İşleri seks olan kadınlar anlatıyor..!

Güncelleme Tarihi:

İşleri seks olan kadınlar anlatıyor..
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2009 06:00

Cinsellikle ilgili işlerde çalışan kadın sayısı giderek artıyor! İşte, mesai saatinde seks konuşan ve seks sorunlarına çözüm bulan kadınlar ve cinsellikle ilgili görüşleri...

Haberin Devamı

Evet, seks sorunlarımızı kendi aramızda hala rahatlıkla konuşamıyoruz. Bu nedenle de cinsellikle ilgili işler erkeklerin tekelinde. "Tekelindeydi" demek daha doğru aslında. Çünkü cinsellikle ilgili işlerde çalışan kadın sayısı giderek artıyor! İşte, mesai saatinde seks konuşan ve seks sorunlarına çözüm bulan kadınlar...

33 YILDIR KADINLARA SEVİŞMEYİ ÖĞRETİYOR

PROF. DR. ARŞALUYS KAYIR, Psikolog

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı cinsel İşlev Bozuklukları Birim Sorumlusu Prof. Dr. Arşaluys Kayır, 1972 yılından beri aynı üniversitede çalışıyor. İlk kez 33 yıl önce vajinismus tedavisi yapmış. İşini sulandırmadan, ciddiyetle yaptığı için taciz gibi sorunlarla da karşılaşmadığını söylüyor. "Benim Türkiye'deki en önemli adımım, basında cinsellik konusuna dozunda, belli bir ciddiyette yaklaşmam oldu. Bu alanda; pornografik, uygun olmayan tedavi yaklaşımları ve istismarlar olsa bile, iyi tedavi eden kişiler olduğu da bir gerçek. Evet, konumuz riskli bir konu, hazla ilgili. Ve herkesin bir cinsel dürtüsü var, dolayısıyla hepimiz cinsellikle ilgiliyiz. Ama gelen hastanın hazzına odaklanarak 'Nasıl sevişti, ne yaptı' demiyorum. İyi yaşadığı kendine kalsın, sıkıntısı neyse onu gidermeye çalışayım diye düşünüyorum. 'Hafta sonumuz çok güzeldi, çok güzel seviştik' diyene de tebessüm ediyorum."

VAJİNİSMUS SORUNU HEP OLACAK

Peki, çok fazla cinsel sorunu olan bir toplum muyuz? Prof. Dr. Kayır, cinsel sorunlarımız olsa da, kolay öğrendiğimizi söylüyor. "Evlenmiş, aylar, hatta yıllar geçmiş ama hala cinsel birleşme gerçekleşmemiş vakalar var. Çünkü toplumda çok fazla yasak var. Pratik hayatta en geç öğrenilen şey, cinsel birleşme. Bekaret değerini koruduğumuz için, her zaman vajinismus sorunu da olacak. 'Zamanı gelince' deniyor. Ama sonra bir bakıyorsunuz, üniversite mezunu, evleniyor ve 'Ben hiç beklemiyordum kendimden bunu' diyebiliyor. E, tecrüben var mıydı ki beklemiyordun? Tedavi için çeşitli seks terapi teknikleri kullanılıyor ama teknik yetmez. Kişiye kendine güvenme, yaratıcılığını, spontanlığını geliştirme özellikleri vermeli. Sevişme bakarak öğrenilen bir şey değil. Deneyerek öğreneceksin. Ortada bir sorun varsa da, çok uzamadan güvenilen bir uzmana danışmak ve bunun için zaman ayırmak gerekiyor. 'Bir çırpıda sana bir nasihat, bir yol, bir ilaç, bir yöntem bulacağım ve sen düzeleceksin diyemeyiz. Cinsel sorunu hemen çözmek mümkün olamayabilir. Ama 8-10 seans devam edilince, o kadar çok şey öğrenirsiniz ki..."

TARTIŞIN: Doktorunuzun kadın ya da erkek olması sizin için farkeder mi?

