Güncelleme Tarihi:
Kadınlarda menopoz sonrasında östrojende azalma, yaşla beraber gelişen bazı olumsuz faktörler, kıkırdağın daha çabuk yıpranmasına neden olurken; diğer taraftan kilonun fazlalaşması da eklemlere binen yükü artırıyor. Osteoartrit boyun, bel, kalça, diz, el bileği, ayak bileği ve el parmakları gibi çok sayıda bölgeyi tutuyor. Görülme sıklığı yaşa, cinsiyete ve ırka göre değişiyor. Örneğin, kalça ve diz osteoartriti 65 yaş üstünde daha sık görülüyor. Özellikle 45 yaşın üstünde sıklığının arttığını söyleyebiliriz. Diz osteoartriti ise 45 yaş altında erkeklerde daha sık karşımıza çıkıyor.
Eklem kireçlenmesi başlangıçtan itibaren hastayı sınırlandırıyor
Osteoartritin ilk evresinde kıkırdakta şişme ve ödem meydana geliyor. Vücut bunlara tepki olarak iyileştirici hücreleri harekete geçiriyor fakat bu hücrelerle birlikte kıkırdağı yıpratıcı bazı maddelerin de salımını yapıyor. Hastalığın son evresinde ise kıkırdak iyice eriyerek inceliyor ve eklem aralığı daralıyor. Başlangıç evresinden itibaren bu durum, hastayı sınırlandırıcı bazı şikayetleri de beraberinde getiriyor. Son evrede kıkırdak eridiği, inceldiği için eklem aralığında yapışma ve daralmalar yeni kemik parçalarının da oluşmasına neden olarak sıkıntıları artırıyor. Bir kişinin vücudunda bir yerde osteoartritin olması, farklı bölgelerde de olabileceği olasılığını güçlendiriyor. Bu, kişinin osteoartrite yatkınlığını gösteren bir durum ve oradaki mekanik yapıyı bozduğu için zincir şeklinde dizdeki osteoratrit, kalçayı ve beli de etkiliyor. Eklem aralığı değiştiği için, ağırlık merkezi de değişerek duruş bozukluğu ortaya çıkıyor.
Osteoartritin nedeni tam olarak bilinmiyor
Osteoartritin nedeni tam olarak bilinmiyor ancak oluşumunda pek çok faktör rol oynuyor. En başta da genetik faktörler geliyor. Sorunun temelinde yatan kemiksel kıkırdak yıpranmasının nedenleri ise eklemlere göre farklılık gösterebiliyor. Örneğin, diz osteoartritinde mekanik yıpranmanın nedenlerinden biri aşırı kilo. Kilo fazlalığı olan kişiler her hareket ettiklerinde eklemler birbirine daha yakın olduğu için, sürtünme artıyor ve bu da mekanik strese neden oluyor. Böylece kıkırdakta yıpranma başlıyor.
Bir diğer neden ise tekrarlayan mikrotravmalar, yani yanlış kullanım oluyor. Özellikle sporcularda gözlenen bası dönme hareketi veya sürekli çömelme, aşırı merdiven inip çıkma gibi dizi gereğinden fazla kullanmalar yıpranmaları hızlandırıyor. Yıpratıcı etkenlere fazla maruz kalındığında osteoartrit 25-30’lu yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Ayrıca, hastalığın seyrinde ve gelişim hızında; yapılan iş, vücudun kullanım şekli, günlük yaşam tarzının çok hareketli ya da daha durağan olması gibi pek çok faktörün etkili olduğu söylenebilir.
