Güncelleme Tarihi:
Vücudumuzdaki pek çok eklemde menisküs var, ancak özellikle dizdeki menisküs dikkat edilmezse, insanın başına büyük dert açabiliyor.Menisküsün, dizde amortisör veya bir yastık görevini yerine getirdiğini söyleyebiliriz: Menisküs, eklem mesafesinin yüzeyini ve eklemin çukurluğunu artıran bir çeşit kıkırdak. Eklem kıkırdağından farklı olarak sertleştirilmiş kulak kıkırdağına benziyor. Dış taraftaki menisküsün halkası daha geniş, daha esnek ve travmalarla içeriye doğru kayma olasılığı yüksek. İç taraftaki halka kıkırdak, yani iç menisküsün ise hareket kabiliyeti daha az. Amortisör veya yastık görevini yerine getiren menisküsler, eklemlere gelen darbelerin, doğrudan kemik yüzeylerine binmesini önlerler. Yani yükü emerler.Kadavradan alınıyorUzmanlar, menisküsün, daha çok ciddi darbeler sonucunda zarar gördüğünü söylüyorlar. Bazı menisküs sorunlarında belirti olurken, bazıları oldukça sinsi ilerliyor. Yani kişi çok yorulduğunda veya aşırı spor yaptığında, dizinde hafif bir ağrı, şişme gibi belirtiler olabiliyor. Dolayısıyla çok nadir olan şikâyetler dışındaki diz şikâyetlerinde doktora gitmek önemli. Çünkü çok basit çözümlenebilecek bir sıkıntı, ihmal edildiğinde çok büyük operasyonlar gerektirebiliyor.Ortopedide açık cerrahi, artroskopik cerrahi (kapalı diz ameliyatı) ve cerrahi olmayan yöntemlerden söz edilebilir. Bir de bu tedavi yöntemlerinin hiçbirinden yararlanamayan bir hasta grubu var. Onlara da `kadavradan menisküs nakli' öneriliyor.Birkaç ay içinde menisküs nakillerine başlayacaklarını söyleyen İstanbul Cerrahi Hastanesi, İstanbul Ortopedi Grubu Koordinatörü Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Deniz Algün, menisküs rahatsızlıkları, tedavileri ve menisküs nakliyle ilgili sorularımızı yanıtladı.Menisküs nedir?Pek çok yerde menisküs var. Ancak dizdeki menisküs, aslında diz ekleminde amortisör görevini yerine getiren bir doku. Ayrıca menisküs, yüklerin, kemiklere eşit olarak dağılmasını sağlayan bir doku. Menisküs tam bir kıkırdak değil. Menisküsün sadece eklem kapsülüne yakın 1/3´lük kısmındaki `kırmızı bölgede' kan damarı var. Bu kısmın, iyileşme potansiyeli var. Geriye kalan 2/3´lük `beyaz bölgede' ise kan damarı yok. Dolayısıyla bu dokuların iyileşme, kendini tamir etme şansı yok.