>>>>>>

KİMSEYE SÖYLEMEDİKLERİNİ ONA ANLATIYORLAR

MELİHA KARAYAY, Psikolog

Hattat Hastanesi psikologu Meliha Karayay, yüksek lisansın ardından, psikiyatri bölümünde klinik psikoloji alanında çalışmaya başlamış. Cinsel sağlık alanına yönelmesi ise biraz tesadüfi olmuş. "1994 yılında psikolog olarak çalışmaya başladım. Hastanede, cinsel sorunlarla ilgilenecek arkadaşım yeni evlenmişti ve eşi cinsel fonksiyon bölümünde çalışmasını istemedi. O bu alanı bırakınca, hocam bir gün benim elime dosyayı tutuşturdu ve 'Artık sen cinsel fonksiyon bozuklukları merkezi bölümüne geçeceksin dedi. Ben o güne kadar bu alanla pek ilgili değildim açıkçası. Hasta size cinsel sorununu ifade etmedikçe çok nadirdir hastaya cinsel hayatının sorulması... Ben de dolayısıyla uzaktım bu konulara. Başlangıçta ailemi düşündüm çünkü tutucu bir ailem vardı. Kardeşler arasında bile cinsellik bu kadar konuşulmazdı bizde, hep üstü kapalı geçilirdi. Bir yandan da 'Acaba bu alanda erkeklerin çalışması daha mı iyi?' diyerek, yapılan araştırmaları inceledim. Yurt dışında da oranın yüzde 50-50 olduğunu gördüm. Anladım ki, erkek terapistle kadın terapist arasında, cinsiyet farkı bu alanda önemli değil. Tam tersi şöyle bir durum söz konusu; bir erkek sertleşme güçlüğünü bir erkeğe daha zor ifade ediyor! Çünkü onu babası ya da bir erkek arkadaşı gibi görüyor ve başarısızlığını ona açıkça söylemeye çekiniyor. Bu işe ilk başladığımda, hastaların utandıklarını fark ettim. Eğer ben de utanırsam, sorun olacağını düşünerek onlarla açıkça ve net şekilde konuşmaya ve anlatmaya başladım.

Şu anda, benimle birlikte hastayı takip eden bir üroloji ekibi var. Bütün bunlar beni çok geliştirdi. Bu anlamda kendimi şanslı görüyorum, tek başına cinsel fonksiyon bozuklukları çalışan bir psikolog olsaydım, olayı tek boyuttan görecek, o boyuttan yürüyecektim. Şimdi olayları daha açık ve net görüyorum. Diğer türlü çalışan arkadaşlarım olayın sadece psikolojik yönünü görüyorlar. Ben şimdi hormonların da insanları nasıl etkilediğini biliyorum. Olayın fiziksel yönü de çok önemli!'

HİÇBİR ŞEY DIŞARIDAN GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL

hayatı boyunca, şaşırdığı pek çok olayla karşılaştığını ve cinsel yaşamda hiçbir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını söylüyor Karayay: "Hiç ummadığım şalvarlı adamlar, simsiyah çarşaf içindeki eşlerini 'Ben zevk alıyorum ama eşim de orgazm olsun diye getirebiliyor. Aklınıza gelir mi böyle bir hastanın cinsel ilişkide eşini de düşüneceği. Önceden, 'Bu adam için bir kadın olsun, iki göğsü olsun yeter' diye düşündüğüm bir adamın, 'Kadınların şu özelliğinden dolayı ereksiyon olamıyorum, şundan dolayı erken boşalıyorum' dediğini duyduğumda şok olmuştum. Anladım ki, erkekler aslında çok zor, bizim düşündüğümüz gibi asla değiller. Kadının manikürüne, pedikürüne takıp, çok ufak detaylara takılıp, ciddi anlamda sorun yaşayan erkekler de var. Kadınlar ise en çok, orgazm olamama ve vajinismus sorunu ile geliyor."

MUTLU AİLE TABLOSU YANILTICI OLABİLİR

Meliha Karayay; işinin genel anlamda hayatını nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: "Ben ilişkileri eskisi gibi göremiyorum artık. Eskiden bütün olarak gördüğüm resme, şimdi öyle bakmıyorum. Evli, çocuklu bir çift gördüğümde, 'Aman ne güzel, ilişkiye de giriyorlar' ya da 'Ne kadar mutlular' diyemiyorum. Çünkü bana sekiz yaşında çocuğu ile gelen, hiç ilişkiye girmemiş bakire kadınlar da var. Bir çocuğu bile olsa, bu, onun eşiyle ilişkiye girdiğini ve mutlu bir cinsel yaşamı olduğunu göstermiyor. Dışarıdan göründüğü gibi değil. Kaliteli bir cinsel yaşama gelince... İki tarafın da kendisini rahatça ifade edebildiği, zorlanmanın olmadığı, özel, keyifli, çocuksu bir dili olan bir yaşam."