Tedavide egzersiz ve fizik tedavi önemli
Tedavide en önemli nokta hastanın şikayetlerini mümkün olduğunca azaltmaktır. Günümüzde hastanın ağrı şikayetleri, ağrısını baskılamaya yönelik tedavilerle, ilaçla ya da fizik tedaviyle giderilebiliyor. Ağrıyla birlikte hasta oturup kalkamıyor, günlük aktivitelerini daha yavaş ve zor yapar hale geliyor. Bu nedenle ağrıyı azaltırken ya da yok ederken, hastanın günlük hayatını da daha düzenli devam ettirebilmesi için özellikle eklem açıklığını, kas gücünü artırmaya yönelik egzersiz ve fizik tedavi programları uygulanması önemli. Özellikle eklem açıklığını korumaya yönelik egzersizler tedavinin olmazsa olmazı. Eklemlerde kısıtlılık varsa germe egzersizleri, kısıtlılık yoksa da açıklığı korumaya yönelik egzersizler yapılmalı. Osteoartrit ömür boyu süren bir hastalık olduğu için ilaç tedavisinin uzun süre kullanılması tercih edilmemeli. Daha ziyade hastanın ağrısının, kısıtlılığının yoğun olduğu dönemlerde daha yoğun bir tedavi uygulamak, onun dışındaki dönemlerde ise egzersizle tedavi etmek daha doğru bir yaklaşım.
Egzersiz hastalığın ilerlemesini engelliyor
Kullanılan fizik tedavinin, dokuları iyileştirici ve ödem giderici etkisi var. Damar genişlemesi sağlanıp bölgedeki kanlanma artıyor. Böylelikle bölgeye giden besin miktarında da artış oluyor. Tedaviden alınan sonuç her hastada değişebiliyor. Ağrı nedeniyle kaslarda güçsüzlük varsa kas güçlendirici egzersizler uygulanabiliyor. Çünkü kas güçlendirici egzersizler sayesinde kemiğe binen yükün miktarı azaltılabiliyor. Öte yandan kimi vakalarda baston, parmak ve bilek için atel, bel için korse yardımıyla hastanın günlük hayatını daha konforlu bir şekilde geçirmesi sağlanıyor.
Osteoartrit tedavisinde birinci ve ikinci evrede eklem içi enjeksiyon tedavisi de kullanılan yöntemler arasında yer alıyor. Kalça, omuz, diz osteoartritinde de eklem içi enjeksiyonlar uygulanabiliyor. Ancak enjeksiyon tedavisi kısa süreli rahatlama amacıyla yapılıyor, uzun dönemde bir etkisi yok. Aynı zamanda ileri evre hastalarda da etkinliği bulunmuyor.
Kişinin kilosundaki 5 kiloluk bir artış osteoartrit riskini yüzde 36 artırıyor
Çok ilerlemiş vakalarda tercih edilen tedavi seçeneği cerrahi işlemle ekleme protez uygulaması yapmaktır. Ancak protezlerin dayanma süreleri kısıtlı olduğundan, cerrahi işlem mümkün olan en ileri yaşa ertelenmeli. Böylece hastanın iki defa ameliyat olmasının da önüne geçilmiş oluyor.
Kronik bir hastalık olan osteoartritte kilo kontrolü, günlük aktivitelerin ve günlük yaşam tarzının düzenlenmesi tedavinin çok önemli bir parçasıdır. Özellikle diz, kalça ve bel bölgesi için kilo kontrolü, osteoartrit riskini azaltmak ve tedavi başarısını artırmak açısından önemli. Örneğin, kişinin kilosunda 5 kiloluk bir artış osteoartrit riskini yüzde 36 artırıyor. Aynı oranda bir azalma ise gelecek 10 yıl için riski yüzde 50 azaltıyor. Hastalığın seyri, medikal ilaç tedavisi, egzersizler ve fizik tedavi hakkında hastanın eğitilmesi de tedavi sürecindeki bir başka önemli nokta. Günlük yaşamda yapılacak düzenlemeler ile verilen protez ve yardımcı cihaz kullanımı hakkında hastanın mutlaka bilgilendirilmesi gerekiyor.
Eklem kireçlenmesinden (osteoartrit) korunmanın yolları
Fizik tedavinin avantajları