Jinekolojik Kanserler

Güncelleme Tarihi:

Jinekolojik Kanserler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2001 10:56

En sık görülen, jinekolojik kanserler rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanserleridir. Rahim ağzı kanseri için etkin bir tarama metodu olduğu için, sıklığı gelişmiş ülkelerde az iken, gelişmekte olan ülkelerde daha fazladır.

Haberin Devamı

Rahim kanseri genellikle erken dönemde şikayet verdiği için olguların yüzde 80'i tümör rahime sınırlı iken yakalanabilmektedir. Olguların 3/4'ü menopoz sonrasında görülür, ortalama görülme yaşı 62'dir. Yüzde 5 olgu ise 40 yaş altında görülür. Kadınlık hormonu östrojenin, yumurtalama hormonu progesterona göre daha baskın olmasından kaynaklabileceği gibi, yüzde 30 - 40 olguda hormonal durumdan bağımsız gelişebilir. Şişmanlık, şeker hastalığı, hiç doğurmamış olmak, geç menopoz, erken menarş, polikistik yumurtalık sendromu denilen süregelen yumurtlamama risk faktörleridir. Anormal kanama en sık başvuru şeklidir. Menopoza girildikten sonra her türlü kanama aksi gösterilene kadar rahim kanseri kabul edilerek, kürtaj ile doku tanışma gidilmelidir... Ayrıca 35 yaş üstü adet kanamalarının fazla olması veya ara kanamalar da dikkat çekici olması gerekir. Rahim ağzından alınan smearin değerliliği sınırlı olup, nihai tanı tanısal kürtaj ile konur. Tedavide cerrahi esastır. Mutlaka jinekolojik kanserde deneyimli cerrah tarafından yapılması gereken cerrahide tümör yaygınlığı belirlenir. Gereken olgularda ameliyat sonrası ışın ve kemoterapi verilebilinir. Rahim ağzı kanseri öncesi bazı lezyonlar vardır. Displazi adı verilen bu durumlar 20 - 34 yaşları arasından sıklıkla görülür; rahim ağzı kanserinin erken 40, geç 50 yaş dönemlerinde görüldüğü düşünelecek olursa, bu kanser öncesi durumlardan kansere dönüşüm sürecinin oldukça yavaş olduğu anlaşılacaktır. Human papilloma virüs suçlanan en önemli risk faktörlerindendir. Ayrıca erken yaşlarda (17 yaş öncesi) seks, çok sayıda erkek arkadaş, sigara ve AIDS etkeni risk faktörleridir. Tanıda smear ile tarama son derece önemlidir. 18 yaş veya ilk sekse başlama ile ilk smear alınır. Ardından her yıl tekrarlanır. Üç kez negatif smear sonrası, yukarıda adı geçen risk faktörleri negatif ise üç yılda bir tekrarlanabilir. Smearda kanser öncesi veya kanser ile ilgili hücreler görüldüğünde kaolposkopi denilen düşük güçlü mikroskop altında direkt değerlendirme yapılır ve şüpheli sahalardan biopsi alınır. Nihai tanı bu şekilde biopsi ile konur. Kanser öncesi displazi adı verilen durumlarda çeşitli metodlarla lokal tahrip, LEEP veya bazı özel durumlarda konizasyon denilen rahim ağzının koni şeklinde çıkartılması yapılır. Lokal tahrip için yakma, dondurma ve karbon dioksit lazer kullanılabilir; bu üç metoddan lazer özellikle yaygın ve ileri displazilerde daha avantajlı olabilmektedir.

Bu bağlamda mutlaka altı çizilerek bahsedilmesi gereken husus, halk arasında rahim ağzında yara adı verilen durumlarda uygun smear ve gerektiginde kolposkopi yapılmaksızın yakma, dondurma işlemlerinin yapılmaması gerektiğidir. LEEP son yıllarda yaygın olarak kullanılmaktadır; ayaktan lokal anestezi altında yapılan bu metodda ilgili alanları dahil edecek şekilde elektrocerrahi ünitesine bağlı bir telle rahim ağzının bir kısmı çıkartılır. Rahim ağzı kanseri tanısı alan olgularda da tümör yaygınlığı cerrahi everlendirme ile saptanır; ameliyat sonrası gereken olgularda ışın tedavisi verilir. Yumurtalık kanseri A.B.D'de jinekolojik kanserlere bağlı en sık ölüm nedeni olup, yaşam boyunca yakalanma riski yüzde 1,4 civarındadır.

Genetik yatkınlık, birinci ve ikinci derece kadın aile bireyleri arasında olması önemli bir risk faktörüdür. Talk, yüksek yağlı diyet, kısırlık risk faktörleri arasında sayılır. Kesin olmamakla beraber kısırlık tedavisinde kullanılan yumurtlama ilaçlarının da etkisi olabileceği üzerinde durulmaktadır.

Gebelik, oral kontraseptif kullanımı koruyucudur. Etkin, kolay bir tarama metodu olmadığı için olguların 2/3'ü geç dönemde başvurur.

Karında kitle, gerginlik, iştahsızlık gibi çok belirgin olmayan şikayetlerle ilk başvuru olur. Ultrasonografi, renkli Doppler, kanda bakılan tümör işaretleyiciler tanıda yardımcıdır.
Tedavide cerrahi esastır. Diğer jinekolojik kanserlerde de olduğu gibi tecrübeli bir jinekolog onkolog tarafınca yapılacak cerrahi evreleme ile tümör yaygınlığı belirlenir ve duruma göre kemoterapi, ışın tedavisi ek tedavi olarak eklenir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!