>>>>>>>

İLK KADIN ÜROLOG

UZM. DR. HATİCE SIÇRAMAZ ARIKAN, Ürolog

Yıllardır erkeklerin tekelinde olan üroloji bölümünde, artık yeni bir çığır açıldı. Türkiye'de uzmanlığını alan ilk kadın ürolog olan Dr. Hatice Arıkan, bu alanda bir ilk olmanın heyecanını yaşıyor. "Dokuz Eylül Üniversitesinde asistanlığa başladığımda, tepkileri aslında ben de çok merak etmiştim. Uzun süreli bir uzmanlık eğitimi bu; dolayısıyla kliniğin ve hastanenin de bakış açısı benim için son derece önemliydi. Şüphesiz herkes için şaşırtıcı olmuştur ama hiç sakil bir tepkiyle karşılaşmadım. Ben inandığım ve sevdiğim işi yaparken, bu konuda kimsenin beni negatif etkileme lüksü de yoktu sanırım. Bölüm başkanımızla ilk konuşmamda bana neden bu bölümü seçtiğimi sordu ve 'Burayı kazananlar listesi bize geldiğinde şaşırdık. O an yeni bir döneme girdiğimizi anladık' dedi. Annem ve babam da beni her zaman destekledi. Zaten üroloji tercihlerimi yaparken onlar dışında kimse yanımda değildi! Desteği bir yana bırakalım, duyan herkes eleştirdi. Şimdi bakıyorum da, aslında zor bir durum, iyi cesaret etmişim. Yani etrafında kimse önermezken, Üroloji konusunda bu kadar inatçı olmak iyi cesaret gerektirir! Yurt dışında da, kadın ürolog çok yok ama bizden daha fazla. Yine de yurt dışında da bizdeki gibi hala ilginç karşılanıyor, henüz orada da sıradanlaşmamış.

Türkiye'nin ilk kadın ürologu olarak bilinmek benim için bir onur. Ancak sorumluluk gerektiren bir onur bu. Eksik olan birçok şey için çaba harcamam gerekli, bunun farkındayım."

HİÇ KIZ ARKADAŞIM YOKTU

Dr. Arıkan, erkeklerle birlikte çalışmanın hayatına pek çok artı kattığını söylüyor. Ama elbette eksiklik duyduğu şeyler de olmuş! "Erkeklerle çalışmak beni çok olgunlaştırdı. Ben normal kadınlar gibi düşünmem, olaylara daha geniş açıdan bakıyorum. Tabii ki benim de zaman zaman yaşadığım sıkıntılar oldu; ben kız arkadaşlarıyla hafta sonu alışverişe giden, kafelerde oturup kadın dergileri karıştıran, makyaj denemeleri yapan biri olamadım hiç; hatta bölümdeki hocama bir gün sitemle şikayet ettim yalnızlığımdan. 'Hocam dedim, bakın hiç kız arkadaşım yok, bu kadar erkeğin arasında tek başımayım. Lütfen benim yerime siz kendinizi koyun, bir sürü kadının arasında tek başınıza çalışmak ister misiniz?' Hoca 'Süper olurdu, hem de nasıl isterim' dedi. Tabii erkek bakış açısı farkı!

