İşte Sizi Sürekli “Acıktıran” Şey!

Birçok sağlık soruna neden olan mısır şurubu vücutta tokluk hissi uyandırmıyor. Böylece kişide devamlı yemek yeme ihtiyacı uyanıyor. Bu da devamında obezite, siroz, kolesterol, diyabet gibi hastalıkları getiriyor.

Uzmanlar mısır şurubu (Glikoz-Fruktoz şurubu) , halk arasında bilinen adıyla Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) bulunan ürünleri tüketmememiz konusunda uyarıyor. Şeker pancarından elde edilen doğal şeker yerine kullanılan mısır şurubu mısır nişastasının işlemlerden geçirilmesiyle elde ediliyor. Nişasta parçalanarak glikoza ardından glikoz fruktoza dönüştürülüyor. Mısır şurubu yüzde 80 oranında fruktoz yüzde 20 oranında glikozdan oluşur. Mısır şurubu bireyin yeme dengesi tamamen bozmaktadır.

Mısır şurubu kullanılan ürünlerde aşırıya kaçmamak neredeyse imkânsızdır. Mısır şurubu metabolizmanın akışına müdahale ederek, yemenin durdurulamamasına neden olmaktadır. Mısır şurubu vücutta leptin hormonunun tutulumunu azalttığı için açlık duygusu kontrol edilememektedir. Leptin, insana doyduğunu bildiren ve yemeyi durdurmasını söyleyen son derece önemli bir hormondur.

Karaciğerimiz doğal olmayan şekeri algılayamaz, parçalayıp enerjiye dönüştüremez ve yağ olarak vücudumuzda depolar. Bu da bel bölgesi yağlanması, obezite ve diyabet gibi hastalıklara beraberinde getirir.

Mısır şurubu (Glikoz- Fruktoz şurubu) :Şekerler, sakızlar, aromalı gazlı içecekler, bisküviler, gofretler, çikolatalar, kek, meyve suyu, gazoz, kola, pasta, fındık fıstık ezmeleri, reçel, baklava, kadayıf, şekerpare gibi paketlenmiş gıdalarda kullanılmaktadır. Ürün alırken içindekiler bölümünde Glikoz- Fruktoz şurubu yazısına dikkat

Fruktoz, doyma hissine katkı sağlamamasına rağmen kan şekeri glikoz ile aynı enerji (kalori) yüküne sahiptir. Fast-food olarak ifade edilen tüketim kültürünün en önemli unsurlarından bir tanesi budur. Bu nedenle fark etmeden tükettiğimiz yüksek fruktoz, şişmanlık ve şişmanlıkla ilgili hastalıkları ortaya çıkmaktadır.