Güncelleme Tarihi:
1- Farklı aile yapıları: "Annem böyle istiyor."
İlişkiyi bireyin geldiği aile yapısı da şekillendiriyor. Bireyler genellikle ailelerinde gördükleri ilişki biçimini model alarak eşlerinin buna uygun davranmasını bekliyorlar. Aileler de çiftin yaşam tarzına sürekli müdahalede bulunduğunda yeniden yapılanma aşamasında olan çiftin ilişkisi zora girebiliyor. Ne yazık ki, çok iyi anlaşmalarına rağmen bazı çiftlerin sürekli olarak ailelerinin etkisi altında kalmaları ilişkilerini bitme noktasına kadar sürükleyebiliyor.
Çözüm: İki farklı aile yapısından gelen bireylerin kendi evlerinde yeni bir yapı belirlemeleri gerekiyor.
2- Eşit olmayan görev dağılımı: "Evde eşitlik bekliyorum."
Günümüzde kadınlar da çalışma hayatına yoğun bir şekilde katılıyor. Dolayısıyla rol ve sorumluluklarda da değişiklikler oluyor. Ev işleri, dışarıda çalışsa bile genelde kadına kalıyor. İşinden eve gelen kadınlar ise evdeki eşit olmayan görev dağılımından yakınıyor en çok. İşten gelen kadının ev işlerinde eşinden yardım beklemesi ve bunu dile getirmesi sonucunda da gerginlikler yaşanıyor. Ancak zaman içinde kadınlar, daha fazla gerginlik oluşmasın diye bu taleplerinden vazgeçip durumu kabullenmeye başlıyorlar. Böylece evlilik kadın için bir yük olmaya başlıyor ve eşler arasına mesafe giriyor.
Çözüm: Çözüm tabi ki kadının daha sabırlı olması ve bu talebini eşine hiç bıkmadan düzgün bir şekilde açıklamasından geçiyor.
3- Değişim talebi: "Önce sen değiş, sonra ben mutlaka değişeceğim."
Çiftler genellikle partnerlerinin olumsuz davranışları karşısında kendilerini kurban olarak görüyor ve onların değişmesini istiyor. Partnerleri de aynı talep ile geldiğinde, değişime hazır bile olsalar önce değişim talebiyle gelen kişinin ilk adımı atmasını istiyorlar. Bu da ilişki içinde işbirliği kurulamamasına ve uzlaşma sağlanamamasına neden oluyor.
Çözüm: İşbirliği ve uzlaşma ilişkinin gelişimi için çok önemli iki öğe. Bu iki öğe yerine getirildiğinde sorun da ortadan kalkıyor.
4- Gerçek dışı beklentiler: "Eşim ben söylemeden ne istediğimi anlamalı!"
İlişkilerde en sık rastlanan sorunlardan biri de eş veya ilişki ile ilgili gerçek dışı beklentiler. Bu beklentilere şu örnekler verilebilir: 'Eşim ben söylemeden ne istediğimi ve hissettiğimi bilmeli', 'Birbirimizi sevdiğimize göre her zaman mutlu olmalıyız', 'Eşim benim isteklerimi ve ihtiyaçlarımı tahmin edebilmeli', 'Her konuda hemfikir olmalıyız', 'Birbirimizi seviyorsak ailelere veya arkadaşlara ihtiyaç olmaz', 'Cinsel hayatımız, birbirimize olan ilgimiz hep aynı düzeyde devam edecek'. İlişkide bu beklentilerin gerçekleşmemesi ya da gerçekleşmeyeceğinin görülmesi hayal kırıklıklarına, umutsuzluğa, gerginliğe yol açıyor. Eşler karşılıklı olarak birbirlerini suçlamaya başlıyor.
Çözüm: Bu beklentilerin mantıklı olmadığını karşılıklı konuşarak, anlatmak ve anlamak gerekiyor. Bu aşamada çiftlerin mutlaka anlayışlı olması gerekiyor.
5- Duyguların zamanla değişmesi...: "Beni ilk günkü kadar çok sevmiyor!"