KADIN HASTA FAZLA, AMA ERKEKLER DE AZ DEĞİL

Bu alanda çalışan kadın doktor olmayınca, başına enteresan olayların da gelebildiğini belirtiyor Arıkan.
"Üniversiteden ayrılıp devlet hastanesinde hasta bakmaya başlayınca, bana 'Hiç erkek hastan olmaz, etrafta bir sürü erkek ürolog var, sana neden gelsinler ki' dediler. Ben öyle olmayacağını iyi biliyordum ve olmadı da zaten. Erkek hastalar prostat, böbrek taşı, kısırlık, cinsel fonksiyon bozulduğuyla geliyorlar daha çok. Kadın hastalar ise idrar yolu enfeksiyonu, idrar kaçırma, böbrek taşı, yan ağrısı yakınmalarıyla... Zaman zaman enteresan olaylarla da karşılaşıyorum. Örneğin, asistanlığımın ilk günlerinde, servis doktoruydum. Ameliyattan hastalar çıkıyor, ben de onların ameliyat sonrası bakımlarını yapıyordum. Hastalar ameliyattan çıkmışlardı, rahat olsunlar diye üzerlerine hiçbir şey giydirmedim. Akşam hoca ziyarete geldi. Birinci hasta çıplak, ikinci çıplak, üçüncü çıplak. Hoca tabii benimle ciddi bir konuşma yaptı. Ama ben hala bu fikrimde sebat ediyorum. Doğru olan kesinlikle benimkiydi! Bir defasında da, poliklinikte ereksiyon problemi olan hastaların problemlerinin düzeylerini belirlemek için anket yapıyordum. Hastaların ereksiyon problemi var ama anket sonuçları süper çıkıyor. Şüphelendim ve aynı hastaları başka bir erkek doktor arkadaşıma yönlendirdim, aynı anketi tekrar ettik. Ve benim açımdan da hasta açısından da acı sonuçlarla karşılaştık!

PENİS; EL, KOL GİBİ BİR ORGAN

Dr. Arıkan'a göre, penis sıradan bir organ, cinsellikse karmaşık bir konu! "Penis benim için son derece sıradan, el kol gibi bir organ. Fakat hasta için tabii ki öyle olmayabiliyor. Kadınlar için bile zaman zaman muayene zor oluyor.
Cinselliğe gelince... Ne kelime anlamıyla, ne de problemlerini artık bireysel düşünemiyorum. Sağlıklı bir cinsellik, hem duygusal hem de fiziksel uyum demek benim için. Cinsellik sadece yatakla sınırlı değil. Bunun öncesi de, sonrası da bir o kadar önemli. 15-20 yıl evli olup cinsel tatmini yaşamayan kadınlar var. Eşle açık konuşmak gerekli, 'Ben böyle yapmanı istiyorum, şunu yapmandan hoşlanmıyorum' gibi. Ve cinsel yaşamlarında bir anormallik varsa, ilişkinin herhangi bir aşamasında mutlaka bir ürologun kapısını çalmalarını öneririm, fakat mutlaka eşle birlikte."

TARTIŞIN: Doktorunuzun kadın ya da erkek olması sizin için farkeder mi?

>>>>>>>

KONDOM KONUSUNDA HERKESİ BİLİNÇLENDİRİYOR

GÖKÇE AKARSU, Fiesta Kondomlart Satış ve Pazarlama Sorumlusu

Henüz 26 yaşında olan Gökçe Akarsu, uluslararası ilişkiler mezunu. Şeref öğrencisi olarak mezun olduktan sonra, birkaç ay havaalanında çalışmış ve ardından bir Amerikan sağlık firması olan DKT International'dan teklif almış.

"Kişisel özelliklerimi geliştirebileceğim, eğitimime uygun bir iş arıyordum, tam o sırada bu işle karşılaştım. Görüşmeye, sağlık ürünleri adı altında gelmiştim, 'Önce Türkiye'ye kondom ürünümüz gelecek' dedikleri zaman, ilk etapta durup bir düşündüm. Ne kadar modern biri olsam da, İstanbul'da tek başıma yaşasam ve modern bir aileden gelsem de, 'Acaba ne derler' diye düşünmeden edemedim. İlk olarak aklıma ailem geldi. Ben kendi açımdan hiçbir rahatsızlık duymam, kendime güvenim her zaman tam, ama 'İnsanlar ne der' sorusu aklımdaydı. Aileme 20 yıllık bir firma olduğunu, başarılarını, sırayla farklı sağlık ürünlerinin de geleceğini anlatınca, onlar da normal karşıladı. Üstelik getirdiğimiz ürün, insanların hayat standardını yükselten, cinsel hastalıklardan koruyan bir ürün. Bunun verdiği manevi mutluluğu da zamanla tadıyor insan. Ben özellikle; ürünlerin tanıtımı, marka imajı, bulunurluk, görsellik, cinsel sağlık ve kondomla ilgili broşürlerin Türkiye'ye uyarlanması konusunda çalışmalar yapıyorum. Yurt dışında bunlar, Türkiye'de olmadığı kadar rahat konuşulan konular. Bu yüzden biz de tanıtımlarımızda daha eğlenceli, hoşgörüyle karşılanacak bir dil kullanmaya çalışıyoruz. Bizi pazara yönelik en çok zorlayan şey bu diyebiliriz. Çünkü cinsellik hala Türkiye'de bir tabu."

