Güncelleme Tarihi:
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1979 İstanbul doğumluyum. Sosyal bir yapıya sahibim. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü mezunuyum. Girişimci özelliklerimin ve iletişim fakültesi mezunu olmamın her alanda faydasını gördüm. Evliyim ve bir kız çocuğu annesiyim.
Moda yolculuğunuz ne zaman başladı?
Çocukluğumdan bu yana estetiği, ruhu, yaşanmışlığı ve kendine has duruşu olan her şey ilgimi çekerdi. Moda ile yollarımızın kesişmesi ise küçüklüğümden itibaren estetik ve zarif parçalara olan ilgimle başladı. O yıllarda da tasarıma kabiliyetli olduğumun farkındaydım ancak hayatımda farklı öncelikler olduğundan bu alana vakit ayırmamıştım.
Kendi markanızı kurma hikayeniz nedir?
Tasarladıklarımı ve düşlediklerimi hayata geçirme zamanının geldiğine emin olduğumda ilk adımı attım. Yaratıcı yeteneklerimi besleyecek, beni mutlu edecek ve yansıtacak bir şeyler yapmaya karar verdikten sonra kızımın ve eşimin de desteğiyle kendi markamı kurdum. Markam Ayşe Burcu Kaya, son 4 senelik zaman diliminde zamansız duruşu ve stiliyle daha geniş kitlelere ulaştı.
Tasarımlarınızda daha çok tüvit tercih ediyorsunuz ve ağırlıklı olarak ceket tasarımlarınız göze çarpıyor. Bunun özel bir sebebi var mı?
Tüvit kumaşı çok severim ve bence yaşanmışlık hissi de veriyor. Tasarımlarımda tüvit kumaşı zamansız bir unsur olduğu için de tercih ediyorum. Bu yorumu çok duyuyorum aslında ve markamın böyle şık bir stille özdeşleşmesi de ayrıca mutluluk veriyor.
Esinlendiğiniz, kendinize rol model aldığınız isimler var mı?
Her meslek dalında işini aşk ile yapan kişiler var. Kendiyle bir yarış halinde olan ve aynı zamanda hayatın akışına da hayranlık uyandıracak şekilde adapte olabilen... Onları hem takdir ediyorum hem de ayakta alkışlıyorum. Ancak birebir rol model olarak benimsediğim bir isim yok.
Moda kavramı çok hızlı değişiyor. Günümüz modasını nasıl yorumluyorsunuz?
Moda çok değişken bir kavram elbette. Akımlar, tarzlar, farklı stiller, popüler kültürün tüketim alışkanlıklarının bize dayatmaları gibi… Bu anlamda günümüz modasını takip ederken kendimize yakışanları tercih etmeliyiz diye düşünüyorum. Bizimle bütünleşen ve hatta imzamız haline gelebilecek parçalar ile kendi stilimizi oluşturmalıyız. Moda endüstrisi günden güne yepyeni önerilerle çıkıyor karşımıza. Bu öneriler ve ürünler içerisinden uygun olanlarını seçmek ise bize kalıyor.
Gardırobumuzun kalabalık olması içindeki ürünlerin kullanışlı olduğu anlamına gelmiyor. Hatta temel parçaların yeni sezon ürünlerine yer açılması amacıyla atılmasına da karşıyım. Çünkü aldığınız yeni parçaların mevcut kıyafetlerinizle de kombinlenebilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bir tasarımcı olarak ben de zamanı geçmeyen ve her dönemin eskimeyen çizgilerine sahip parçalar tasarlamaya özen gösteriyorum.
Tarzını en beğendiğiniz isimler?
Giovanna Battaglia, Sarah Jessica Parker ve Olivia Palermo’nun tarzını beğeniyorum.
Sizce moda olanı giymek mi, yakışanı giymek mi?
Bence kadınların stil konusunda yaptığı en büyük hata, yalnızca moda olanı tercih etmeleri. Ben onlara moda kurbanları diyorum. Çünkü kendi bedeninizi tanımadan stilinizi oluşturamazsınız. Öncelikle bedenimizin avantajlı ve dezavantajlı taraflarını objektif olarak analiz etmeliyiz. Gardırobumuzu oluştururken de vücut şeklimize en uygun formları seçmeliyiz. Ayrıca aynılıktan kaçınmanız için seçtiğiniz parçaların da özgün olması gerektiğini düşünüyorum.