan orgazm sırasında, kadında muhtemelen idrar yolundan gelen şeffaf kokusuz bir sıvı akımı olabilir.