BENİM İÇİN DEZAVANTAJI YOK

Akarsu, kadın olarak bu sektörde çalışmanın kendisini zorlamadığını ancak erkek bayilerin kendisine kondomların özelliklerini sormaya çekindiklerini ve bir erkek muhatap aradıklarını söylüyor. "İlk başladığım günlerde biraz zorlandım. Cinsel hayat hakkında konuşmak, cümle kurmak bile zordu. Sonuçta genel müdürüm erkek ve konuşurken penis, vajina kelimelerini kullanmak ayıp gibi geliyordu bana. 15 gün sonra el, kol gibi rahat bahsedilen kelimeler oldu tabii.

Bir de, adım 'unisex' bir isim olduğu için, özellikle bayiler bana Gökçe Bey diye mail atıyor. 'Şu kondom hakkında bilgi almak istiyoruz' diyorlar. Ben kadın olduğumu belirtince, sektörde bir kadın olmasına şaşırıyorlar. Bu işin benim açımdan bir dezavantajı yok, ama bayiler bir ürün hakkında bir şey sormak için aradıklarında, müdürümle görüşmek istiyorlar. Soru sormaya çekiniyorlar. Karşımdakinin bazen yüzünün kızardığını telefondan anlıyorum."

EN GÜZEL HANGİSİ KOKUYOR?

Gökçe Akarsu, bu işe başladıktan sonra, çevresindeki herkesi kondomun faydaları konusunda bilgilendirmeyi misyon edinmiş kendine. "Arkadaşlarım yaptığım işi öğrenince önce şaşırıyor, sonra merak ediyorlar. 'Ofisiniz nasıl, neler yapıyorsunuz, en çok hangi kondom tercih ediliyor, en güzel hangisi kokuyor' gibi sorular soruyorlar. Arkadaşlarımla bunları konuşuyorum, başkalarıyla da paylaşmalarını istiyorum. Erkeklerde bu bilincin özellikle oluşması gerekiyor. Sonuçta daha aktif bir cinsel yaşamları var. Sağlıklı bir cinsel yaşam için çiftler kesinlikle korunmalı. Biz firma olarak cinsel hastalıklara karşı şu üç yöntemden birinin uygulanabileceğini söylüyoruz: Ya hiç seks yapmamalı, ya tek eşli olmalı, ya da prezervatif kullanmalı!"

ASIL EĞLENCE ŞİMDİ BAŞLIYOR!

Akarsu, şu an için Türkiye'de dokuz çeşit kondomlarının bulunduğunu, en çok merak edilen ve satılanın ise geciktiricili kondom (all night) olduğunu söylüyor.

"Türkiye'de en sık görülen sorunlardan biri, erken boşalma. Ve bunu kondom kullanarak geciktirebilmek mümkün. Ürünlerin hepsi zaten amaca yönelik ürünler. Türkiye'de 'all night'ın çok satılması, diğer ülkelerde de satılacağı anlamına gelmiyor tabii. Biz bu konuda özel çalışmalar yapıyoruz. Tüketicinin ihtiyacını ve isteklerini araştırıp çeşit getiriyoruz. Kötü kokuyor diyene çilekli, daha çok zevk almak isteyene benekli olanı öneriyoruz. Türkiye böyle yeniliklere görüntüde kapalı, ama aslında çok açık. Bu yüzden, online satışlarımız oldukça iyi."



Evli bakirelere yüzde yüz tedavi!

Erken boşalmaya en uygun çözümler

Acaba Vajinismus muyum?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!