İlişkilerde sık rastlanan sorunlardan biri de eşe duyulan yakınlık ve sevgi hissinin zaman içinde değişkenlik göstermesi. Duygular, hiçbir zaman kur yapılan ilk günlerdeki gibi yoğun bir şekilde kalmıyor. Ancak yine yanlış bir inanışla eşler 'sevgi, romantizm ve heyecanımız hep aynı kalmalı' beklentisi içine girdikleri için hayal kırıklığı yaşıyorlar. Oysa bu değişim, sevginin bittiği ve ilişkinin bitmesi gerektiği anlamına gelmiyor.
Çözüm: İlişkiler hep aynı düzlemde gitmez. İnsan hayatı gibi ilişkilerde de inişler ve çıkışlar olabilir. Bunu kabul etmek gerek.
6- Rekabet ve güç çekişmesi: "Patron benim!"
Çiftlerden birinin ilişkiyle ve yaşamla ilgili konularda karar alırken daha etkin olması, kendi başına çözüm bulup uygulaması ve eşini de bu kararı uygulamaya zorlaması sorun yaratabiliyor. Çiftlerin uzlaşmacı bir tavır sergilememesi bu sorunu daha da pekiştiriyor. Bu, bazı çiftler için eve alınan basit bir obje konusunda yaşanabiliyorken bazıları için çocukları konusunda alınan kararlarda görülüyor.
Çözüm: Eşlerden birini ilgilendiren her konu birlikte masaya yatırılmalı ve kararlar ortak alınmalı.
7- İletişimsizlik: "Bana karşı yeterince açık değil."
Eşler bazen partnerlerinin kendilerinden çok fazla şey talep ettiğini düşünüyorlar. Ya da eşlerden biri diğerinin yeteri kadar açık olmadığından ve düşüncelerini paylaşmadığından şikayet edebiliyor. Çünkü eşler genellikle sorunlarını konuşmaktan, paylaşmaktan ve tartışmaktan kaçınıyorlar. Bu iletişimsizlik ise eşlerin birbirleri ve ilişkileri hakkında olumsuz düşünceler geliştirmesine neden oluyor.
Çözüm: Sorunların, her ne olursa olsun, karşılıklı olarak paylaşılması ve iletişimin en üst noktada tutulması gerekiyor.
8- Cinsel sorunlar: "Yatakta beni mutlu etmiyor."
Eşler arasında cinsel anlamda uyum sorunu bulunuyorsa bu, günlük hayatlarına da yansıyor. Yani cinsel sorunlar ilişkinin genel gidişatını ciddi ölçüde etkiliyor. Cinsel sorunları nedeniyle çift terapisine gelenlerin yaşadığı ilk sorun vajinismus olarak görünüyor. Yani çiftler bu nedenle cinsel birleşme sağlayamıyor. Diğer cinsel sorunlar ise, erken boşalma, sertleşme sorunu ve orgazm olamama şeklinde sıralanabilir.
Çözüm: Bu tip sorunlarda uzmanına danışmak en doğrusu. Ancak cinsellik ile ilgili sorunların kaynağında bazen sadece iletişim bozukluğu yatabiliyor. İletişim becerisi çift için ilişkinin her aşamasında çok önemli.
Bunlara da bir göz atın!
• Flört etmenin kuralı olduğunu düşünüyor musunuz?
Görüşleriniz bizim için önemli! Siz de tartışmaya katılın!
• Aşık mısın?
Aşka dair ne varsa hepsi burada! Gel sen de, aşkının tadını çıkar!
• Romantik gecelerin şarkıları
Sevgilinizle sonbahar gecelerini aşk şarkıları eşliğinde geçirmeye ne dersiniz?
• Sevişmek, evrenle bütünleşmektir...
Seks sadece bedenleri değil, ruhları ve kalpleri de birleştirir. Kadının da erkeğin de birbirine karşı daha hoşgörülü olmasını sağlar.
• Aşk ile başlayan büyük kaçış!
Menekşe ile Halil'in Berlin'den İstanbul'a kaçış öyküsü herkesi derinden etkileyecek...
• Sevgilinizle keyifli bir kahvaltı yapmaya ne dersiniz?
Sevgilinizle sonbaharın tadını Maçka Chocolate'da muhteşem bir kahvaltı ile çıkarın!
• Aşkın Gözü Kör!
Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış...